Türkiye’de zaman zaman hasta ve doktor arasında yaşanan şiddet haberlerini okuyup üzülüyoruz.
Devlet bu konuda ne kadar çok ceza verse de bir türlü sorunun önüne geçemiyor, cezaların artması bazen ters etki de yapabiliyor.
Biz maalesef ortadoğulu kafasını bir türlü atamadık..
Yani nedir bu ortadoğulu kafası..?
Bir sorun olduğunda sorunun asli nedenlerine inip sorunu çözmek yerine hemen konuyla ilgili bir kaç yasal düzenleme yapıp cezalar vermektir ortadoğulu kafası…
Halbuki yapılması gereken temel iş bu sorunun nedenlerine inmekti…
Yani nedir bu şiddetin temel nedeni?
Ben bunu bu sıralar izlediğim amerikan kökenli doktorlar dizinde daha iyi farkına vardım..
Bu dizilerde hasta ve doktor ilişkisi saygı, profesyonellik ve yardımlaşma anlamında çok dengeli… taraflardan birisinin hata yapmasına veya şiddete başvurmasına gerek kalmayacak kadar sistem iyi oturmuş..
Burada aradaki unsur SAĞLIK KURULU sistemi…
Doğrudan valiliğe bağlı olan bu kurula hasta en ufak bir şikayeti olduğunda anında başvurabiliyor ve şikayet neredeyse aynı gün işleme konulup müfettişler gidiyor… Doktorların ve hastahanenin en büyük korkusu bu kurul…
Demem odur ki… bizde de eksik olan denedim ve şikayet mercii…
Biz, sorunlarımızı ileteceğimiz mekanizmaya sahip değiliz.. Var olan mekanizmalar da (hasta hakları, hastahanedeki ilgili birimler) sadece oyalamakta ve ciddi bir yaptırımları olmamaktadır…
Örneğin Türkiyedeki hastaların en büyük şikayeti doktorların kendileriyle yeterince ilgilenmemesi ve hastalıklarıyla ilgili tatmin edici bilgi alamamaları, doktorlardan laf almanın zor olduğu, çok soru sorulduğunda terslendikleri (ben de bizzat bunu yaşadım) gibi… Bunu ileteceğiniz köklü ve güçlü bir denetim mekanizması şiddet gibi sorunları çözecektir.
Her meslek kolu gibi doktorlar da güvenle görevlerini yerine getirecektir..
Zaten bu denetimsizlik ve başıboşluk aslında ülkemizdeki tüm kurumlarda bulunmaktadır… bir kuruma yerleşen artık krallığını ilan etmektedir… Benzerlerini karakollarda, okullarda ve tüm kurumlarda da görebiliriz… ne diyelim inşaallah bir gün bunlara da birisi çözüm üretir ama bizde bu ortadoğulu kafa oldukça biraz zor…
İbrahim Halil ER