Bugün bazı milliyetçi çevreler Timur’u yere göğe sığdıramaz ve Emir Timur derken aslında o, Altınorda devleti gibi müesses oturmuş devleti darmadağınık ederek Ruslar’ın önünü açtı ve Türk dünyasını Rusya’ya armağan etti.
Timur Ankara savaşından 11 yıl önce Kunduzca savaşında Altınorda devletinin merkezi Samarra şehrine girer. Bu devlet yapılan tahribat sonucu bir daha belini doğrultamaz ve 100 yıl sonra yıkılır. Bugün Samarra şehri Rusya’nın sanayi cennetidir.
Timur eleştirim beklediğimden çok tepki çekti… Bana denilmeyen kalmadı… Ne çok Timur sever varmış… Evet biliyorum Altınorda hükümdarı Toktamış’da masum değildi… Yıldırım da masum değildi. Ama Timur bu devletlerin yönetimini ve sistemini yıkıp geri gideceğine alıp orayı kendisine baklasa ve daha da güçlendirseydi o zaman asıl savunulması gereken insan olurdu… Dua edelim de o dönemde Bizans zayıftı da fırsattan faydalanmadı.. Yoksa Anadolu’dan atılmış olacaktık…
Timur’u orta asya türkleri çok sever… çünkü halkına iyi düşmanlarına zalim.. tıpkı Asur hükümdarları gibi… Evet alimleri korudu mesela Anadolu’ya geldiğinde yanında Taftazani gibi büyük bir alimi de getirdi… ama bu onun yanlış yaptığını söylememizi engellemez.
Yukarda da değindiğim gibi keşke buraları yıkıp savunmasız kılacağına Osmanlı’nın yaptığı gibi feth edip merkezi sisteme bağlayıp bir Müslüman birliğine dönüştürseydi… O zaman gerçek bir fatih ve lider olmuş olurdu.. O sadece yakıp yıkan birisi… Şam’a girdiğinde siz Hz. Ali’ye karşı çıktınız diyerek 10 bin masum insanı öldürdü üstelik Şam ulemasının binbir ricasına rağmen…
Rus yayılmasının farkında olan Sokullu Mehmet Paşa, onları durdumak için Don-Volga projesini geliştirip donanmayla Orta Asya’ya gitmeyi düşünür. Fakat Osmanlı’nın gelmesini çıkarlarına uygun görmeyen bölgedeki küçük hanlıklar projeyi baltalar, içerde de koltuk sevdalıları Sokullu’yu öldürtür ve makus süreç başlar.
Daha sonra Şah İsmail’in yaktığı mezhep ateşi de Türk dünyasını ikiye ayırdı ve Ruslarala karşı birlik olmak yerine birbirleriyle didişmeye yol açtı. Böylece Kafkas toprakları Rus hakimiyetine girmiş oldu.
Orta Asya’nın Ruslaşması sürecini iyi bilmeyenler günümüz olayları değerlendiremez.
19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bazı orta asyalı aydınlar (Gaspıralı gibi) tüm coğrafyayı kültürel açıdan birleştirme gayretleri de Sovyetlerin kurulması ile tarihe gömüldü. Yüzyıllık süreçte kültürel kıyım onları benliklerinden uzaklaştırdı…
Kayıp bir ulus ve millete dönüştüler…
Halen toparlanamadılar.. Kısa süreli şekli bağımsızlık belki onları tekrar asli kimliğine döner diye umut ettik ama Rus ayısı tekrar o topraklara dönüyor şimdi..
Biz ne yaptık peki?
Bu cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde biz her zamanki gibi şaşkınlıkla izledik ve aniden bağımsız olduklarını düşünürken bunun alt yapısını ABD’nin 1950’den beri hazırladığını görmediğimiz gibi onların bağımsızlık süreçlerinde bir katkımız da olmadı. Hatta onları ABD resmen tanımadan biz tanıyamadık. Malum, ağa masaya oturmadan maraba oturamazdı…
Sonra bir Türk dünyası ve Turan hayallari gördük veya gösterildik… Özal “Adriyatikten Çin Seddine kadar” sözüyle kendi ölüm fermanını imzalarken biz de bir süre terbiye edildik. Bu süreçte Orta Asya’ya biz sadece batının değerlerini taşımaya çalıştık… Alfabe vb… şeyleri götürürken maneviyat alanı yine Feto’ya ihale ettik…
Sonuç
Sonuç şimdiki durum yaşandı…
Bize bol bol inşaat ihaleleri ve amelelik kalırkenTuran hayallerinin ABD, Rusya ve Çin parantezinden çıkamayacağını son Rus operasayonuyla da idrat ettik. Yani bizim Türk birliğini kurma girişimi ve Aksal atamamıza karşılık bir cevap verilmiş olundu. Biz ise koca orta asya’yı bize yedirmeyeceklerini göremeyen ve Türk Birliği Aksallarını atayan romantik bir devlet olduk…
Osmanlı en güçlü dönemlerinde bile bölgede yokken bize bu büyük güçlerin vereceğini görmek tarih bilmemekti..
Belki onların bu parantezden tek kurtuluşu şuurlanmaları ve birlik olmalarıyla mümkündür ama Rus ayısı varken zor… Özal, Adriyatikten Çin Seddine kadar derken Türk birliği rüyasını gördüğünde müesses nizamı ürküttü ve Orta Asya gezisinden döndüğünde öldü/rüldü… Günümüzde de Türk Birliği kurma girişiminden sonra Kazakistan operasyonu oldu.. Yani Müesses dünya alın size Türk birliği ve Turan diye bize cevap verdiler..
Rusya; Alfabesi ile kültürü ile ekonomik, teknolojik ve Askeri gücü ile hep var orada ve bundan daha elim ve vahimi de kalabalık nüfusu ile nüfuz etmektedir bölgeye. Bağımsızlıkğını elde eden her devletin içinde hatırı sayılır bir rus nüfusu zerk edilerek bir ellerinin orada olması sağlandığı gibi Rus nüfusunun konulmadığı bölgelerde de iç azınlıklar ve komşu düşmanlığı (azerbeycan-ermenistan) zerk edildi.
Bizimkilerin bu dünya oyunlarını öğrenmeleri ve oyun kurmaları zor… Çünkü bu sadece bilmekle değil güçle ve ekonomik güçle de olacak iş… ayrıca ekonomimiz güçlü olsa da ne sunacağız? hala kendi içimizde bile bir kültürel birlik sağlamamışken…
bence kendi muhasebemizi de yapmamızın zamanı geldi…
İbrahim Halil ER