SURİYELİLER ATATÜRK’E SEYFUL İSLAM ADINI VERDİLER
-Suriyeliler gitsin diyenlere ithaftır-
Türkiye”nin Yunanlılara karşı kazandığı zafer Halep”te büyük sevinç gösterileriyle karşılanmıştı.
Bu esnada Halepliler Mustafa Kemal Paşa”ya ”Seyfu”l- İslam (İslamın kılıcı)” ünvanı vermişlerdi.
Mustafa Kemal Paşa, Şam Müftüsüne çektiği bir telgrafta Yunanlılara karşı kazandığı zaferi bildirmiş ve ondan camilerde İslam davasının başarıya ulaşması için mevlit okunmasını ve dua edilmesini istemişti
Bunun üzerine 22 Eylül 1922 akşamı Şam”da birkaç camide merasim düzenlenmiş, Şam eşrafı, şeyh ve bilginleri tarafından Ankara”ya tebrik telgrafları çekilmişti.
Ayrıca Beyrut”ta 10 bin altın toplanarak Ankaraya gönderilmişti.
”Halep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” tarafından Mustafa Kemal Paşa”ya iletilen bir mesajda şu ibareler yer alıyordu:
”Halep”te, Hama ve Humus”ta ve Şam”da halet-i ruhiyenin mübarek ve mukaddes gayenize müteveccih ve efkarı umumiyenin hemen yüzde 90”ını sizinle beraber olduğunu temin ederim”
1923 yılı başlarında Lübnan”da Fransız askeri makamlarının yayımladığı bir genelgede ise Halep, Antakya ve Hama”da üzerinde Osmanlı bayraklarının yer aldığı Suriye haritalarının satıldığı belirtilerek, bu türden bütün haritalara, resimlere ve kitaplara el konulması isteniyordu.
Fransızlar Halep”teki dükkanlarda sergilenen Mustafa Kemal posterlerinin satışını da yasaklamışlardı.
EK
13 Kolordu Komutanı Ahmet Cevdet Bey”in 18 Aralık 1919”da Dahiliye Nezareti”ne yazdığı yazıda ise, Halep”te halkın dükkanlarını kapayarak Osmanlı lehinde gösteri yaptıkları, İngilizleri ve Fransızları protesto ettikleri, aralarından bir heyet teşkil ederek Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıyla ilişkiye geçmek üzere Sivas”a gönderme kararı aldıkları belirtiliyordu.
Selahattin Adil Bey”in Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Nezareti”ne gönderdiği 31 Ekim 1920 tarihli bir raporda ise Halep halkının Fransızlardan menfaat temin eden çok az bir kısım eşraf dışındaki orta tabakanın Türkiye taraftarı oldukları ve hatta Fransızlara karşı bir ihtilal başlatmaya hazır oldukları ifade ediliyordu.
SURİYELİ VATANSEVERLER TÜRKİYE’YE KATILMAK İÇİN GİZLİ GÖRÜŞME YAPIYOR
Suriyeli vatanseverler 1930”larda da Fransız mandasından kurtulmak için Türkiye”nin desteğine ihtiyaç duymuşlardı.
Dr. Ömer Osman Omar”ın verdiği bilgiye göre ”Suriye Fırkası” tarafından görevlendirilen bir zat, Türkiye”nin Cenevre Konsolosuyla yaptığı görüşmede Ankara”ya şu hususların bildirilmesini istemişti:
”1-Hükümetiniz, Türkiye Suriye menfaatlerini temin için teferruatı sonradan tespit edilmek üzere gizli bir antlaşmaya taraftar mıdır?
2-Suriyeye mühimmat geçirilmesine imkan var mıdır? Mühimmatın nerelerden geçirilmesi lazım geleceği sonradan bildirilecektir.
3-Gerektiğinde Türkiyeye iltica edenlerin Türkiyede hayatlarını kazanmaya müsaade edilebilir mi?
4-Türkiye, Suriyenin müdafaası zımmında müzahareti maneviye, yardımlarda bulunabilecek midir?”
Bu bilgiler Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras tarafından 26 Ağustos 1933”te Başbakan İsmet İnönü”ye iletilmişti.
Hükümetin bu tekliflere ne cevap verdiğini bilmiyoruz ama Türkiye her platformda Suriye”nin bağımsızlığını kazanmasından yana olduğunu açıkça telafuz etmişti.
Zaten Tevfik Rüştü Aras 1932”de ”Milletler Cemiyeti”nde yaptığı bir konuşmada Türkiye”nin tavrını belirtmiş, bunun üzerine Suriyeli vatanseverler Cumhurreisi Atatürk”e teşekkür mektubu göndermişlerdi.
Mesela Beyrut”ta yayımlanan yarı resmi gazete ”La Syrie” ve ”Hür Arap Masonları” adına konuşan ”Lisanu”l-Hal” gazetelerinde 17 Aralık 1925”de yer alan makalelerde Güney Suriye”de ayaklananlar ile Türkler arasında, Fransızları Kuzey Suriye”de ve Hama-Humus bölgesinde zor durumda bırakmak için bir antlaşma yapılmaya çalışıldığına işaret ediliyordu.
”Suriye-Filistin Konferansı” Türkiye”ye yakınlığıyla bilinen Şam”lı Yahya Hayati Bey”i kuzeydeki isyancıları organize etmek ve Türkiye ile bağlantıyı sağlamak amacıyla Ankara”ya göndermişti.
Türkiye, bu bağımsızlık mücadelesi sırasında kendisine sığınan Suriyeli direnişçileri hep bağrına basmıştı.
ESED REJİMİNİN TEMELLERİ MANDA DÖNEMİNDE ATILDI.
Anadolu ve Suriye ayrı ayrı ama birbirleriyle de dayanışma içerisinde bağımsızlık mücadelesi veriyordu.
”Suriye ve Filistin Müdafaa-i Kuva-yi Osmaniye” heyeti başkanı Cevdet Beyzade Ali Şefik Bey tarafından kurulan ”Demokrat Cemiyeti” ,Türkiye ile işbirliğini savundukları için Emir Faysal tarafından tutuklattırılan mücahitleri kurtarmak için faaliyet gösteriyordu.
Fransızlar manda döneminde Suriye”nin Türkiye ile manevi rabıtasını kesmek için, 40 yıl sonra ”Esed rejimi”ne temel sağlayan uygulamaları hayata geçirmişlerdi.
Esed rejiminin temelleri manda döneminde atılmıştı.
Türkiye bugün de özgürlük ve demokrasi istedikleri için Esed rejiminin zulmüne uğrayan Suriyeli kardeşlerine kucak açtı.
KAYNAK
Dr. Ömer Osman Umar”ın ”Türkiye-Suriye İlişkileri(1918-1940)” başlıklı eserinde Suriyeli mücahitlerle Türkiye arasındaki ilişkilere dair önemli bilgiler, belgeler yer alıyor.
Buna göre Müdafaa-ı Hukuk Cemiyetleri Anadolu”da Milli Mücadeleyi başlattıklarında Suriye halkı maddi ve manevi yardımlarını esirgememişti.
İbrahim Halil ER