Osmanlı Devletinde iki hukuk vardır. Şer’i hukuk ve örfi hukuk. Şer’i hukuk kaynağın islam’dan alırdı. Özellikle Hanefi mezhebine göre olurdu. Ama mahkemelerde Şafi hakimde bulunur, şafi mezhebi hukuku istenirse ona göre yargılardı. Gayri müslimlerde kendi mahkemlerinde yargılanırdı. Millet sistemi olduğundan gayrimüslim cemaatlere yargılama yetkisi verilmişti. Ermenilerin, Rumların ve diğer milletlerin kendi içinde yargı sistemi vardı. Örfi hukuk ise töre ve geleneklerin yanında fermanlar, beratlar, divan kararları, antlaşmalar ve ihtiyaç durumarında ortaya çıkan hukuklardan oluşurdu. Yalnız, örfi hukuk şeriata aykırı olamazdı. Çerçeveyi şeriat çizmişti. Daha çok şerikatın izin verdiği veya boş bıraktığı alanlarda konuşurdu. ll. Abdulhamit döneminde Cevdet Paşa tarafından bir medeni hukuk olan Mecelle çıkarıldı. Türkiye, İsviçre’den medeni hukuku alıncaya kadar bunu kullanmıştır.
Bu arada Mecelle, Hanefi fıkhına göre düzenlenmiştir. en modern medeni hukuktur. Sanılanın aksine batı hukukunu çok etkilemiştir. Bazı müslüman ülkelerde hala uygulanmaktadır.
Padişahlar, çıkardıkları kanunnameler ve fermanlar için mutlaka Şeyhulislam’dan fetva alırlardı. Şeyhulislam’ın fetva vermediği durumlarda olurdu. Padişah’ın verdiği idam cezaları için de fetva alınırdı. Fetva alınmadan Padişah adam öldüremezdi. (istisnalar ve olağanüstü durumlar hariç)
Ayrıca, savaş kararları da fetvayla olurdu.
İbrahim Halil ER