Tarımda tohumun önemli olduğunu, tohumlarımızın elden çıkması ve bir anlamda İsrail’e bağımlı olmamızla anladık. Adamlar zamanında bizim tohumlarımızı alıp gdo’lu tohumları bize pazarladılar.
Hatta, çıkartılan yasalarla tohum üretmeyi bile yasakladılar. Şimdi tarımda dışa bağımlı hale geldik ve tohum bağımsızlığımızı elde etmek için en az 20 yıllık bir sıkı çalışma gerekiyor..
Bize verilen tohumlar da kısır tohumlar, sadece bir kere kullanılan tohumlar..
Tarım ve tohuma egemen olan, dünya gıdasına egemen olduğu gibi, insanları yönetebilir, tohumlara enjekte edeceği hastalıklarla toplumları hasta edebilir, verimi düşürebilir. Hatta hasta ettiği insanları iyileştirmek için ilaç yapıp bunu satabilir…
Yani dört bir yandan kuşatılıyoruz.
Peki Ya İnsan Tohumu?
Başlık biraz mustehcen kaçsa da tarımda yapılanın benzeri insan üzerinde de yapılmaya çalışılıyor…
Yani insan tohumları, ilaçlar ve gdo’lu ilaçlarla verimsiz hale getirilmeye başlanıyor ve gittikçe hastahane köşelerinde çocuk sahibi olmak isteyen insanların sayısı artıyor, çünkü tohum kalitesi düşmüş ve iyi spermi elde etmek için mikro enjeksiyon sistemi kullanılmak zorunda…
Bu bir aşama
Sonraki aşama tohumların tamamen verimsiz olması olacak…
Öyle bir şey olacak ki, insanlar çocuk sahibi olmak için ilaç alır gibi tohum satın almaya başlayacaklar.
Bu aşamadan sonra tek tip insan modeli üretilecek
Nesep ve soy karışımı meydana gelecek
İnsan tohumu belli güçlerin elinde olacak ve insan neslini egemenlikleri altına alacaklar…
Bitkilerde başlayan süreç, hayvan ve sonra insanlar da devam edecek…
Ne mi yapacağı?
Her sene seçim yapacağız…
Biraz daha heykel dikeceğiz
LGBT’lere özgürlük vereceğiz
Kadın hakları, nafaka konusunu tartışacağız…
Ortada bunlara kafa yoracak ne bir devlet, ne bir mekanizma ve de bir beyin var..
Tarım, ilaç, insan sağlığı, ahlak, aile, istanbul sözleşmesi, feminizm, eğitim, sanayi ve üretim gibi meselelerimizin artık bir önemi yok… varsa yoksa seçim ve birilerinin inip çıkmasının memleket meselesi olması… bütün düşünce bunlara yönelik…
Ben zaten kabus görüyorum ve sayıklıyorum.. Siz uyumaya devam edin…
İbrahim Halil ER