Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yaptığı uygulamayı doğrusu takdir ettim ve geç kalınmış, hatta eksik bir uygulama olarak gördüm.
Uygulama’nın temel mantığı yaz tatilinden iki hafta kısaltarak bunu eğitim yılı içerisine dağıtılmasıydı. Bunun bir çok avantajları bulunmaktadır. Bunlar;
1. Yaz tatili süresi çok uzun: Yaz tatilleri üç ay gibi oldukça uzun bir süreyi kapsamaktadır. Yaz tatillerinin bu kadar uzun olması öğrencilerin eğitimden soğumalarına yol açmaktadır. Eğitim sezonu başladığında çocukların eğitime intibak sağlamaları bir ay sürüyor bu nedenle sürenin kısaltılması iyi olmuştur. Hatta bana göre daha da kısaltılabilir.
2. Eğitim süresi içerisinde küçük molaların verilmesi eğitimdeki motivasyonu artırır. Kasım ayında ve Nisan ayında yapılacak olan ara tatiller, öğrencilerin dinlenmelerine ve kendilerini yenilemelerine fırsat vereceği gibi, öğretmenlerin birikmiş olan sınav ve idari işleri bitirmelerine yol açar. Bu nedenle ara tatiller öğrencilerimizin kendilerini yenilemeleri ve konsantrasyonlarının artması açısından doğru olmuştur.
EKSİK YÖNLER
Yukarda anlattıklarım sistemin doğru ve iyi yönleri, fakat bana göre sistem bu haliyle eksik kalmıştır. Sistemi daha da radikal bir düzenlemeyle doğru zemine oturtabiliriz.
Neler yapabiliriz
Öncelikle eğitim sistemimizdeki birinci yarıyıl, ikinci yarıyıl kavramlarını kaldırmalı eğitim sezonunu bir bütün olarak değerlendirmeliyiz.
Yani her tatil dönemini bir dönem olarak olarak kabul edip eğitim sezonunu Kasım, Ocak, Nisan ve Haziran olmak üzere dört döneme ayırmalıyız
Çünkü eski sistemdeki birinci dönem ikinci dönem ayrımı sonucunda her dönem ayrı bir sezon gibi değerlendirilmekte ve her dönemde ortalama 3 sınav, sözlü, performans ödevi, dönem ödevi gibi imtihanlarla geçirilmekte ve bu imtihanları sona erdirmek için de eğitim sezonu başlar başlamaz sınav maratonuna girilmekte, bu sınav maratonu nedeniyle öğretmenler öğrencileriyle yetirince ilgilenemedikleri gibi, öğrenciler de daha doğru dürüst bir eğtim alamadan sınavlara yoğunlaşmaktadırlar.
Bu öğrencilerimizi bir yarış atına dönüştürdüğü gibi, çocukların iyi bir eğitim almasını da engellemektedir.
Bunun yerine yeni sistemde uyguladığımız tatil dönemlerini bir dönem olarak değerlendirebiliriz.
Yani öğrenci sınav olacak kendisine Kasım karnesi verilecek ve tatile girecek. Buradan hem eksiklerini görecek ve hem de kendisini yenileme fırsatı elde edecek ve veliler de çocuklarının gelişimini takip etmiş olacaklar.
Ocak ayında da sınav olacak ve tatile girecek. Nisan’da da sınav olacak ve tatile girecek, Haziran’da tüm bu sınavların değerlendirmesi ortalaması ve performansları ele alınıp nihai karne verilip sezon kapatılacak.
Bazıları belki sınav ve karne çoğaldı gibi algılayabilirler. Aslında öyle olmadı. Bir yarı dönemde gerçekleşen üç sınavı bir yıla yaymış ve sınav sayısını altı sınav yerine üçe düşürmüş olduk. Ayrıca her sınav sonrasında bir tatilin verilmesi, karnenin verilmesi de tarafların kendilerini görme ve değerlendirmelerine fırsat verdi.
Veliler de çocuklarının gelişimini iş işten geçtikten sonra değil de tüm sezon içerisinde görmüş oldular.
Ben bakanlığın sistemi bu şekilde geliştirmesini tavsiye ediyorum.
https://m.istiklal.com.tr/kose-yazisi/egitimde-tatil-modeli/451653
İbrahim Halil ER