Kısa Adı : İstanbul SözleşmesiSözleşmeyi
– hiçbir maddesine çekince koymaksızın
– ilk imzalayan
– ilk onaylayan ülke Türkiye’dir ve sözleşme, İstanbul’da imzaya açılmış olması sebebiyle “İstanbul Sözleşmesi” olarak anılmaktadır.
SÜREÇ
İstanbul Sözleşmesi
11 Mayıs 2011’de imzaya açıldı.
14 Mart 2012’de TBMM’de kabul edildi.
1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.
Öncesinde;
BM, 1999 yılında CEDAW sözleşmesine ek bir protokol kabul ederek «toplumsal cinsiyet eşitliği» politikalarını ülkelerin onayına sunmuştur. Türkiye bu protokolü 2002 de onaylamıştır.
AİHS CİNSEL KİMLİK ÜZERİNDEN Ayrımcılık
İstanbul sözleşmesinden önce cinsel kimlik, cinsel yönelim konusunda başka yasal belgeler de bulunmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Madde 14: ayrımcılığın yasaklanması; Protokol No. 12) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihadı (örneğin bkz. Oliari v. Italya, 2015, Ratzenböck ve Seydl v. Avusturya, 2017) ayrıca Avrupa Konseyi Tavsiyenamesi’ndeki CM/Rec(2010)
ÇEVİRİDEKİ SORUNLAR
Kadına Yönelik Şiddetle ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Önleme Avrupa Konseyi Sözleşmesi
Orijinal (İngilizce) İsmi:
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesi* Çalışmada orijinal metin esas alınmıştır.
Sözleşme’nin metnindeki
ev içi şiddet (domestic violence) “aile içi şiddet’’
ev içinde (domestic unit) “aile birliğinde”
eşler veya partnerler “eşler veya ebeveynler” olarak çevrilmiştir.
KÖKÜNÜ KAZIMAK
12. maddenin 1. bendinde yer alan
ORİJİNAL METİN
“Taraf devletler kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı önyargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak önlemleri alacaklardır”
İMZAYA SUNULAN METİN
“Taraf devletler kadının aşağılığı iddiasına veya kadın erkek için kalıp rollere dayanan önyargıları, örf ve adetleri, gelenekleri ve diğer uygulamaları ortadan kaldırmak amacıyla kadın ve erkeklere ilişkin toplumsal ve kültürel davranış modellerinde değişim sağlamak için gerekli önlemleri alır”
TÜRKÇE METİN Mİ ORJİNAL METİN Mİ BAĞLAYICI?
İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanmıştır.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ne herhangi bir çekince koymadığından, Türkiye açısından bağlayıcı olan, hatalı ve eksik Türkçe çeviriler değil, orijinal metinlerdir.
NEYİ AMAÇLIYOR?
Sözleşmeyi incelediğimizde temel olarak üç ana hedef okunuyor:
Kadına yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesi
LGBT bireylerin tanınması ve hiçbir ayrımcılık uygulanmaması
Özellikle bu iki konunun iç mevzuatlarda yasal zemine taşınması, yaptırımlara bağlanması ve izlenip, raporlanması
4 P YAKLAŞIMI
4P yaklaşımı olarak tanımlanıyor:
1. Prevention (Şiddeti Önleme),
2. Protection (Mağdurları Koruma),
3. Prosecution (Suçluları Cezalandırma)
4. Policy Making (Şiddeti Önlemek için Politika Yapma).
Sözleşme kadına yönelik şiddete hangi perspektiften bakıyor?
Feminist literatürü esas alarak bakıyor.
Kadına yönelik şiddet: “kadın ve erkekler arasında tarihsel eşitlikçi olmayan güç ilişkisinin tezahürüdür” ve “kadınları erkeklerle kıyaslandığında ikincil konuma zorlayan temel sosyal mekanizmalardan birisidir” diyerek ele almakta.
GİRİŞ KISMINDAN
“Kadına karşı şiddetin, kadınlarla erkekler arasında tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunu ve bu eşit olmayan güç ilişkilerinin, erkeklerin kadınlara üstünlüğüne, kadınlara karşı ayrımcılık yapmalarına ve kadınların tam anlamıyla ilerlemelerinin engellenmesine yol açtığının bilincinde olarak”
Kadına karşı şiddetin yapısal özelliğinin toplumsal cinsiyete dayandığını ve kadına karşı şiddetin, kadınların erkeklere nazaran daha ast bir konuma zorlandıkları en önemli sosyal mekanizmalardan biri olduğunun bilincinde olarak; …
Yapılan çok sayıda araştırma
kadına yönelik şiddet sorununun
en küçük cüzünün cinsiyet meselesi olduğunu ortaya koyuyor.
SÖZLEŞMEDE BİR DENETİM MEKANİZMASI VAR MI?
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını denetlemek (GREVIO) kurulması öngörülmüş.
İlk önce 10 kişiden oluşacak GREVIO, 25. Ülkenin Sözleşme’ye taraf olmasından sonra 15 kişiye çıkmış.
Sözleşme’de belirtildiği kadarı ile GREVIO’nun Taraf Devletler’i bir soru formu vasıtası ile gözden geçireceğini ve bu gözden geçirmeler sırasında sivil toplumdan da bilgi alabiliyor.
GREVIO ayrıca önemli bulduğu konularda ülkelere soruşturma ziyaretleri de gerçekleştirebilecek.
Toplumsal Cinsiyet
Biyolojik cinsiyet (sex) ve iddiaya göre sonradan kazanılan cinsiyete toplumsal cinsiyet (gender) denilmektedir.
Kadınla erkeğin sosyal rol ve davranışlarının sebebi doğuştan getirdiği farklılıklar olmadığı, sonradan öğrenildiği iddia edilmekte; bu nedenle kadınlık ve erkeklik davranışları yeniden kurgulanıp değiştirilebileceği belirtilmektedir.
’toplumsal cinsiyet’’ belli bir toplumun kadınlar ve erkekler için uygun gördüğü sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, etkinlikler ve yaklaşımlar anlamına gelir. Madde 3
ŞİDDET TÜRLERİ
“kadına yönelik şiddet’’, kadına yönelik ayrımcılığın bir türü ve bir insan hakkı ihlâli.
“aile içi şiddet’’, aile içinde, aile birliğinde ya da daha önceki ya da şu anki eşler ya da ebeveynler arasında meydana gelen, failin, aynı evi şu an ya da daha önce şiddet mağduruyla paylaşıp paylaşmadığına bakılmaksızın, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetin tüm türleri anlamına gelir. (Aslı, “ev içi şiddet”)
“toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, kadına, kadın olmasından dolayı uygulanan ve kadınları orantısız biçimde etkileyen şiddet anlamına gelir.
“Kadın” kelimesi, 18 yaşın altındaki kız çocuklarını da içerir. (İstanbul Sözleşmesi)
ARABULUCULUK YASAK
Karı – Koca arasındaki sorunları çözmede arabuluculuk da yasaklanmıştır.
Madde -48/1
“Taraflar, işbu Sözleşme kapsamındaki şiddet eylemlerinde, arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukukî ya da diğer tedbirleri alır.”
İstanbul Sözleşmesi
Nisa -35
Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır. Şüphesiz, Allah, hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdardır.
Devletin Yükümlülükleri (Devlet Politikası)
ETCEP (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi)
“Toplumsal Cinsiyet Hakkı gibi konulara ilişkin materyalleri öğretim müfredatına ve eğitimin her seviyesine eklemek için gerekli adımları atmaktan devlet sorumludur” M.14/1
Sözleşme LGBTQI bireyleri kapsıyor mu?
Sözleşme’nin Temel Haklar, Eşitlik ve Ayrımcılık Karşıtlığı başlıklı 4. Maddesi’ne göre
“Bu Sözleşme hükümlerinin Taraflarca uygulanışında, özellikle de mağdurun haklarını koruyacak tedbirler alınırken; cinsiyet, toplumsal cinsiyet, renk, dil, din, siyasi veya başka görüşler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa mensubiyet, mülkiyet, doğum, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmenlik veya mültecilik statüsü veya başka statüler temelinde hiçbir ayrımcılık yapılmayacaktır.”
LGBTİQ+’nın Açılımı Nedir?
Farklı cinsel yönelimleri kullanmak için kullanılan bir kısaltmadır.
L (Lezbiyen) kadın olup kendi cinsine cinsel ve romantik ilgi duyan,
G (Gey) erkek olup kendi cinsine cinsel ve romantik ilgi duyan,
B (Biseksüel) hem aynı, hem karşı cinse cinselve romantik ilgi duyan,
T (Transeksüel) operasyon geçirerek bedenlerini karşı cinsiyetin bedenine dönüştüren,
İ (İnterseks) bedenlerive üreme sistemleri tam olarak erkek ya da kadın üreme sistemi olmayan,
Q (Questioning) henüzLGB olup olmadığına kararverememiş bireyleri,
+ ise kendini herhangi bir cinsiyet kimliğinde tanımlamayan bireyleri ifade etmek için kullanılır.
Cinsel Yönelim:
Bir kişinin, cinsel arzusunun, hemcinsine, karşı cinse ya da ikisine birden yönelebileceğini anlatmak için kullanılan kavram. «
Gay, lezbiyen, biseksüel» tanımlamalarını içerir.
İstanbul Sözleşmesi’nin 4. maddesi, cinsel yönelimi yasal güvence altına alır. M.4/1
İstanbul Sözleşmesine İlişkin Bir Veri Haritası
UNDF (BM Kalkınma Programı Türkiye Ofisi’nin finanse ettiği) Küresel Hedefler isimli web sitesi,
Bilgi Üniversitesi,
Koç Üniversitesi,
İmece isimli (BM Kalkınma Programı Türkiye Ofisi ile birlikte bir çok proje ortağı olan ) web sitesi,
TÜSİAD,
Birleşmiş Milletler’in çalışma yaşamındaki uzman kuruluşu olan Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun web sitesi,
UNESCO,
TEPAV, Habitat Derneği (BM Kalkınma Programı Türkiye Ofisi ile birlikte bir çok proje ortağı olan) web sitesi,
Sözleşmenin Feshi
Madde 80 – Sözleşmenin feshi
1 Taraflardan herhangi biri, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle, herhangi bir zaman bu Sözleşmeyi feshedebilir.
2 Sözleşmenin feshi, konuya ilişkin bildirimin Genel Sekretere ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girecektir.
Uluslararası arenada yaptırımları olabilir.
AYM’DE İPTAL MÜMKÜN MÜ?
Anayasa Mahkemesi ne başvurarak Sözleşmenin iptalini istemek de mümkün değil. Çünkü Anayasa’nın 90. Maddesi[36] “Uluslara arası sözleşmelerde Anayasa Mahkemesi kendini sorumsuz sayar ve Uluslar Arası Sözleşmeler uygulanır” derken, bu maddenin kaldırılmasının yolunu da kapatıyor.
SONUÇ
Sözleşme;
Dinamizmini feminist hareketlerden,
Lojistik desteğini büyük sermayeden alıyor.
Bu haliyle kadın, çocuk ve aile üzerinde önemli tesirleri iç mevzuata yansımaya devam edecektir.
İstanbul sözleşmesini esas alan 6284 sayılı Kanunun uygulamalarıyla evlilikler azalmış, boşanmalar, intiharlar, kadına şiddet artmıştır.
Her hangi bir maddesine çekince koymak mümkün değil
Fesih mümkün, ancak uluslararası arenada yaptırımlar olabilir.
Not: Bu çalışma av. Şerife hanım’ın sunumundan derlenmiştir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, tanım olarak İstanbul Sözleşmesinde geçmektedir.
Sözleşmeye göre Toplumsal Cinsiyet, “Belirli bir toplumun (Dikkat! Yaradılışın değil) kadınlar ve erkekler için uygun gördüğü sosyal olarak inşâ edilen (kurgulanan) roller, davranışlar, etkinlikler ve yaklaşımlar anlamına gelir.” M.3/c
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği de, toplumun cinsler için uygun gördüğü davranışların, değerlerin eşitlik içermesi, ayrımcılık yapılmaması anlamına kullanılmaktadır.
İstanbul Sözleşmesinde kesinlikle aile kavramı kelime olarak bile geçmiyor.
Aksine aile yerine “ev” kullanılmış. Çünkü ailede ana – baba ve çocuklar var. “ev”de ise partnerler olur. Ayrı veya aynı cinslerden oluşmuş “partner”ler.
Yani kadın kadına, erkek erkeğe veya evlilik dışı birlikteliğe işaret etmekte onları meşrulaştırmaktadır.
Dolayısıyla aile kavramını yasada göstermelik olarak kullansalar bil (gerçek sözleşmede aile değil partner yazmaktadır, sadece bizi kandırmak için aile denilmektedir) aile kavramına şiddetle karşılar.
Bunu kadın hareketinin ve eşcinsellerin gösteri ve yürüyüşlerinde görebiliriz.
Bazı milletvekillerimizin veya kadın derneklerimizin toplumsal cinsiyet eşitliğinden anladıkları kadın ve erkek arasındaki eşitliktir. Ama aslında toplumsal cinsiyet eşitliği kadın ve erkek arasında eşitliği sağlamaya yönelik olmayıp, bilakis kadın ve erkek rollerini ortadan kaldırmaya ve toplumu cinsiyetsizleştirip lgbt gibi oluşumları meşrulaştırmaya hatta cinsiyet eşitliği iddiasıyla eğitim kurumlarımıza sızıp çocuklarımızın cinsiyet kimliğinin oluşumunu engelleyip lgbt yapma amaçlanmaktadır.
Bütün bunlar İstanbul Sözleşmesinin bize dayattığıdır.
Bu sözleşme ekseninde Milli Eğitim, Sağlık ve Aile Bakanlıkları yasal ve mevzuatsal düzenlemeler yapmaktadırlar.
Madde 14/1. Taraflar, gerektiğinde, öğrencilerin gelişen kapasitesine uygun olarak, kadın erkek eşitliği, kalıplaşmamış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde şiddet içermeyen çatışma çözümleri, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı gibi konulara ilişkin öğretim materyallerine resmi müfredata ve eğitimin her seviyesine eklenmesi için gerekli adımları atar.. M.14/1
Şimdi mudahale edilmediğinde artık iş işten geçmiş olacaktır.
Not
Toplumsal cinsiyet eşitliği kadın-erkek eşitliği değildir. Kadın ve erkek arasındaki şiddeti yok etme değildir. Bilakis aileyi yok etme, kadın ve erkek rollerini ortadan kaldırıp lgbt’yi meşrulaştırma ve hatta yeni nesilde lgbt’yi özendirip üçüncü cinsiyet haline getirme projesidir.
Ek
Bu çalışma yaklaşık 20 yıllık bir çalışmanın nihai sonucudur. Bu işin ilk ayağı bilimsel alanda yapıldı. Doktorlar, Psikologlar ve Psikiyatriler üzerinde baskı kuruldu. Çeşitli bilimsel kuruluşlar oluşturularak bu iddialar bilimsel bir tez haline getirildi. Sonra bu bilgiler üniversitelerde doğru bilgi olarak verildi. Bu bilgi ile yetişen doktor ve psikologlar toplumda bunun doğal olduğunu yaymaya başladılar. Çünkü okudukları bilim onlara bunu söylüyordu.
Bugün psikologlara lgbt eğilimli çocukları için gidenler korkunç gerçekle karşılaşıyor, Psikologlar çocukları bu durumdan kurtarmak yerine teşvik ediyor ve bunun doğal olduğunu, böyle yaratıldıklarını söyleyerek fıtrata karşı geliyorlar.
Maalesef bizim mahalle de bu konulardaki yaklaşımı bilemediğinden çocuklarını bu zihniyete teslim ediyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, uluslar arası bir Sözleşme olarak İstanbul Sözleşmesinde yer alırken, Sözleşme imzacı devletlere bazı yükümlülükler getirmektedir: Türkiye’nin de 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaladığı, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe soktuğu İstanbul Sözleşmesinin ilgili maddelerine baktığımızda:
Taraflar, kadın erkek için kalıp rollere dayanan ön yargıları, örf ve âdetleri, gelenekleri ve tüm diğer uygulamaları ortadan kaldırmak amacıyla kadın ve erkeklere ilişkin toplumsal ve kültürel davranış modellerinde değişim sağlamak için gerekli tedbirleri alır. M.12/1
NOT:
İstanbul Sözleşmesinde kesinlikle aile kavramı kelime olarak bile geçmiyor.
Aksine aile yerine “ev” kullanılmış. Çünkü ailede ana – baba ve çocuklar var. “ev”de ise partnerler olur. Ayrı veya aynı cinslerden oluşmuş “partner”ler.
Yani kadın kadına, erkek erkeğe veya evlilik dışı birlikteliğe işaret etmekte onları meşrulaştırmaktadır.
Dolayısıyla aile kavramını yasada göstermelik olarak kullansalar bil (gerçek sözleşmede aile değil partner yazmaktadır, sadece bizi kandırmak için aile denilmektedir) aile kavramına şiddetle karşılar.
Bunu kadın hareketinin ve eşcinsellerin gösteri ve yürüyüşlerinde görebiliriz.
İbrahim Halil ER (Mayıs 2019)