- Bu konu 16 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 1 ay 3 hafta önce İbrahim Halil ER tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
17 Nisan 2024: 19:02 #3429İbrahim Halil ERAnahtar yönetici
Milos Obiliç:
Sırpların milli kahramanıdır. l.Kosova Savaşında Osmanlı Sultanı l. Murad Hudavendigar’ı bıçaklayarak öldürmüştür. Kendisi hile ile onun yanına kadar gelmiş ve ardından bıçaklanmıştır. Bu olaydan sonra Osmanlı Padişahların huzuruna bir gayri Müslim elçi geldiğinde iki kişi koluna tutarak kabul etme geleneği başlamıştır.ihe17 Nisan 2024: 19:02 #3430İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiCharles Martel (686-741):
Fransız komutandır. Aynı zamanda Hristiyan dünyasının önemli kahramanlarından birisidir. 732 Puvatya savaşında Pireneleri aşıp Fransa’ya giren Emevi ordusunu yenerek, Fransa’nın Araplar tarafından ele geçirilmesini engellemiştir. Aslında bu zafer Charles için kolay bir başarı olmuştur. Çünkü savaş Müslümanların üstünlüğü ile devam ederken Müslüman komutan Abdurrahman el-Gafiki savaş sırasında şehit oldu. Komutan şehit düşünce gece Müslümanlar geri çekildiler. Yani komutan şehit düşmeseydi savaşı kazanacak tüm Fransayı ve belki de kıta Avrupasını elge geçirecektiler. Avrupa’yı Müslüman istilacılardan kurtaran kahraman olarak tarihe geçmiştir. Puvatya savaşı da bizim için Avrupa’daki sınırlarımızı çizmiş, Pirene dağları sınır olmuştur.ihe
17 Nisan 2024: 19:02 #3431İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiFeliks Kazimiers Potocki (1630-1702):
Polonya kökenli asker ve devlet adamıdır. İkinci Viyana Savaşında Osmanlılara karşı savaşarak savaşın kazanılmasında büyük rol oynamıştır. Aslında bu savaşta savaşın kaderini değiştiren diğer bir Lehistan kralı III. Jan Sobieski,. Lehistan kralı III. Jan Sobieski, bu başarısıyla Polonya kahramanı olmuştur. Fakat nedense onu değil de bu şahsı öne çıkarmalarını anlamadım.ihe
17 Nisan 2024: 19:03 #3432İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiMarko Antonio Bragadin (1523-1571):
Meşhur bir Venedikli kafirdir. Kıbrıs savaşında bize karşı uzun süre direndi. Sonra teslim oldu. Teslim antlaşması gereği onu ve askerlerini Venedik’e bir gemi ile götürecektik. Fakat antlaşmanın bir maddesinde Kıbrıslıların elinde esir olan 50 yaşlı hacının da bize verilmesi vardı. Fakat Marko, bizimle antlaşma yaptığı gece bu esirleri serbest bırakmamak için aynı gece işkence ile öldürmüştü. Bunu öğrenen Lala Mustafa Paşa, antlaşmanın bozulduğunu gerekçe göstererek Marko’yu ve askerlerini öldürdü. Tabi ki İtalyanlar bu olayı tarihlerine “Türkler teslim olan askerleri öldürdüler” diye yazmıştır.ihe17 Nisan 2024: 19:03 #3433İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiMichael Szilagly (1400-1460):
Macaristanlı olup, Macaristan’ın bağımsızlığı için isyandan sonra İstanbul’a getirip idam edilmiştir.ihe17 Nisan 2024: 19:03 #3434İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiDimitri Senyavin (1763-1831):
1806-1812 Osmanlı – Rus Savaşında Osmanlılara karşı savaşan Rus Amiraldir. İngilizlerle birlikte Osmanlılarla savaşan Ruslar, İngiliz donanmasının boğazları geçip İstanbul’u kuşatmayı ve yakmayı tasarlaması üzerine Rus donanması da İngiliz donanması ile birlikte 19 Şubat 1807’de Çanakkale’yi geçerek Boğazlara girdi. İlk kez İngiliz ve onun destekçisi Rus donanması Boğazlardan geçmişti. İngilizler zaten Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşının başlama tarihini de bu olayın anısına aynı tarihte başlatacaklardır. Adamlar tarihi satır satır biliyor bizimkiler gibi tarih satırlarda kalmıyor. Boğazları geçiş sırasında Rus Amirali’nin akıllıca manevrası harekatın başarılı olmasını sağlamıştır. İstanbul’u kuşatan İngiliz ve Rus donanması Osmanlı Padişahı lll. Selim’e şartlarını dayattı. Karaya çıkan İngiliz Amiral Senyav İstanbul’a ayak basması batı için bir dönüm noktası olmuştur. İlk kez düşman orduları silahla İstanbul’a ayak basmış oldular. Fakat aslında İngilizler kendilerini tutsak etmişlerdi farkında değillerdi. Yani boğazın çıkışı kapatıldığı zaman Türk suları içirişindeki donanmanın yapabileceği fazla bir şey olamazdı. Nitekim öyle de oldu. İngilizlerin bu cesurca çıkışı korku değil kızgınlık ve öfke yarattı. İngilizler kara ordusu olmadan bir şey yapamayacaklarını ve tuzağa düştüklerini anladıklarından geri dönmeye çalıştılar. Dönüş yolunda top atışlarına tutuldular ve 130 ölü 412 yaralı bıraktılar. Ama bu olayın yarattığı psikoloji ile yüz yıl sonra yine aynı yere geleceklerdir.ihe17 Nisan 2024: 19:07 #3443İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiMiloseviç
Aslında ortalama her Türk Miloseviç isimini bilir. l. Kosova Savaşında Sultan l. Murad’ı şehid eden kişi olarak öğrenmişizdir. Bu nedenle onun isminin silahtan çıkmasına şaşırmadık. Hatta Bosna-Hersek Savaşı sırasında Sırpların sürekli Kosova Savaşı intikamından bahsetmesi de bizi şaşırtmamıştı. Hatta Bosna Kasabı’nın adını da Milosevi olması tesadüfi değildi.
Şimdi biraz da bu Miloseviç hakkında bilgi verelim:
Savaşın kızıştığı bir sırada Miloş Kobiloviç adında bir Sırp asilzadesi, askerler arasından kendisine yol açarak “Mühtedi olduğunu ve Padişah’a mühim bir şey söyleyeceğini” belirterek ilerledi. Padişah, yanına gelmesine izin verdi. Miloş, askerlerin arasından hızla ilerledi. Padişah’ın ayağına kapanır gibi yaparak hançerini Sultan’ın kalbine soktu. Sultan’ın yarası ağırdı. Fakat savaşın kaderini etkileyecek kararlar vermesine engel değildi. Savaşın bitimine kadar yaralı bir şekilde yönetti. Hatta, Sırp Kralı Lazar’ın idam edilmesini de emrettikten sonra canını verdi.
Hristiyan kaynakları ise olayı böyle anlatmazlar. Sultanın çadırına kadar ilerlemeyi başaran ve bir yeminle birbirlerine bağlanan 12 cesur ve genç asilzadenin kahramanlıkları anlatılmaktadır. Efsanelerle ünlenen Miloş Obiliç, Türk hükümdarının çadırına kadar ulaştı ve onu, boynuna ve karnına sapladığı hançer darbeleri ile öldürdü.
Osmanlı tarihçileri için Miloş bir katil olarak görülmesine rağmen, Sırplar için tabi ki bir kahramandır. Bundan dolayı Sırplar arasındaki en yaygın isim Miloş/Miloşeviç’tir. Osmanlı Padişah’ları arasında savaş meydanında şehit düşen tek Padişah l. Murat’tır. Bu olaydan sonra, Padişahların savaşlar sırasında öldürülmemesi için daha çok dikkat edilecek, hatta Padişah’la görüşecek olan yabancı kişiler, bundan sonra mabeyincilerin koluna girerek huzura alınacaktır.
Padişah’ın cenazesi Bursa’ya getirilerek yaptırmış olduğu camiye gömüldü. Bu arada iç organları da Kosova’ya gömülerek üzerinde bir türbe yapıldı. Birçok kişi l. Murad’ın Kosova’da gömülü olduğunu sanır. Halbuki oradaki türbesinde iç organları gömülüdür.ek
Miloseviç’in seçilmesi de çok önemli bir mesajdır. Yani sizin liderlerinizi en seçkin askerlerinin arasında dahi olsa öldürebiliriz denilmiştir.ihe17 Nisan 2024: 19:07 #3444İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiİSKENDER BEY KİMDİR?
Yeni Zellanda Katili bize tarih öğretmeye devam ediyor. Tarih böyle bir şeydir, kaçmaya çalıştıkça sizi kovalar ve bu sizin geçmişinizdir, inkar etmeniz onun yok olduğu anlamına gelmez. Ben sizdenim demenizle sizden olunmaz. Bu nedenle tarihimizi gerçek anlamda öğrenmeliyiz. Zaferlerimiz kadar hezimetlerimiz, kahramanlarımız kadar hainlerimizi, kendimiz kadar düşmanımızı da öğrenmeliyiz. Üstelik bu anlatım masal tadında değil, gerekirse kabus tadında vermeliyiz. “Bir Türk Dünyaya Bedel” sözüyle hamaset pompalama değil, “Çalışan, mücadele eden kazanır” gerçekçiliği ile anlatmalıyız. Yoksa bir gün kaçtıklarımız bizim kabusumuz olur.
Şimdi katilin silahının üzerinde yazılmış olan İskender Bey Kimdir ve neden önemlidir biraz da onu anlatalım:
Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Balkanlarda fetihler yapmaktadır. Bu fetihler sırasında Arnavutluk da alınır. Fakat 1432 yılında Arnavutluk’ta çeşitli isyanlar çıkar. Osmanlı Devleti bu isyanları bastırır ve Osmanlı hakimiyetini tanıyan Arnavutluk lideri Yani (Jan) Kastriyato, bağlılığının kanıtı olarak oğullarını Osmanlılara rehin olarak verir.
Bu çocuklardan en küçüğü olan İskender Bey sağ kalmış, diğerleri ölmüştür. İskender Bey’in Hristiyanlık ismi Jarj’dur. Müslümanlaştırıldığı için İskender ismi verilmiştir. Batı kaynaklarında Scanderbeg (Skandarbeg) şeklinde de geçer. Arnavutlar tarafından millî kahraman olarak tanınan İskender Bey Arnavutluk’un ünlü Kastriyota ailesine mensuptur. Arnavutların en önemli beyi olarak kabul edildiği gibi, heykeli Arnavutluktadır.
Osmanlı sarayında ve Enderun’da yetişmiş, İslam’ı öğrenmiş, Türk savaş tekniğini öğrenmiştir. Yani tam bir Türk ve müslüman gibi yetişmiştir.
Babası Yani ölünce İskender Bey, babasının topraklarına hakim olmak için kaçtı. Aslında babasının topraklarının bir kısmı İskender Bey’e tımar olarak da verilmiştir. Babasının tüm topraklarının verilmemesi onun belki de kaçmasına neden olmuştur. Bu kaçış aslında İskender’in Osmanlılara yaptığı ilk zarar olmuştur. Çünkü onun Morava muharebesinden kaçması Osmanlıların bu savaşı kaybetmelerine de neden olmuştur. İskender Bey, sahte bir fermanla Kroya (Akçahisar) kalesine gitti ve bu kaleyi ele geçirerek içerdeki askerleri öldürdü. Artık İskender Bey isyan etmiş ve tekrar Hristiyanlığa dönerek irtidat etmiştir. Osmanlı kaynakları Hain İskender diye bahsederler.
ll. Murat, Kroya kalesini kuşattı. Fakat bu sırada Jan Hunyadi’nin güçlü bir orduyla saldırıya geçtiği haberi alınınca kuşatma kaldırıldı. Osmanlı Devleti’nin kuşatmayı kaldırması İskender’in başarısı olarak görüldü ve Hristiyan dünyası içerisinde bir kahraman olarak karşılandı.
Tabi ki İskender Bey’in babasının hakimiyet sahasına talip olması tüm Arnavut Beylerin hoşuna gitmeyecek, onların da Osmanlı etrafında birleşmesine yol açacaktır. Çünkü İskender Bey’in talep ettiği topraklar onların da istediği topraklardı.
İskender, bölgede destek bulmak için Venedik, sonra Napoli ve diğer küçük devletçiklerin himeyisine giriyordu. Bu durum diğerlerinin İskender’e karşı Osmanlı’yı desteklemesine de yol açıyordu.
Fatih döneminde de İsyanları devam etti. Kendisine karşı gönderilen ordunun komutanı Hamza Bey’in esir düşmesi İskender’in ününü artırdı. İskenderin Osmanlılara karşı askeri başarısının temelinde onun Osmanlılar tarafından yetişmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Şimdi bizim bilgilerimizi bize karşı kullanıyordu. İkender’in İsyanını bastırmak için Bizzat Fatih Arnavutluk seferine çıktı. Bunun üzerine İskender Papa’dan ve civar Hrisitiyan Devletlerden yardım istedi ama umduğunu bulunamadı. Bu sırada bir Venedik kalesi olan Leş’te bulunan İskender Bey 17 Ocak 1468’de burada öldü.İskender isyanının bastırılmasından kısa bir süre sonra Arnavutluklar kitleler halined müslüman oldular. İskender olayı bize yetiştirdiğimiz insanların sırrımıza vakıf olan insanların bize nasıl ihanet edebileceklerini göstermesi bakımından önemlidir. i.h.er
17 Nisan 2024: 19:10 #3447İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiSİGİSMUND
Macaristan ve daha sonra Alman Kralıdır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemine rastlar. Bu dönemde Osmanlı Devleti Balkanlarda yayılma siyaseti izlediğinden haliyle karşı karşıya gelmişlerdir.
Tarihimiz kuruluş dönemindeki bu tür batılı komutan ve devlet adamlarını biraz istihzai ele alması yanlıştır. İyi bir tarih eğitimi düşmanının da iyi tanıtılmasıyla sağlanır. Güçlü düşmanı yenmiş olmak aslında büyük bir meziyettir. Biz tarihimizde onu küçümserken batılı tarihçilerde Kutsal Roma Germen İmparatoru olarak onure edilmektedir. Macaristan ve Hırvatistan kralı da olan Sigismund burayı elli yıl yönetmiştir.
Osmanlı’nın Balkanlarda ilerleyişini durdurmak için çeşitli ittifaklar kuran ve aynı zamanda Hunyadi Yanoş gibi büyük bir komutan çıkartan devlet adamıdır.
Niğbolu Savaşında Yıldırım Bayezid’e yenilip canını zor kurtarmıştır. 1418’de yapılan muharebeyi de kaybederek Sırbistan üzerindeki iddiasından vaz geçmiştir.ihe17 Nisan 2024: 19:11 #3448İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiHunyadi Yanoş
Aslında tarih kitaplarımız Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasındaki bu tarz figürleri biraz karikatürize ederek, basitleştirerek anlatıp Osmanlı’yı aşırı övmesi doğru bir tarih anlatımı olmamıştır.
Burada bize basit bir şahsiyet olarak anlatılan Hunyadi Yanoş aslında dönemin önemli bir komutanı ve devlet adamıdır. Macar Komutanı ve Erdel Voyvodasıdır. Hristiyan dünyasının kahramanı ve Osmanlı’nın Balkanlardaki ilerleyişini durduran adamıdır. Belki tam durduramadıysa bile ilerleyişi uzun süre yavaşlatmıştır.
Hunyadi Yanoş, Balkanlarda Osmanlı ordusunu bir çok muharebede yenmiştir. Bunları kısaca özetlersek, Mezid Bey komutasında bir akıncı kuvveti 18 Mart 1442 yılında Transilvanya’ya girmiş buradaki kaleleri kuşatırken Hunyadi Yanoş’un yardıma gelmesi üzerine yenilmiş kendisi ve oğlu öldüğü gibi 20 bin şehid verilmiştir. Esirler de vahşice öldürülmüştür. Tarihe Hermanştad yenilgisi olarak geçer. Tabi onlar için bir zaferdir. Bu başarı Hunyadi’nin Avrupadaki şöhretini artırmıştır.
Bu yenilginin intikamını almak amacıyla Osmanlı Devleti Rumeli Beylerbeyi komutasında bir ordu gönderdi. Mağrur davranan komutanımız Vazağ bölgesinde Hunyadinin saldırısına uğrayıp büyük bir yenilgi aldı.
Bu iki yenilgi Türkler aleyhine Avrupa’da bir haçlı seferinin başlamasına yol açtı. Birleşik haçlı ordusu Osmanlı topraklarına 3 Kasım 1443’te girdi ve yapılan Morava savaşını Osmanlılar kaybedip dört bin esir ve iki bin şehid verdi. Haçlılar Bulgaristan’ı aldılar.
Sultan ll. Murat Balkanlarda düşmanı İzladi geçidi önünde karşıladı. 24 Aralık 1443 yılında yapılan İzladi Muharebesini Osmanlılar kaybetti. İlerleyen düşman Yalvaç Ovasında Osmanlı Ordusunu bir daha yendi. Tabi bu arada Haçlılarla ittifak etmiş olan Karamanoğulları da arkadan Osmanlı Ordusunu vuruyordu. Osmanlı ordusu Balkanlar ve Anadolu’dan taarruz altına alınmıştı.
ll. Murad, haçlılarla ve Karamanoğullarıyla aynı anda savaşamayacağını düşünerek barış istedi. 12 Haziran 1444’de Edirne-Segedin Antlaşması yapıldı. Osmanlı Devletinin ilk kez toprak kaybettiği antlaşmadır. Balkan topraklarını boşaltmak zorunda kaldık. Hunyadi Yanoş ve Balkan Meclisi barış teklifimizi 12 Temmuz 1444’de kabul ettiler. ll. Murad, bu yenilgilerden dolayı psikolojisi bozuldu ve tahtı 12 yaşındaki oğlu Mehmed’e bıraktı.Not: Haçlılar daha sonra bu antlaşmayı bozduklarından ll. Murad tekrar tahta geçecek ve Varna savaşında haçlıları yenecektir.
Macar Krallığına getirilen Hunyadi Yanoş, Varna savaşının intikamını almak için tekrar saldırıya geçince ll. Kosova Savaşı yenilgisini tadacaktır.
1456 yılında Fatih Belgrat’ı kuşattı. Hunyadi Yanoş Belgrat’a yardıma geldi ve Osmanlı Ordusunu yenince kuşatma kaldırıldı. Belgrat ancak Kanuni Döneminde alınabildi. Ama bu zafer Hunyadi’ye yaramadı. Belgrat’ta çıkan salgın hastalıktan dolayı öldü.ihe18 Nisan 2024: 18:58 #3530İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiKadir Mısıroğlu Gerçekten Yunan’ı Övdü mü?
Sürekli karşıma Kadir Mısıroğlu’nun “Keşke Yunan Kazansaydı” dediği sözü çıkıyor ve ardından kendisi eleştiriliyor…
Bir kere bu söz bir temenni ve istek değil bir ironidir. Bu sözü ve mecazı anlamayanlar lütfen yorum yapmasınlar biraz Türkçe ve biraz da belağat dersi alsınlar.
Bu sözün verdiği mesaj şudur: Yunan kazansaydı bile bu kadar din düşmanlığı yapılmazdı, ezan yasaklanmaz, Arap alfabesi kaldırılmazdı.
Yoksa gerçekte Yunan işgalini istediği değil.
Burada kıyas ve ironi yapıyor.
Kadir Mısıroğlu’nu Yunan sevici olarak nitelemek onu tanımamaktır.
Bu ülkede ilk kez “Yunan Mezalimi” ismiyle kitap yazıp onların zulümlerin ortaya koyan kendisidir.
Yani bir insanın sözlerini anlamaktan acizlerse bilene danışsınlar ondan sonra içlerinde ne varsa söylesinler ama adamın maksadı ve kastı dışındaki bir şeyi ona mal etmek art niyetten başka bir şey değildir.Not: Kadir Mısıroğlu’nu eleştireceğiniz başka söylemleri bulunur ama adamın kast etmediği bir şeyi ona mal etmek ve bunun üzerine bir propaganda, algı operasyonu yapmak da hakkaniyet değildir.ihe
18 Nisan 2024: 21:05 #3556İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiSeyit onbasiya ne oldu
Her canakale anma programinda seyyid onbasi edebiyati yapilir.
Onun nasil topu kaldirdigi anlatilir.
Peki savastan sonra seyyid onbasiya ne oldu?
Malesef kiymetini bilmedik.
Hamallikla gecimini sagladi.
Bir hamal olarak öldü.ihe18 Nisan 2024: 21:09 #3558İbrahim Halil ERAnahtar yöneticill. Abdulhamid
SULTAN ll. ABDULHAMİD’İN SELANİK GARDİYANLARICumhuriyet döneminde sivrilen ve hepimizin çok yakından tanıdığı bu kişiler, siyasi kariyerlerini Sultan’a gardiyanlık yaparak efendilerin gözüne girmesiyle yapmış ve ardından önleri birilerince açılmıştır.
Bu zevatı muhteremler de şunlardır: Feti Bey (Okyar), Ali Bey (Kel Ali), Salih Bey (Atatürk’ün yaveri Salih Bozok) gibi isimler de vardı.İ. Halil er
SULTAN ll. ABDULHAMİD’İN SELANİK SÜRGÜNÜ
Bize yıllarca Sultan ll. Abdulhamid’in Selanik’te Alaattin Köşkünde sürgün edildiği öğretilmişti.
Ama aslında Köşkün adının Alaattin değil Allattini olduğunu ve Selanik’in en güçlü Yahudi ailesine ait olduğun (Georgio Alatini’ye aittir) söylemedikleri gibi, kelime oyunlarıyla Türk ve Müslüman bir yer gibi göstermişlerdi.
Oyunun her zaman görünmeyen yerinde yönetmen vardır… Oyunculara değil, yönetmenlere bakmalıyız.İ. Halil er
6 Mayıs 2024: 19:00 #4597İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiYENI DIB. BASKANI HAKKINDA MULAHAZA
Bir hristiyanlık dini uzmanının dib. Başkanı olmasında verilmek istenen mesaj ne olabilir?YORUM
Ali bey dinler tarihi sahasinda dolu birisi. Ozellikle protestanlik kitabi iyi bir arastirma eseri. Ben avrupada reform hareketlerini incelerken kitaba rastladim ve okudum. Bir dinler tarihcisinin bu konulari incelemesi doğal ve hatta ülkemizde bu sahada hala zayifiz. Ulkemizde bir yahudi ve budizim dinleri tarihi uzmanları da olmalı. Hatta budizim ve diger hint dinleri uzerinde ilk çalışmayı biruni yapmış ve bu eseri halen özgünlüğünü korumaktadır. Ama bizim kültürümüzde dinler ve mezhepler tarihi hep birlikte incelenmistir. Biz bu calismalara el milel ve nihel adini vermisiz. Bu konuda sehristani – ibni hazm gibi büyük alimler de yetiştirmiş hristiyan ve yahudiligi inceleyerek onların saldırılarına cevaplar vermişizdir. Yeni başkan inşallah bu konularda ufuk açıcı çalışmalara imza atar. Not Diyalog sapkinligina düşmeden
Ek
Olayın feto ve diğer tartisilan yönlerine girmek istemiyorum. Çünkü bilmiyorum. Suizan yapmak istemiyorum. Mutlaka arastirilmistir. Böyle önemli bir atama da tüm dengeler hesaplanmistir. Bekleyip gorecegiz. Hemen ön yargıda bulunmayalim.
Şerh
Ben boyle bir nitelige sahip birisinin dib baskani olarak seçilmesini doğrusu çok anlamlı görüyorum. Bence içinde ciddi mesajlar barindirmaktadir.
Hasiye
Ehli sunnet mucadelesi yapan arkadaşlara görmez meselesinde de söylemiştim. Ülkemizde diyanet dini bir kurumdan çok siyasi bir kurumdur. Buradan çok şeyler beklemeyin. Siz kendinize alternetif calismalar uretin. Bağımsız kurumlar oluşturun. Dipnot Nedense dinler ve mezhepler tarihi hep ilahiyat icerisinde düşünülmüş, bu konu tarih fakültelerinin ilgi alanına dahil edilmemistir. Bu da yanlis bir yaklasim. Olayavayni zamanda tarihsel perspektiften de bakilmalidir. Derkenar Diyanet de yök gibi ozerk bir yapıya kavusmali, devet memuru değil ilim merkezi olmalı kendi içinde sura meclisi olmalıdır. Illerdeki müftüler ise sadece dini meselelerle ilgilenmeli halkla iç içe olmali fetva vermeli alimlerden olusmalidir. Idari işleri ise diyanet il müdürleri duzenlemelidir.
Hatime
Yeni dib baskani hakkında çok sey konuştuk ama bir sey unuttuk. Onu da söyleyelim. Yeni başkanımızın memlekete hayırlı olmasını diliyor, kendisine başarılar diliyorum. Hayırlı olsun.
Eyl 17, 2018 10:56:25am güncellendi25 Eylül 2024: 10:19 #5138İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiMENDERES
Ataturk’u putlastiran menderes olmustur. Hatta anit kabri de o bitirmistir.
Not: Ataturk’u koruma kanununu cikardi.
Tarih tekerrur ediyor
Menderes, inonu’nun baskisindan kurtulmak icin careyi Ataturke siginmakta buldu. Bunun icin Ataturku koruma kanunu cikardi…
Fakat buna ragmen kendisi koruyamadi. Inonuculer tarafindan darbe ile devrildi.
Simdi tekrar kemalizm kesfedildi…
Hayirdir- Bu yanıt 1 ay 4 hafta önce önce İbrahim Halil ER tarafından değiştirildi.
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.