Türklerin yabancı dil öğrenmede zorlanmasının nedeni, kendi dillerinin yapısının/mantığının öğrenmeye çalıştıkları dillerle çok farklı olmasıdır. Türkler yabancı dil konuşmaya çalışırken Türkçe düşünüp, bunu çevirmeye çalışmakta bu da tabi ki öğrenmeyi zorlaştırmaktadır.
Türklerin dili Ural/Altay dil gurubunda olması ve bu dilin Sami ile Hint Avrupa dilleriyle zıt yapıda olması onları zorlamaktadır.
Peki Türkler yabancı dil öğrenemeyecekler mi?
Aslında öğrenememe diye bir şey söz konusu değildir.
Sadece Türk ilim adamlarının Türklerin dil mantığına uygun bir dil öğrenme sistemini geliştirmeleri gerekmektedir. İngilizlerin kendi mantıklarına göre oluşturdukları sisteme göre değil… Ya da Arapların oluşturduğu sisteme göre değil. Tamamen Türklerin dil mantığı ve öğrenmenin beyindeki süreçlerini göz önüne alan bir sistem üretmeleri gerekir.
Ülkemizde bir sürü filoloji, psikoloji, sosyoloji ve dil bölümleri var. Bunlar ne iş yapar? Sadece maaş mı alırlar?
Halbuki gelişmiş ülkelerde bu tür sosyal bölümler aynı zamanda bilim üretir, ülkeye katkıda bulunurlar. Üniversiteler bulundukları şehrin dokusunu, tarihini, sosyolojisini, psikolojisini, edebiyatını, sanatını, mimarisini de araştırırlar. Bizde üniversiteler Sn. Erdoğan’ın dediği gibi yan gelip yatma yeridir.
Tekrar dil öğrenme konusuna dönersek, bilim adamlarımızın ve dilcilerimizin bu konuda çalışması ve Türklere yabancı dil öğretme sistemini oturtması gerekir. Bu konuyla ilgili bilimsel gelişmeleri koordine etmek için bir üniversite ya da bir enstitü görevlendirilebilir/kurulabilir.
Gerçi Türk Dil Kurumu diye bir kurum oluşturmuşuz. Sahi bu kurum ne iş yapar? Neden bu konuda çalışmaz ve çalışmaları koordine etmez? Birilerine arpalık mı olmuş?…. Bu kurumun dil çalışmalarının merkezi olması gerekirdi. Yabancılara Türkçe öğretme sistemini kurmalıydı. Türklere de dil öğretme yolları üzerinde araştırma yapmalı ve üniversitelerle koordineli çalışarak bilim üretmeliydi. Ama dediğim gibi buralar birilerine unvan ve makam oluşturma yeri haline gelmiş.. yazık…
Dil önemlidir. İhmal edilmemelidir.
Peygamber bile Medine’ye geldiğinde dil konusunu Yahudilerin tekelinden kurtarmak için Zeyd b. Sabit’i İbranice ve Süryanice öğrenmesi için görevlendirmiştir.
Osmanlı devletinin dış politikasının azınlıkların ve Osmanlı düşmanlarının eline geçmesine bu dil eksikliğimiz neden olmuştur. İlk hariciyemiz kurulduğunda burada görevlendirilecek memurların alımı için yabancı dil şartı vardı ve devlet ilanla eleman arayışına yöneldi. Fakat sadece azınlıklar yabancı dil bildiğinden bir süre sonra hariciyemiz tamamen düşmanlarımızın/hainlerin eline geçit. Onlar da ülkemizi bir güzel sattılar.
Dil öğrenelim ve bu konuda bilimsel araştırma yapalım.
İbrahim Halil ER