Hanım eve bazı akrabalarını davet etmek istemişti. Ben de başıma geleceklerden habersiz bir şekilde daveti onayladım… Nerden bilebilirdim ki hanım eve misafir çağırdığında tam bir temizlik manyağı çıkacağını?
Önce pasta börek dolma sarma işine daldı. Tabi bu arada elime de bir alınacaklar listesini tutuşturdu. Ben, alışverişle yırtacağımı düşünerek sevinçli bir şekilde marketin yolunu tuttum…
Ardından televizyonun karşısına geçip her zamanki takip ettiğim diziyi izlemeye başladım. Bu arada mutfakta güzel kokular geliyordu. Akşama yiyeceğim güzel pastalar ve yemeklerin hayalini kurarak televizyon izlemeye devam ediyordum ki…
…. Elektirikli süpürgenin sesiyle kendime geldim… Şimdi temizliğe başlamıştı. O oda senin bu oda benim temizliyorken benim kaldığım odaya da geldi… Her zaman oturduğum saltanat tahtımdan beni indirip kanepenin altını ve etrafını da bir güzel tavaf etti…
Neyse bu beladan da kurtuldum derken…. içeriyi ağır deterjan ve çamaşır suyu kokusu sardı. Meğer banyo ve tuvaletlere sıra gelmiş ve her tarafa çamaşır suyu döküyordu…
Midem bulandı… Oldum olası bu kokudan nefret ederdim.. Sanki genzim yanıyordu… içim kalkmak üzereydi… Kendimi balkona zor attım. Soğuk hava dalgası beni kendime getirmeye yetti…
Neyse sonunda bu fasıl da bitti diye sevindim…
Nerde…
Daha hanımın marifetleri bitmemişti. Şimdi de sıra mutfağa gelmişti. Bulaşık makinasındaki tabakları yerleştirmem için benden yardım istedi.
Eh bunu bari yapayım diye hemen işe koyuldum… Ama çıkan tabak ve bardakları beğenmedi. Makine iyi yıkamamıştı… Hemen leğene sıcak su koydu ve bulaşık deterjanı belki de çamaşır suyu da ila edip tüm bardakları ve tabakları bu zehirle yıkamaya başladı…
– Hanım ne yapıyorsun?
– Görmüyor musun bardak ve tabakları yıkıyorum…
– İyi de o yıkadığın zehirli su…
– Olur mu bak ne kadar temiz oldu, pırıl pırıl parlıyor…
– O gördüğün parlaklık temizliğin değil ddt’nin oluşturduğu hatta sıvadığı katman… bu katman içine koyduğumuz su ve yiyeceklerle de midemize gidiyor… Ardından hastalıklar ve kansere davetiye çıkarıyoruz..
– Ne yapayım? görmüyor musun makina iyi temizlemiyor…
– Emin ol, makinanın yaptığı doğal temizlik o zehrin yaptığı tahribattan daha iyi…
– İyi de kadınlar bir eve misafirliğe geldiklerinde müfettiş gibi her şeyi incelerler. Evimi dağınık ve tabaklarımı kirli ya da iyi yıkanmamış görmemeliler..
– Bence onların ne düşündüğünü umursamasan… Hatta bence bu deterjanlarla yapılmış temizliğin nasıl bir hastalığa davetiye olduğunu anlatan bir kaç makale de okusan…
– Aman sende … bir tabakla kimse ölmez…
– Ölmez ama sürünür…
Ne söylersek söyleyelim hanımı ikna edemedik. Bu arada solduğum bu çamaşır sulu hava başımı döndürmüştü. Balkona kendimi attım ve temiz hava soluyarak kendime geldim…
Akşam olduğunda misafirler geldi. Her şey hanımın istediği gibi kusursuz bir şekilde geçti. Ben de aksesuar olarak ortama uymaya çalıştım yoksa çekeceklerim vardı ne de olsa bu gece için iki gün prova yapılıyordu… Misafirler gittiklerinde artık memnun ve mutluydu… Ama elleri deterjan hatta çamaşır suyu koktuğundan yanına yaklaşamadım kendisinden kaçtım…
Bu arada yarın de senin arkadaşlarını çağıralım demez mi?
İstemez karıcığım ben arkadaşlarımla dışarda buluşurum, böyle piskopatlaşacağına gelmeseler daha iyi diyebildim..
İbrahim Halil ER