Herkes her sorusunun cevabını alsaydı, her cevap tüm soruları çözseydi, verilen cevap başka sorulara yol açmasaydı, soru sorulacak insan her daim elinin altında olsaydı, sorulan sorandan daha çok bilgili olsaydı sorunlar çözülürdü…
Sorular ve cevaplar her zaman olacak…
bazen cevaplar olmayacak sadece sorular olacak…
bazen aslında her şeyin cevabı olacak ama biz soruları bulamayacağız.
Bazen cevaplar önümüzde olacak ama bizim onu anlamamız kemale ermemiz gerekecek.
Bazen cevaplar kişinin yekine ulaşmasıyla olacak.
Bazen cevapları bulmak için hazır olamamız gerekecek.
Bazen cevapların verilmesi için bizim sınavı başarmamız gerekecek.
Bazen cevaplar bizim için iyi olmayacak bu nedenle hoşumuza gitmeyecek cevapları duymak istemezsek sormayacağız, kabullenmeyi bileceğiz.
Bazen sabırla bazı cevapların bizde kendiliğinden hasıl olmasını bekleyeceğiz.
Bazen asıl olan sormaktır…
Cevaplar işin zaididir.
Bazen sorular ve cevaplar yer değiştirir.
Cevap alamazsanız da paniklenmeyin…
Emr olunduğunuz gibi yaşamaya çalışın.
Senden istenen tek cevap bu.
HAŞİYE
Resul, ashabın çok soru sormasını yasaklamıştı. Ashabın bir çok sorusu vardı ve yanlarında göklerden haber alan bir Resul varken soramıyorlardır. Cebrail sordu, Resul cevapladı. ama onun da cevapları tükenmişti…
Sorular bitmez.
Asıl olan yaşamaktır. Yaşarken bir çok şeyleri öğrenir, bir çok cevaplar alırız…
Önemli olan neyle emr olunduğumuzu ve sorumluluklarımızı bilmektir.
İbrahim Halil ER