Peki, nedir o halde İbn-i Teymiye’nin etrafında dönen tasavvuf karşıtlığı söylemleri?
İbn-i Teymiye, gerçek tasavvufa karşı değildir. Karşı olduğu bazı noktalar vardır, ama o, tasavvufun bazı söylemlerini eleştirir.
Bazı müritlerin yanlışlıklarını eleştirir. Fakat tasavvufun kendisini savunur. Aslında onun karşı olduğu tasavvufun kendisi değil, tasavvuf adı altında yayılmış olan panteizmdir. İbn-i Arabi’ye yönelttiği eleştiri de, panteizme düştüğü şeklindeki düşüncesindedir. (Fakat burada yanlış bir bilgilenme söz konusu. İbn-i Teymiye, vahdeti vücudu panteizmle karıştırıyor. Panteizm küfürdür. Bu nedenle o, vahdeti vücudu panteizm sandığından bu düşünceyi savunan herkesi tekfir ediyor. Burada eleştirdiği felsefeyi/düşünceyi yanlış anlamasından kaynaklanan bir bilgi kirliliği var.) İbn-i Teymiye’nin eleştirdiği konuların başında;
1. İbn-i Arabi’yi eleştirir.
2. Tevvessül ve vesile konusunu eleştirir.
3. Hallacı eleştirisi.
İBN-İ TEYMİYE KADİRİ HIRKASI GİYMİŞTİR
Kadiri Tarikatı’na ismini veren Abdülkadir Geylani, hem Ebu Ömer b. Kudame, (1210) hem de onun kardeşi Muvaffakuddin b. Kudame’ye (1223) hırka giydirmiştir. Muvaffakuddin ibn-i Kudame, Hanbeli mezhebinin ilk usül kitaplarından olan Ravdatunnazir kitabının müellifidir.
Ebu Ömer ‹in oğlu İbn-i Ebi Ömer b. Kudame (1283) hem babasından ve hem de amcasından hırka giymiştir. İşte İbn-i Teymiye’ye hırka giydiren de bu İbn-i Kudame’dir. Bu silsile İbn-i Teymiye’den, İbn-i Kayyım el-Cevziye ulaşır. İbn-i Kayyum ise meşhur Hanbeli Sûfisi Ensar Herevi’nin meşhur tasavvufi eseri Menazilussairin’e Medaricus Salikin adlı bir şerh yazmıştır.
İbn-i Teymiye’nin tarikat silsilesi şöyledir.
1. Abdülkadir Geylani
2. Ebu Ömer b. Kudame
3. Muvaffauddin b. Kudame
4. İbn-i Ebi Ömer b. Kudame
5. İbn-i Teymiye
6. İbn-i Kayyım el-Cevziye
7. İbn-i Receb
HANBELİ ÂLİMLERİN ÇOĞU SÛFİ VE KADİRİDİR
Çünkü tarikatın kurucusunun bu mezhepten olması, bu mezhebi Kadiriliğe yaklaştırmış oldu.
Muvaffakuddin, İbn-i Kudame’nin Kitabu’l Tevvabin eseri tam bir tasavvuf kitabıdır. Zaten kendisi ehli tariktir. Kadiridir.
Yani, aslında Hanbelilerin tasavvuf düşmanlığı söylemi Suud eksenli geliştirilmiş olan bir söylem biçimi olup, tamamen siyasidir. Aslında Hanbelilerin hararetle savundukları bazı nazariyeleri tasavvuf ışığında incelendiğinde bir kardeşlik görülür. Hanbelilerin zühdü ve ameli öne çıkarmaları, tasavvufta da görülmektedir.
İBNİ KAYYUM ve EBU’L FEREÇ EL-CEVZİ
İbn-i Kayyum el-Cevzi de tasavvufi eserler yazmıştır. Bunlardan meşhur Hanbeli sûfisi Ensar Herevi’nin meşhur tasavvufi eseri Menazilussairin’e Medaricus Salikin adlı bir şerh yazmıştır. Ayrıca Kitaburruh da tamamen tasavvufi bir yorumla yazılmıştır. Özellikle bizim doğulu meşayihlerin elinde eksik olmayan bir kitaptır. Ebul Fereç el-Cevzi ise önemli bir Hanbeli âlimi ve sûfisi olup tasavvufla ilgili önemli eserler yazmış, hatta önemli bir menakıp yazarı olarak sûfilerin hayatını yazmıştır.
Ayrıca, Ebu Nuayn el-İsfahani’nin Hilyet’ul Evliya isimli eserini «Safvetüssaffe» adlı eserinde, Gazali’nin İhya-u Ulûmüddin adlı eserini de «Minhacul Kasidin» adlı eserinde özetlemiştir. Onun tarih eseri Muntazam’ında sûfileri öven birçok biyografisi vardır. İbn-i Cevzi hem tasavvufu övmüş ve hem de bazı kişi ve uygulamaları eleştirmiştir. Mesala, ona nispet edilen «Kitab-ı Zemmi Abdulkadir” yani Abdulkadir Geylani’yi eleştirirken aynı şekilde kendisine nispet edilen «Menakıb-ı Rabiatul Adeviyye» eseriyle de bir sûfiyi övmüştür. Tasavvufla ilgili yazdığı belli başlı eserleri şunlardır. Fedâil-il-Hasen-il-Basri, Menâkıb-ül-Fudayl bin Iyâd, Menâkıb-ü Bişr-i Hafî, Menâkıb-ı İbrâhim bin Edhem, Menâkıb-ı Süfyân-i Sevrî, Menâkıb-ı Ma’rûf-i Kerhî,
Buradan onun yanlış gördüğü bazı noktalarda eleştirmekten çekinmediği ama durumun onun sûfi olma gerçeğini değiştirmediğini de gösterir.
Telbis’ul İblis isimli eserde Ebu’l Fereç’e aittir. Bu eser bazılarınca tasavvuf karşıtı bir eser olarak yansıtılmasına rağmen, aslında o tasavvuf karşıtı olarak yazılmamış olup, filozoflar, zındıklar, ehli bidatlere karşı yazılmıştır. Ayrıca, tasavvuf adı altında yapılan bazı hurafe ve yanlışlıkları da eleştirmiştir. Yani sadece anti tasavvuf bir eser değildir. Yani bu eserde İbn-i Cevzi, kendisinin de içinde bulunduğu sûfi ekolünün yanlışlıklarını eleştirmekten çekinmemiştir.
İbn-i Teymiye’nin eserleri bir tasavvufçu gözüyle okunduğunda pek çok tasavvuf ıstılahının bol bol kullanıldığı görülür. Bunlar; İlham, zevk, vecd, muhabbet, keşf, hakikat, haşyet, vb. gibi kavramlardır. Aslında en çok bildiğimizi sandığımız âlimleri bile bilmiyoruz. Her zaman söylerim, önce birbirimizi tanımalıyız. Tasavvuf eleştirisi ile bazı tarikat ve tasavvufçuların yanlışlıklarının eleştirisi ayrıdır. Bunları birbirinden ayırmalıyız. Selefi ve Hanbelilerin de biraz kendi geçmişlerine ve seleflerine bu yönden bir bakışla bakmaları gerekir. Kılıçlarını kınlarına koyup, daha kuşatıcı olmalıdırlar.
Ek: İbn-i Teymiye, Abdulkadir Geylani’nin Fütuh’ul Gayb kitabına şerh yazmıştır. Fetvalar külliyatının onuncu cildi, ilmi sülük, on birinci cildi, ilmi tasavvuf olması ve bu tasavvufi bilgilere ilim demesidir. İbn-i Kayyum’un Medaricu Salik isimli tasavvufi eseri bulunmaktadır. Hanbeli âlimlerin kadiri olmaları ve tasavvufi kitap yazmaları, Abdulkadir Geylani’nin koyu bir Hanbeli olması. İbn-i Teymiye’nin ve İbn-i Kayyum’un eserlerine bakıldığı zaman onların bu tasavvuf söylemlerini inkâr etmedikleri, bilakis tasavvuf terminolojilerini oldukça sık kullandıkları da görülmektedir.