Burada Tevrat’ın bölümleri hakkında vereceğimiz bilgiler tamamen Yahudi dini yorumuna göre verilmiştir. İslam’daki Tevrat anlayışına göre değildir. Yazıda Hz. Musa’ya sadece Musa denilmesi, Allah ifadesi yerine Tanrı yazılması tamamen konunun uzmanlarının yaklaşımı esas alınarak yazılmıştır. Sonuçta Yahudi anlayışını ve mukaddes kitabını onların terminolojisiyle anlatmaya çalışıyoruz. Bu ifadeler rahatsız etse de (beni rahatsız etti) İslami bir metin olmadığını göz önüne almanızı rica ederiz.
Yani şu anda yürürlükte olan Tevrat ve içeriği hakkında Tevrat uzmanlarının verdiği bilgilerden derlenmiştir.
Bu yazı aynı zamanda bizim dinimize göre iman etmemiz gereken kitaplardan olan Tevat ile yürürlükteki muharref Tevrat’ın nasıl aynı olmadığını da gözler önüne sermektedir. Başka bir zaman da İncil’i doğrudan İncil uzmanlarının yazılarıyla anlatmaya çalışacağız.
Tevrat’ın (Eski Ahid) Bölümleri
Musa’nın Beş Kitabı şunlardır:
1-Tekvin veya Yaratılış:
Dünyanın ve insanın yaratılışını, cennetten kovuluşu, Nuh Tufanını, İbrani halkının ataları olan İbrahim, İshak, Yakup ve Yusuf’u anlatır.
2-Çıkış veya Mısır’dan Çıkış:
Yahudi halkının Musa önderliğinde Mısır’dan çıkışını ve 40 yıl boyunca Sina çölünde dolaşmasını, on emrin indirilişini, temel yasaların kabulünü anlatır.
3-Levililer:
Harun’un oğullarının kâhin atanmasını ve eski İsrail’in tapınma düzenini anlatır.
4-Sayılar veya Çölde Sayım:
İsrail halkının Sina Dağı’ndan göçüp Kenan ülkesinin doğu sınırına varıncaya kadar başından geçenleri anlatır. Ayrıca Kenan sınırında Tanrının Musa aracılığıyla verdiği yasaları içerir.
5-Tesniye veya Yasa’nın Tekrarı:
Musa’nın ölümünden önce Moav Çölü’nde halkına verdiği öğütleri içerir.
Tarihsel kitaplar
Yeşu, Hakimler, Rut, I. ve II .Samuel, I. ve II. Krallar, I. ve II. Tarihler, Ezra, Nehemya ve Ester.
Yeşu, Hakimler, Rut
İsrail halkının on iki oymağı Mısır’dan çıkıştan 40 yıl sonra Tanrı’nın İbrahim ve soyuna vereceğine vaat ettiği Filistin toprağına Yeşu önderliğinde girerler, bu toprağı ilahi mirasları olarak sahiplenirler.
Bundan sonra Hakimler dönemi başlar. Halk diğer ulusların putperest inançları ve kültürlerinden etkilenerek Tanrı’dan uzaklaşır. Bu sadakatsizlik onları zor duruma düşürünce feryat ederek Tanrı’ya dönerler. Ve Tanrı hem askeri önder hem de habercileri olan hakimler aracılığıyla onları kurtarır.
Bu dönemin sonuna doğru Yahuda oymağından Boaz, imanı güçlü yabancı bir kadın olan Rut’la evlenir. Böylece Rut bu evlilikle ileriki yıllarda büyük kral ve peygamber olacak olan Davut’un soyuna dahil edilir.
I. ve II. Samuel
Daha sonra İsrailliler diğer ülkeler gibi olabilmek için, peygamber Samuel aracılığıyla Tanrı’dan bir kral isterler. İsraillilerin kral istemeleri üzerine Saul kral seçilir, ancak o, Tanrı’ya itaatsizlik eder ve krallığı elinden alınır. Yerine Davut kral olur. Davut, İsrail’in gerçek kralı ve uzun bir krallık kuşağının başı olur. Davut iyi bir önderin bütün özelliklerine sahipti. Bütün yaşamı boyunca Tanrı’ya bağlı kalmaya dikkat etti. Davut aynı zamanda bir peygamber, iyi bir şair ve ozandı. Kutsal Kitap’ın diğer bir kitapçığı olan Zebur ismiyle bildiğimiz Mezmurlar’ın yarısından fazlası onun yazdıklarından oluşmuştur.
I. ve II.Krallar
Davut’un ölümünden sonra yerine oğlu Süleyman kral olur. Süleyman babasından devraldığı büyük krallığı yönetmek için Tanrı tarafından bilgelikle donatılır. Davut’un yapmayı çok istediği, ancak yapamadığı Kudüs’teki tapınak Süleyman tarafından yaptırılır. Zenginliği ve bilgeliği sayesinde ünü diğer uluslara kadar ulaşır. Süleyman’ın dönemi İsrail’in en görkemli dönemiydi.
Ancak Süleyman son dönemlerinde Tanrı’nın buyruklarına uymadığı için ölümünden sonra durum kötüye gitmeye başladı. Oğlu Rehoboam tanrıtanımaz bir kral olarak yaşadı. Onun zamanında İsrail krallığı başkenti Kudüs olan “Yahuda” diye anılan Güney Krallığı ve başkenti Samiriye olan “İsrail” diye tanınan Kuzey Krallığı olarak ikiye bölündü. Her iki krallıkta tahta geçen çoğu krallar da Tanrı’nın peygamberler aracılığıyla yaptığı uyarılara uymayarak beraberlerinde halkı da saptırarak Tanrı’nın öfkesini kazandılar. Halk, Tanrı’nın emrettiği tapınışı ve tapınağı terk ederek Tanrı’nın onlarla yaptığı antlaşmayı bozdu.
M.Ö.722 yılında Asur kralı 2. Sargon, başkent Samiriye’yi ele geçirerek kentin ileri gelenlerini sürgüne götürdü. Böylece kuzeydeki “İsrail” krallığı sona erdi. Güneydeki Yahuda krallığı bu olaydan sonra 136 yıl daha devam etti. Ve sonunda Kudüs de Babil’e yenilerek halkı yetmiş yıl boyunca sürgüne gönderilir.
Sürgün, M.Ö. 539 yılında Babil’in işgali üzerine İsraillilerin önce Zerubbabel daha sonra Ezra ve Nehemya yönetiminde ülkelerine geri dönmeleriyle son bulur. Tapınak tekrar inşa edilir ve Kudüs yeniden başkent olur. Bu şekilde Eski Antlaşma’nın tarihini oluşturan bölümler (“ilahi tarih” diye adlandırdığımız kısım) sona erer.
Özdeyiş ve şiir kitapları
Eyüp, Mezmurlar (Zebur), Süleyman’ın Özdeyişleri, Vaiz ve Ezgiler Ezgisi.
Eyüp
Eyüp kitapçığı, büyük olasılıkla yazılmış olan en eski kutsal kitapçıktır. Dünyanın sorulan en eski sorularına bir cevap niteliği taşımaktadır. Tanrı, doğru insanların acı çekmelerine neden izin verir? Kötülük nerede başlamıştır? Şeytan’ın rolü nedir?
Eyüp, Tanrı korkusu ve sevgisiyle yaşayan bir adamdır. Bir gün şeytan, Eyüp’ü sınamak için sınırlı olarak Tanrı’dan izin alır. Kısa bir zaman içinde Eyüp sahip olduğu her şeyi kaybeder, vücudunda da derin yaralar açılır. Eyüp en derin acıları çekerken bile, “Beni öldürse bile Tanrı’ya güveneceğim” der. Eyüp bu durumunda, Tanrı’nın değişmez tasarısına bütün kalbiyle iman etti. Kitapçığın sonunda Tanrı’nın Eyüp’e bütün kaybettiği şeyleri geri verdiğini görüyoruz.
Mezmurlar (Zebur)
Mezmurlar kitapçığının çoğu Davut tarafından yazılmıştır. Yüzyıllar boyunca halkın yüreğini duygulandırıp kuvvetlendirmenin yanı sıra, Tanrı bu ezgileri vaadinin de birçok derin gerçeğini bildirmek için kullanmıştır. Mezmur yazarı, Tanrısına tapınma ve övgü, sıkıntı ve yalnızlık, reddedilme ve acı çekme, itiraf ve umut, sevinç ve güvenin hepsini Tanrı’nın Ruhu tarafından yönlendirilerek özgürce dizelere dökmüştür. Bütün Mezmurlar, Mesih’i düşünmemize yardımcı olur. Ama bazılarında açık ve temelde Davut’un deneyimlerinin çok üstünde olan şeylerden söz edilir. Mesih’in görkemini, krallığını, çekeceği acıları anlatan bu Mezmurlar, Mesihsel Mezmurlar’dır.
Süleyman’ın Özdeyişleri
Süleyman’ın Özdeyişleri, Davut’un oğlu Kral Süleyman tarafından yazılmıştır. Bu kitapçık yaşlı adamın gençlere öğütleri niteliğindedir. Hikmet ve hikmetsizlik, adalet ve adaletsizlik, dürüstlük ve hilekârlık, çalışkanlık ve tembellik, incelik ve kabalık konularında yapmaları gerekeni öğütleyerek tersi durumlarda başlarına gelecekler hakkında onları uyarır.
Vaiz
Vaiz kitapçığı da Süleyman tarafından yazılmıştır. Bu kitapçık, insan ikilemini derin bir biçimde anlayarak Tanrı olmadan güneşin altında bulunan hiçbir şeyin anlamının olmadığını belirtir. Sonsuzluk umudu olmadığı takdirde yaşamın boş olduğunu ortaya koyarak dünyasal bakışın kısırlığını gösterir. Zengin olsun fakir olsun, bilge olsun akılsız olsun bütün insanların ortak sonu ölümdür. Tanrı’yla sonsuz yaşamda birleşeceğimizi ve O’nun bilge iyiliğine güvenip yaşamın yanıt bulmamış pek çok sorusuna O’nda cevap arayarak hayatın gerçek anlamını bulabileceğimizi bu kitapçık açıkça ifade eder.
Ezgiler Ezgisi
Ezgiler Ezgisi kitapçığı da bundan önce gördüğümüz iki kitapçık gibi Süleyman tarafından yazılmıştır. Kitapçığın içerdiği konu bütünüyle sevgidir, ve “Tanrı’dan gelen bir alev” diye adlandırdığı tek eşli evliliği kutlamaktadır.
Aynı zamanda kitapçık Tanrı’nın halkına bakış açısını dile getirir. Tanrı kendisini sevecek insanlar aramaktadır. Rab’bin bütün yaşam armağanlarından en büyüğü sevgidir. Sevgi çok güçlüdür, ancak hiçbir sevgi Tanrı’nın sevgisi kadar sabırlı ve büyük değildir. Bu kitapçıktaki sevgi ilişkisi, Tanrı ve halkının arasındaki ilişkiyi resmeder. Tanrı, halkının yaptığı bütün itaatsizliklerine rağmen onlara sonsuz bir sevgiyle bağlıdır. Ve onların tekrar kendisine dönecekleri günü özlemle bekler. Bu kitapçıkta Tanrı, halkını Ruhsal gelini diye tanımlar. Şiirsel kitapçıkların özü, halkın Tanrı’ya seslenişidir.
Peygamberlik kitapları
Yeşaya, Yeremya, Ağıtlar, Hezekiel, Daniel, Hoşea, Yoel, Amos, Ovadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Sefanya, Hagay, Zekeriya ve Malaki’dir.
Peygamberlerin asıl görevleri Tanrı’ya itaat etmemekte direnen halkı uyarmak, onları işledikleri günahlardan dönmedikçe başlarına gelecek Tanrı’nın yargısından haberdar etmekti. Halk, Tanrı’yla olan ilişkisini kesmiş, O’na tapınmayı bırakmış, kendilerine yaptıkları iyilikleri unutmuş ve günah içerisinde yaşarken Tanrı, peygamberler göndererek kendilerini üzerlerine gelecek olan yargı konusunda uyararak tövbeye çağırır.
Peygamber yazılarının ortak bir özelliği de içlerinde sık sık geçen ‘Mesih’ vaadidir. Tanrı kutsallığını, sevgisini ve adaletini halkına açıkça göstermiştir. Halk günahlarıyla O’nun huzuruna gelemezdi; çünkü Tanrı kutsaldır. Tanrı onları yanında istiyordu; çünkü Tanrı sevgidir. Tanrı onları günahlarından kurtaracak, halkıyla arasındaki kopukluğu tekrar düzeltecek tek ve son kurban olmak üzere Mesih’i gönderecekti, çünkü Tanrı adildir. Ayrıca Mesih’in kim olduğu konusunda da pek çok ön bildirimde bulunarak halkının bu müjdeden habersiz kalmalarını istemedi. Tanrı halkıyla yeni bir antlaşma yapacak ve bu antlaşma lütufla onların yüreklerine yazılacaktı.
Not: Hristiyanlar bu nedenle Tevrat’a eski ahit (yani eski antlaşma) İncil’e de yeni ahit (yani yeni antlaşma) adını vermişlerdir. Allah’ın insanlarla bu kitaplar aracılığıyla antlaşma yaptığını düşünürler.
Ek
Yazıda da okuduğunuz gibi Yahudiler Hz. Süleyman’ın yoldan çıktığını ve sihir yaptığına inanırlar. Bu nedenle Kur’an hz. Süleyman’ı tezkiye eder. Bu ayet indiğinden Medine’de ki Yahudiler karşı çıkmışlardı…
İbrahim Halil ER