İlmi eserleri okuyan veya akademisyenlerin hazırladığı kitaplara bakan birisi özellikle Arapça kökenli isimlerinin yazılışının ısrarla İngilizce karaktere göre yapıldığını görürler. Akademik çalışma yapan birisi bu kurala dikkat etmese eseri onaylanmaz bile.
Örenğin Ebul Ferec ismini İngilizce karakterine göre Abul Farac diye yazarlar. Ya da İmamuddevle ismini İmad ed- Devle şeklinde yazarlar ki bir isim bu şekilde mi telaffuz edilir?
Yani Allah’tan korkun, 1000 yıldır birlikte yaşadığımız ve aynı inanca sahip olduğumuz Araplar veya Arapça ifadeleri anlamak için ısrarla niye İngilizce transkiribine ihtiyaç duyulur.
Ayna hastalık televizyon haberlerinde de olur. Örneğin Ebu Cihad yerine Abu Cihad derler. Yada Mustafa Mustapha diye söyler. Bazı isimler öylesine telaffuz edilir ki Müslüman bir isim olduğunu artık anlamayız.
Hatta bundan daha elim ve vahimi bir Arap bankasının bizdeki ismi de bu şekilde ucube bir isme dönüşmüştür.
Bankamızın bizdeki ismi Albaraka Türk’tür. Halbuki bu ismin aslı el-Bereke’dir. İşin ilginç yanı banka kurulduğundan beri bu isminin doğrusunu da öğretmedi ve reklamlarda da Albaraka diye kullandı. Halbuki bu bir İngilizce yazılışıdır ve bir İngiliz bunu okurken yazıldığı gibi de okumaz. Yani asıl sesi çıkarır.
Sömürge mantığından kurtulmadık vesselam..
Aydınlarımız önce bir kendilerini kurtarsınlar da sonra bizlere laf anlatsınlar.
İbrahim Halil ER