Aşkın Cinsiyeti Yok
Aşkın erkeği kadını yok,
aşk ızdırabının cinsiyeti yok.
Ben erkeğim,
sen kadınsın
ama aslında ikimiz de insanız
ve aşk acıtıyor…
Bazen erkektir acı çeken,
bazen kadındır acıda yok olan.
Ama aslında acı çeken biziz,
insanlardır…
İşin kötü tarafı
acı çektiğimizi bizden başka bilen,
duyan da olmaz.
Acı ile pişerken yüreğimiz,
kimi ham iken
pişmiş olgunlaşmış olur,
kimi çok pişer yanar
ve hatta kül olur.
Kimi küllerinden tekrar dirilir,
kimi rüzgara savrulur
ve yârin saçlarında dolanır.
Biz insanız,
acı çekeriz
ve çektiğimiz acıları
uğrunda acı çektiğimiz yârimiz bile duymaz,
belki de umursamaz,
hatta rol yaptığımızı sanır…
Acı yalnız çekilir
ve sadece çeken bilir,
bir de görünmeyen varlıklar
ve onlar dert ortağı olur…
Bazen de rüyalarda gezeriz
ama hayat çizgimiz karışır.
Aşk acıtır,
ama olgunlaştırır
ama yok eder…
Sonuçta bir derttir
ve belki de bir lanettir…
Güzel aşklar
karşılık bulan aşklardır
ve bu aşklar
mutluluğa kanat çırpar (mı)
onu da yaşayan bilir.
Aşk yok eder,
aşkın karşısında ben yoktur
hiç vardır…
Aşık olan hiçliğe razı olur
İbrahim Halil ER