Yunanca ve Latince’den eserler Me’mun döneminde Darul Hikme tarafından Araçya’ya çevrildiğinde teknik ve ilmi terimlerin Arapça’ya intikali konusunda sıkıntı yaşanmıştı.
Bu kelimeleri aynen çevirmek mi yoksa bunun Arapça karşılığını mı kullanmalıydılar?
Fakat küçük bir sorun vardı, o zamana kadar Arap dilinde bu kavramları karşılayan bir kelime bilinmiyordu.
Dönemin mütercimleri ve alimleri el ele verdiler ve Arap kabileleri arasında araştırma yaptılar, sözlükler oluşturlar. Hatta en ucra kabilenin bile farklı bir kelimesi varsa onu da kayda aldılar. Sonra Yunanca ve Latince kelimeleri karşılayan en iyi Arapça kelimeyi bunun yerine kullandılar. Böylece bilimsel bir Arapça dili ortaya çıktı. Zamanla bu kabul gördü.
Yani Darul Hikmedeki mütercimler sadece bir dilden başka dile çevirmediler, Arapça’yı yeniden inşa ettiler ve bu dili bir bilim dili haline getirdiler.
Fakat biz Cumhuriyet döneminde dil devrimi yapmamıza rağmen bu konuda başarılı olamadık.
Bunun bir çok sebebi bulunmaktadır en önemli sebep öz Türkçecilikteki ısrarımızdı ve zaten 1000 yıllık kullanımıyla iyice bizim olmuş olan kelimeleri tasfiye etmemiz süreci başa sarmak olmuştu…
Bence Darul Hikme deneyimi ve 1000 yıllık dil birikimimizi tasfiye etmek yerine sürece kaldığı yerden devam etseydik daha başarılı olurduk.
Bugün Türkçe ile bilimsel çalışma yapılamadığı gibi bir felsefe de yapılamıyor ve felsefe dilimiz de bulunmuyor. Ben eskiden felsefe kitaplarının tercümelerini okur okur anlamaz ve bunu da anlatılan konunun çok zor olduğuna hamlederdim. Zamanla yabancı dil öğrenip bu kitapları başka bir dilde okuduğumda hiç de zor olmadığını gördüm ve sıkıntının aslında dilimizden kaynaklandığını anladım.
Bugün ülkemizde felsefe yapılamıyorsa, düşünürümüz ve güçlü edebiyatçımız yoksa bunun sebebi dili iğdiş etmemizdir. Dili kendi haline bırakmış olsaydık Osmanlı Türkçe ile büyük ve muaazzam eserler verilebilirdi. Çünkü bu bir medeniyet diliydi, gelişmişti. Kullandığımız dil, halk diliydi… ilmi dil değildi… Her medeniyetin kendi ilim dili vardır, sokak diliyle ilim yapılmaz..
Acilen dili ıslah etmemiz lazım..
Bunun için çok uğraşmamıza gerek yok, ilkokuldan itibaren Osmanlıca zorunlu ders yapılırsa güçlü bir dil kazanmış olur, düşüncede derinlik elde etmiş oluruz…
Dilini kaybeden düşünmeyi de kaybeder. Düşünmeyi kaybeden ilim yapamaz, ilim olmazsa medeniyet de yoktur. Hepsi dile dayanır…
İbrahim Halil ER