DİN “NASİHATTIR” HADİSİNİ “SAMİMİYETTİR” DİYE TERCÜME ETMEK ANLAMINI DARALTMAZ MI?
Bu yılki kutlu doğum etkinliğindeki tema “Samimiyet”ti. Bu temanın seçilmiş olmasının güncel siyasi olaylarla olan ilgisini bir tarafa bırakırsak, tema çerçevesinde kullanılan hadis dikkatimi çekti. İlk zamanlarda ihlasla ilgili bir hadisi samimiyet olarak çevirdiklerini düşündüm. Fakat daha sonra hadisi araştırdığımda burada anlamı daraltılarak çok bilinen bir hadisin kullanıldığını gördük. İsterseniz önce hadisi yazalım. Sonra hakkındaki konuşmalarımıza devam edelim.
لدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا لِمَنْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ
ALLAH Rasûlü din samimiyettir buyurdu.
Kime Yâ Rasûl? diye sorduk.
O da Allaha, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara diye cevap verdi.
[Müslim, İmân 23/95]
Diyanet hadisteki nasihat kelimesini samimiyet olarak çevirmiştir. Gerçi hadisteki nasihat kelimesinin samimiyet anlamını oraya koymaları ve hadisin böyle bir anlama geldiğini de vurgulamalı açısından güzel. (Aslında samimiyet manasını vermeleri, unutulmuş olan bir mananın da tekrar dikkate sunulması açısından iyi) Fakat tüm hadisi sadece bu kelime üzerine inşa etmesi de hadisteki anlam daralması değil midir? Sonunda bir dilden başka bir dile çeviriyorsunuz ve kelime tek bir anlama gelmiyor en azından on farklı anlama geliyor, hadisi çevirirken ve yorumlarken bütün bu anlamların verilmesi daha sağlıklı olmaz mı? Tek bir kelimeye vurgu yaparak hadisin anlamını daraltmış olmuyorlar mı?
Bu kelime hakkında Hattâbi şunları söylemektedir: «Nasihat: cem’iyetli bir kelimedir. Ma’nâsi nasihat edilen kimseye hayırlı nasib toplamaktır. Onun veciz isimlerden ve kısa sözlerden olduğu söylenir. Arap dilinde bundan ve bir de felah kelimesinden daha ziyâde dünya ve âhiret hayrını bir araya toplayan kelime yoktur. Yani Dinin direği ve kıvamı nasihattır.
Şimdi isterseniz hadisteki ana kavram olan nasihat kelimesinin anlamı üzerinde duralım. Nasihat kelimesi Arapçada;
1. Öğüt vermek,
2. Tavsiye etmek,
3. Sözün hile ve yalan katmak
4. Öğüt verilen kişi için hayrı istemek,
5. Samimiyet,
6. İhlas,
7. İnsanların hayrını iyiliğini istemek
8. «Adam elbisesini dikti» sözünden alındığı söylenir. Şu halde nasihatçının nasihat verdiği kimsenin iyiliğini arama konusundaki davranışı elbisenin yırtıklarını yamamaya benzetilmiş demektir.
9. «Balı mumdan süzdüm» sözünden alındığını söyleyenler de vardır. Bunlar sözün hile ve yalandan kurtarılmasını, balın karışık kısmından süzülmesine benzetmişlerdir.
10. Arı, duru, saf olmak anlamına gelir.
Diyanet hadisteki nasihat kelimesinin tek bir anlamını öne çıkararak bir anlamda anlam zenginliğini daraltmıştır. Hadiste hem öğüt verme ve nasihat etme ve hem de ihlaslı ve samimi anlamı vardır.
O zaman hadisi nasıl anlayacağız? Hadisi tam anlamak için bütün bu manaları düşünmemiz gerekir. Hadiste geçen nasihat kelimesi burada tek bir kelimeyle değil bir cümleyle ancak açıklanır. O da nasihat edilen kişi için hayrı istemektir. Nasihat kelimesinin aslı ise ihlastır, yani samimi olmaktır.
Din nasihattır: “Din samimi olarak, insanların iyiliğini düşünerek nasihat etmektir. Nasıl söküğümüzü dikiyorsak, insanların da eksikliklerini düzelteceğiz. Balı nasıl süzerek insanlara veriyorsak, kelimeleri de öyle süzerek insanlara sunacağız.”
Allah için nasihat: Allah’ın bir olduğu ile ilgili akideni düzeltmen ve ibadetleri ihlasla/samimi olarak yapmandır.
Kitap için nasihat: Kitabı tasdik etmen ve onunla amel etmendir.
Resul için nasihat: Nübüvetini, Risaletini, onun verdiği emir ve yasaklarını kabul etmendir.
Yöneticiler için nasihat: Hayır üzerine oldukları müddetçe onlara itaat etmendir. Yanlışlarında uyarmandır.
Bütün Müslümanlara nasihat: Din ve dünyalarına faydalı olan şeyleri kendilerine göstermek, onlara öğüt vermek, kusurlarını görmezden gelmek, onlara ezâ etmemek, yardımlarına koşmak, zararlarını gidermek, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, aldatmamak, kendisi için dilediğini onlar için de dilemek, kötü gördüğünü onlar için de kötü görmek, onların mallarını, canlarını, ırzlarını müdafaa et-mek, kendilerini bu sayılan şeylerle ahlâklanmaya teşvik etmektir.
İbni Bâttâî diyor ki: «Bu hadis nasihate din ve İslâm denilebileceğine, kavle olduğu gibi fiille de din denilebileceğine delildir. Nasihat farz-ı kifayedir. Nasihati eden kişi, nasihatının kabul edileceğini ve kendine bir fenalık yapılmayacağını bilirse nasihat etme¬si vacib olur. Kendisi için kötülük edileceğinden korkarsa ona nasihati terk için ruhsat vardır.»
Görüldüğü gibi nasihatin bir çok anlamı vardır. Biz onu sadece öğüt veya samimiyet olarak çevirdiğimizde anlamını daraltmış ve sadece bir yönünü açıklamış oluyoruz. Dini metinleri Türkçeye kazandırırken bunun aynı zamanda din olduğunu düşünerek tüm anlamlarını vermeye çalışmalıyız. Veremiyorsak dipnotlarla izah etmeliyiz.
Yıllardır insanlara nasihat ve öğüt verirken elimizdeki en büyük delil bu hadisti. Tüm konuşmalarımıza hep din nasihattır. Biz size nasihat ve öğüt vermek için buradayız derdik. Şimdi konjüktürel olarak bunu samimiyete çevirdik. Evet samimiyet de doğru. Ama manalarından sadece birisi. Lütfen nasların anlamlarını güncel meseleler doğrultusunda daraltmayalım. Anlatacaksak tüm yönlerini vurgulayalım. Özellikle değindiğimiz bir yönünü varsa onu da belirtelim… İnsanlara hadisin sadece bizim anladığımız anlamı olduğu şeklinde sunmayalım.
Son yıllarda hadislerde anlam daraltmalarını görmekteyim. Bu hadis uydurmanın başka bir yönü. Böyle bir davranışla tehlikeli bir kapıyı aralamış oluyoruz.
İbrahim Halil ER