İlk dönem İslam tarihinden itibaren ehli hadis ve ehli rey çekişmesi yaşanmıştır.
a) Ehli Rey: Yani içtihatlarında ağırlıklı olarak yoruma, kıyasa ve kendi görüşlerine önem verenlerdir. Genelde Hanefi mezhebi ehli rey olarak bilinmekte olup, Irak okulu da ehli rey olarak kabul edilmektedir. Bunların merkezleri Kufe olup daha çok mevalilerden oluşmuştur. Bunların reyi ön plana almaları, ellerindeki hadis külliyatların yetersiz olması ve ayrıca Irak bölgesinin siyasi kavgalarının güçlü olmasından dolayı hadis uydurmacılığının da güçlü olmasından kaynaklanmaktadır.
b) Ehli Hadis: Hadis okulunun merkezi Hicaz’dır. Hicaz’da hadisin ön planda olması doğaldır. Çünkü burası Resulullah’ın şehridir. Burada hadis bilen bir çok alim olduğu gibi ellerinde oldukça güçlü bir hadis birikimi vardır. Ehli hadis, içtihatlarında ehli reyden farklı olarak mümkün oldukça yorma ve kıyasa bağlı kalmayarak hadislerle içtihat yapmışlardır.
Ehli Hadis ve Ehli Rey ekolü daha sonraki tüm mezhebi ihtilafların ana damarını oluşturacaktır. Ehli rey, daha serbest bir düşünceye sahipken, ehli hadis tevil ve yorumu önemsemeyerek, olayların zahiri yönünü bakmaktaydılar.
EK
Rey Ehli (Kendi Yorum ve Düşüncesini Öne Çıkaranlar. İçtihat Yapanlar)
Temsilcileri
Bu akımın ve metodun en önemli temsilcisi Ebu Hanife’dir. Ayrıca, öğrencisi İmamı Muhammed ve Ebu Yusuf’tur.
Yöntemleri
Ebu Hanifenin başlattığı bu ekolde hukukun bireysel görüşlerini de ağırlık kazandığı bir yöntem olan kıyas metodu kullanılmıştır .
Irak bölgesi ise reyi ön planı çıkarmıştır. Onların başında da İbrahim Nehei bulunmaktadır. Bunlar, şeri ilimlerin akla uyduğunu görmüş ve onlardaki illeti alarak diğer meselelerle karşılaştırarak bir yoruma ulaşmışlardır. Irak alimlerinin reyi tercih etmelerinin nedenleri de şunlardır.
1-Hocalarının etkisi. Bu bölgenin ilk hocası ibn-i Mesud’dur. İbn-i Mesud ise Hz. Ömer’i kendine örnek almıştır. Sahabilerden reyi en çok kullananlar ise Hz. Ömer ve İbn-i Mesud’dur. Onun talabeleri, İkrime b. Kays Nehei ve onun talabesi de İbrahim Nehei’dir. İbrahim Nehei’de Ebu Hanife’nin hocasıdır.
2-Irak, sahabelar bakımından şanslı bir bölgedir. Çünkü Kufe ve Basra fetih bölgesi üzerinde olduğundan bir çok sahabi bu bölgeye gelmiştir. Ayrıca, Kufe Hz. Ali döneminde başkentlik yaptığından bölgeye sahabiler akın etmiştir. Bölgede uzun süre kalan veya yerleşen sahabiler de şunlardır. Hz. Ali, İbn-i Mesud, Sad b. Ebi Vakkas, Ammar b. Yasir, Ebu Musa el-Eşari, Muğire b. Şube, Enes b. Malik, Huzeyfe b. Yeman, İmran b. Hüseyn ve İbn-i Abbas’tır.
3-Irak bölgesinin şii ve harici bölgesi olduğundan sürekli fitne ve sorunların olması. Ayrıca, bu fırkaların kendilerini haklı göstermeleri nedeniyle hadis uydurmaları bölge alimlerinin hadislerden çekinmelerine ve güvenliğine tam inanmadıkları hadisleri kabul etmemeye yöneltmiş, bunun yerine kendi görüşlerini ön plana almışlardır.
4-Irak’da ahkam konularının Hicazdan fazla olması. Bunun nedeni de hicazda bedevi kültürünün ağır olması, buna karşılık Irak’ın kültürel yönden zengin olması.
5-Hadis ravilerinin az olması. Irak alimlerinin hadislerin kabulunde uyguladıkları şartların ağır olması
Hadis Ekolünün Doğuşu ve Tarihçesi
Hadis ilimlerinin toplanmasını ve derlenmesini sağlayan kişi Ömer b. Abdülaziz’dir.
Medine merkezlidir. Selef akımlarının ilk öncülerine Ehli Asar deniliyordu. Hadisçiler, daha çok ravi zincirine ve ravilerin doğuluğu üzerine yoğunlaştılar. Bu araştırma ilk hakkında biyografik bilgilerin ihtiva edilmesini sağlamıştır. Örneğin ibni Sa’dın eserinde rastlanan bu tür bilgiler bütün tabakat kitaplarının menşeini teşkil etti. Bu türün kapsamı daha sonraki nesilleleri de içine alcak şekilde genişletilde ve nitekim söz gelişi el-Ferra’nın Hanbeliler’e, Subkinin ve Sülemi’nin Şafiler’e hasrettiği tabakatlarla Arap-İslam edebiytı hayli zenginleşti.
Hadis ilmi, böylece müslüman dini kültüründe iki fonksiyona sahip oldu. İlk nesillere yani sahabe ile Tabiine mensup şahısların hayat ve karaktereleri üzerine tarihi bir araştırma hüviyetine bürünmüş oldu. Ayrıca, peygamberin hayatı sağlam kaynaklara dayanılarak öğrenilmiş oldu.
Hadisler Emevi döneminde toplanmış, Abbasiler döneminde hadis külliyatları oluşmuştur. İlk hadis toplayan ise Zühri olmuştur. Hadislerin bablara ayrılması da Emeviler döneminde olmuştur. Ebu talib el-Mekki, bu haraketin 120 veya 130 yıllarında başladığını ve ilk eserlerin ibn Cüreyh (150/767) Muammer b. Reşid (15/770) Hişam b. Hasan (148/765), Said b. Ebi Urve ve Süfyanı Sevri’dir. Bu konuda yazılmış en eski eser ise; Muammer b. Reşid’in el-Cami, Ketade’nin Kitabül Menasik, Rebi b. Habib el-Basri’nin el-cami adlı eserleridir.
Gazali ve Zehebi; hadisleri ilk defa sınıflandıran kişinin Abdülmelik b. Abdülaziz b. Ceric (150/761) olduğunu söylemektedir. O, Mücahit, Ata ve İbn Abbas’dan rivayet etmiştir. İkinci olarak hadisleri sınıflandıran kişi ise; Muammer b. Reşit el-Senani’dir. Ayrıca, müsnet kitapları da toplanmıştır. Örneğin; Ebu Hureyre ve İbni Abbas’ın müsnedini Ahmed b. Hanber “el-Musned” kitabında toplamıştır.
Hadis ilminin yazılması aşağıdaki aşamalar şeklinde oldu.
Bir) Hadislerin yazılması: Hadisler daha sahabiler zamanında kaydedilmeye başlandı. Bunlara “sahife” veya “cüz” denilmektedir.
İki) Hadislerin Toplanması: Hadislerin toplanması hicri birinci yüzyılın son çeyreği ile ikinci yüzyılın ilk çeyreği arasında oldu.
Üç) Hadislerin Sınıflandırılması: Hicri 125 yıllırından itibaren hadisler bölümlere ayrılmaya başlandı.
Metodolojisi
Kullandıkları yöntem doğrudan kur’an ve hadis nassını ilke olarak alınması şeklinde belirmişti. Büyük şarkiyatçı M. Holt göre; Hadisçiler, bütün gayretlerini metnin kritiği ile değil, ravi zincirinin kurulması (isnad) ve sıhhati üzerine yoğunlaştırmışlardır. Onlara göre;
Bir) Raviler, peygamberimize ulaşan bir zincirle bağlı olmaları gerekmekteydi.
İki) Doğru ve güvenilir olmalıydılar.
İlk Temsilcileri
İmamı Malik, Şafii, Süfyan es-Sevri, Ahmed b. Hanbel, Davud el-İsfehani gibi muhaddis ve hukukçulardır. İlk dönemin ünlü hadisçilerdin birisi Zürhi diğeri de Hasan el-Basri’dir. Hasan Basri, yetmiş kadar sahabiyi şahsen tanıdığı ve onlardan pek çok hadis öğrendiği biliniyor. Bu açıdan o da çok hadis nakleden bir ravi olarak tanınmıştır. Ayrıca,
Bir) Mekke’de Zühri ve Mahlül
İki) Irak’ta; Sa’d b. Ebi Arübe (156/772)
Üç) Suriye’de; Evzai (159/775)
Dört) Yemen’de; Ma’mer b. Raşid (153/770)
Beş) Kufe’de; İbni Kudame (160/776) ve Süfyan es-Sevri (161)
Altı) Basra’da; Rebi’ b. Sübeyh (160/776)
Bu müelliflerin eserleri bize ulaşmadığından onlar hakkıdaki bilgileri nakillerden ve bibliyografik eserlerden almaktayız.
Emeviler Döneminde Yetişen Muhaddisler
1- ibni Abbas, Abdullah b. Amr b. Abbas (65/684): hadis alanındaki eseri ibni Hanbel’in müsnedi kanalıyla bize ulaşmıştır.
2- Semura b. Cumdebe (60/679): eseri, el-Sahife. İbni Hanbelin müsnedi aracılığıyla bize ulaşmıştır.
3- Cabir b. Abdullah b. Amr el-Hazreci (78/697)
4- Nubeyt b. Şerit : Eseri; el-hadis
5- El-Eşce: Eseri; Sahifetül Eşce an Ali el-Murtaza
6- Hiraş b. Abdullah (öl: tarihsiz) eseri; Sahifetül Hiraş an Enes b. Malik
7- Hemmam b. Munebbeh (154/780) eseri; sahife
8- Ebul Zubeyr, Muhammad b. Müslim b. Tedrüsil Usdi (126/743) eseri; Ehadisül Zübeyr an ğayri cabir
9- Zübeyr b. Adi (131/748)eseri; el-Hadis
10- Ebul Uşera el-Darimi (öl: tarihsiz) eseri; el-Hadis
11- Zeyd b. Ebi Üneyse (öl: 125/742) eseri; el-Hadis
12- Eyyub es-Sahtiyani (öl: 131/748) eseri; Ehadis
13- Yunus b. Ubeyde (139/756)eseri; hadis
14- Ebu Burde, Bureyde b. Abdullah b. Ebi Bürde (öl: Bilinmiyor) eseri; Müsnedül Burde
15- Hişam b. Urve b. el-Zübeyr (öl:146/763) eseri; el-avamil hadisi hişam b. urve
16- Humeydul Tavil, humeyd b. Ebi Humeyd el-tavil ebu Ubeyde el-hezai el-Basri (142/759) eseri; sahifetün hümeydul tavil an Enes
17- Ubeydullah b. Ömer (147/764) eseri; Cüzün min hadisin Abdullah
18- Abdurrezak b. Hemman (94/713)
Emevilerin Hadis İlmine Karşı Tavırları
Emevi halifeleri özelikle de Ömer b.Abdülaziz hadise ve hadis ilmine çok önem vermiş ve bu ilmin toplanmasını yazılmasını sağlayan ilk kişi olmuştur. Kuşkusuz bunda onun ilmi kişiliği etkili olmuştur. Bu olayda Ömer b. Abdülaziz’in şahsında Emevilerin bu ilme verdikleri önemi göstermektedir.
Nebevi Ömer b. Abdülaziz için; Nasil ki dedesi Ömer b. Hattab Kur’anın toplanmasına öncülük etti ise, hadislerin derlenmesinde en büyük fazilet de Ömer b. Abdülaziz’e aittir. Yani Ömer b. Hattab’ın torunu hadis ilmini düşünen ilk kişidir. Ömer b. Abdülaziz, Ebu Bekir b. Muhmmde b. Hazm’a yazdığı mektupta; Resulullah’ın hadislerini yaz. Çünkü ben bu ilmin ve alimlerin gitmesinden korkarım demiştir. Ayrıca, hadis memurlarına özel bir itina gösterilmesini istiyor ve tüm bölge valilerine de hadis toplamalarını emrediyordu.
Emevi halifelerinden Abdülmelik b. Mervan; Zühri’ye maddi ve manevi destekte bulundu. Bu halifeden sonra sırasıyla Velid b. Abdülmelik, Ömer b. Abdülaziz, yezid b. Abdülmelik ve Hişam b. Abdülmelik Zühri’yi desteklediler. Özellikle Ömer b. Abdülaziz Medine valisi iken Ebubekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm’a ve zühri’ye resmi olarak hadislerin toplanması husunda emir vermiştir. Hişam b. Abdülmelik de Zühri’ye hadis yazmak konusunda zorlama derecesinde teşvik etmiştir. Mervan b. Hakem daha Medine valisi iken Zeyd b. Sabid’den hadis dinlemiştir.
İbrahim Halil ER