Günümüzde giderek ehli sünneti Maturudi, Eşari ve Ehli Hadis olmak üzere üçe ayırma yaygınlaşmıştır. Diyanetin ve Milli Eğitimin konuyla ilgili tüm çalışmaları da bu şekilde yapılmaktadır.
Ben aslında ehli hadis ve ehli rey olarak olarak tasnif edilmesini daha doğru buluyorum. Bu tasnif aynı zamanda fıkhın da tasnifidir. Böyle bir tasnif yapılmadığı takdirde sünni kelam öncesi dönemin aydınlatılması ve yorumlanması imkansız olur. insanlar ebu hanife hangi akaide mensup diye soruyor. Biz de o selef akidesine mensup deyince, selefi mi diye soruyorlar? Yani tasniflerin yeniden yapılması lazım. Kelam öncesi veya kelam sonrası gibi. Selef/Halef gibi.
Ehli hadisi kategoriye dahil etmek eşari ve maturudi dışındaki grupları (hanbeli) ve selefileri ehli sünnet çemberine dahil etmektir. Ben de Kelam ve akaid müfredatına bu üç unsuru dahil ettim.
Ehli hadisi dışladığımızda bir çok grubu dışladığımız gibi tarihsel olarak da bu kategorilerin dışındakileri dışlamak anlamına gelir. Çünkü bu iki kelam ekolunün tüm müslümanlarca benimsenmesi uzun bir zaman almıştır.
Aslında selef ve halef olarak da sınıflandıran olmuştur. Fakat halef döneminde de tüm müslümanlar eşari ve maturudi ilkesini kabul etmemiş, her zaman tevili/aklı ve kelamı dışlayan bir kesim olmuştur. onların ekserisi ehli hadis ekolu olduğundan ehli hadisi de buna dahil ederiz.
Aslında ehli hadis ekolu ahmed b. hanbel’in ekoludür. Bu ekolun aslında bir akaid yapısı vardır ve sunni akidesinin kurucu unsurudurlar. mihne olayı ile akide konusunda söz söyleme hakkını da kendilerinde bulmuşlar, ehli sünnet dışı gruplarla mücadele ederek zaferle çıktıklarını ve ehli sünnet omurgasını koruduklarını iddia etmişler ve bu da tarihsel olarak doğrudur.
Ehli Hadis, kelama karşıdır. Tevile karşıdır. Bu nedenle tarih boyunca gelen hadisçilerin bakışını yansıtır. Serttir ve düz mantıkla bakarlar. Nasları zahirine göre aldıklarından mücessimeliğe düşme tehlikesi söz konusu olabilir ama bu son söylediğim tehlike cahillerde olur. Yani ilk dönemden beri tartışılan rey ve nakil tartışmasının daha sonraki dönemlerdeki ilmi görünümüdür. Nakilcileri ehli sünnet dışı saymak tüm tarihimizi ve alimlerimizi ehli sünnet dışı saymak demektir. Çünkü muhaddislerin çoğu ehli hadistir…
Bu nedenle en güzel tasnif ehli hadis ve ehli rey ya da selef ve halef veya kelam ve nakil şeklinde bir tasnif iyi olur.
İbrahim Halil ER