İki genç evlenmekle hayatlarını birleştirmiş olurlar. Yani bundan sonra ikisi arasında özellerimiz diye bir şey olmaz. Çünkü onların tüm özelleri müşterektir.
Evlenmekle iki kişi arasında mahremiyet kalkmış olur. Bundan sonra herşeylerini, duygu ve düşüncelerini, hatta hayatlarını paylaşmış olurlar.
Fakat malesef günümüzde evli kişiler arasında özellerimiz kavgasının yapıldığına şahit oluyoruz. Bu konuda bize danışanlar oluyor. Özellikle kadınlar, hele de islamcı geçinen tesettürlü bayanlar arasında feminist islamcı kadın dernekleri yüzünden bu konu karı koca arasında ciddi bir mesele haline gelmiş durumdadır. Hatta boşanmalara kadar uzanmaktadır.
Özellikle bayanların çantalarını, cep telefonlarını, fecebook’ta ne halt karıştırdığını (bu konuyla da ilgili ayrı bir yazı yazarız inşallah. Burda da pislik akmakta, bir çok insan sanal zina etmektedir.) benim özel alanım, kocam kurcalayamaz triplerine girmesi evlilikleri sarstığı gibi, evlilikte asıl olan güveni de bozmaktadır.
Birilerinin o bayana eşinin onun en mahrem yerine kadar nazar ettiğini hatırlatması gerekir.
Ama melesef bayanlar arasında bu trip çok yayılmaktadır. Halbuki evlilik paylaşmak/güven ve müştereklik üzerine kurulmuştur. Karı koca arasında ikisinin dışında yani taraflardan birisinin bilmediği bir hayatı veya özeli olamaz.
Çünkü evlilik iki kişinin hayatlarının birleşmesidir. Bu konularda birbirimizi uyaralım.
Özellikle islamcı geçinen kadın derneklerinin tekrar iman tazelemesi (“Ey inananlar! iman edin” ayetini hatırlamaları) ve batılı feminal triplere prim vermemeleri gerekir. Asıl olan ailedir. Bunun yolu da müştereklik, paylaşım ve güvenden geçer. Bunlar sarsıldı mı aile diye bir şey kalmaz.
İbrahim Halil ER