Biz evliliği bir hayat arkadaşı, bir can yoldaşı olarak değil de yemeğimizi yapan, bulaşığımızı yıkayan ve evin hizmetini yapan olarak görürsek bu sıkıntı olur.
Halbuki evlilik müşterekliktir. Ama en önemlisi hayat yoldaşıdır, sırdaştır, dertleştiğimiz haldaştır ve daha da önemlisi bu hayat birlikteliğinin ölümle de sona ermemesidir.
Hele çocuk sahibi olmak insana apayrı bir kişilik kazandırır. Hiç kimse bir başkasına karşılıksız bir şey vermezken Allah yeryüzü halifesinin eğitimini bize vermektedir. Biz böyle bir halifeyi istediğimiz gibi yetiştirmekteyiz.
Çocuk yetiştirmenin zevkini ve zorluğunu yaşayan insan tüm çocukları sever. Bu nedenle Osmanlılarda çocuk sahibi olmayan kişileri ilk öğretmen yapmazlardı. Çünkü daha gerçek anlamda karşılıksız sevgiyi, fedakarlığı öğrenmemişlerdi.
Yani evlilik anlayışımızı değiştirmemiz gerekir.
Evlenen insan dinini korur. Şeytanın iğfaline karşı daha güçlü olur.
Ülkemizde ve tüm Müslüman ülkelerde cinsel suçların iğfallerin çok gibi gözükmesi ve batıda az gözükmesinin nedeni batılıların iyi doğuluların sapık olması değildir. Batı dünyasında buluğ çağına erişen her birey cinsel ilişki kurmakta ve insanların evlilik öncesi cinsel ilişkisi normal kabul edilmektir.
Fakat bizim dinimiz/kültürümüzde bu kabul edilmediğinden ve batılı anlayışın da bizde yaygınlaşıp evliliklerin çok geç bir tarihe ertelenmesinden (gençliğin en şehvetli yıllarının bekar geçmesi) dolayı gençlerde ve insanlarda kişilik kaymalarına, psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Bu durum da cinsel suçların yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
Yani batıda cinsel suçların az gözükmesinin nedeni onların nefislerine hakim olmaları ve sapkın olmalarından ziyade cinsel ilişkilerin normal kabul edilmesi ve herkesin gayrı meşru yollarla bu ihtiyacını tatmin etmesidir.
Bizdeki bu sorunun çözüm yolu evlilikleri özellikle de gençlik çağındaki evliliklerin yaygınlaştırılması/teşvik edilmesi gerekir. Peygamber evlenemeyen gençlere oruç tutmalarını tavsiye etmenin nedeni bu baskın olan cinsel dürtülerin kontrol altına alınmasını istemesidir.
Osmanlılarda ise evlenemeyecek durumda olanları evlendiren vakıflar kurulmuştu.
Biz, toplumdaki sapkınlıkları, gençlerdeki sıkıntıyı çözmek istiyorsak evliliği erken yaşa çekmeliyiz. Erken evlenen genç olgunlaşır. Sorumluluk duygusu gelişir. Batılı ajanların kullandığı bir araç olmaktan çıkar. Devletine daha çok sahip olur. Eskiden köylüler çocuklarını askere göndermeden bir yıl önce evlendirirlerdi. Bunun amacı askere giden gencin orada kalmasını engellemek, köyüne dönmesini sağlamaktı. Evlilik, toplum hayatımızı kurtaracak, anarşi, terör ve gençlerde oluşan isyan dalgasını da bitirecek bir sihirli formüldür…
Evlenelim, evliliği yaygınlaştıralım. Erken evliliği (çocuk evlilikler değil tabi…) teşvik edelim… Geçim kaygısıyla gençliğimizi başkalarına (bankalar ve taksitlere) köle olmaktan kurtaralım.
İbrahim Halil ER
Evleneceklere Resulullah’tan Nasihat
Resulullah, evlenecek olanlara dindar kadınla evlenmelerini tavsiye eder. Çünkü aslında dindarlık her şeyin özüdür. Dindar bir kadın eşini mutlu etmeyi bir görev bilir Dindar bir kadın namusunu ve iffetini korur. Dindar bir kadın eşinin izin vermediği kimselerle görüşmez. Dindar bir kadın mahremi olmayan kişilerle sosyal ortamlarda konuşmaz. Dindar bir kadın eşinin de dindar olmasını sağlar Dindar bir kadın eşine saygı gösterir Dindar bir kadının gönlüne başka kişiler yuva kuramaz. Çünkü orda iman vardır. Dindar bir kadının yuvası cennet bahçelerinden bir bahçe olur. S
İZ EVLENMEK İSTERSENİZ DİNDAR OLANI TERCİH EDİN…
NOT:
DİNDAR ERKEK İÇİN BİR KAÇ SÖZ
Aynı şeyler evlenmek isteyen bayanlar için de geçerlidir. Onların da kriteri iş, mevki ve para değil dindarlık olmalıdır. Dindar olan bir erkek de dindar olan bayanın meziyetlerine sahiptir.
Çünkü dindar erkek, kadının kendisine verilen bir emanet olduğunu bilir. onun efendisi değil, koruyucusu ve gözetleyicisi olduğunu bilir. Kendisine “kavvam” koruyucu, himaye edici ve gözetleyici görevinin Rabbi tarafından verildiğini bilir. Onun kalbi sadece eşi için atar Ondan başkası buraya giremez. Haram ve helal dairesinin dışına çıkmaz. Dindar bir erkek, eşini kıyamette de yanında görmek ister… Onun evliliği sonsuzluğa doğru yürüme anlamına gelir… Dindar bir erkek ve kadın birbirleri için herşeyi yaparlar, kalben dahi aldatmazlar. Evlilikleri ve güzellikleri sadece birbirleri için vardır. GERÇEK DİNDARLARA SELAM OLSUN
Evlilikte yaş mesalesi
Evlilikte yaş meselesi olması gereken zeminde değil din ekseninda tartışılması yanlış.
Bu olay
1. Hukuk
2. Sosyoloji
3. Biyoloji
Ekseninde tartışılmalıdır. Din bu konuyu ibahe alanına almış yani ne doğrudan yasaklamış ve ne de emretmiştir.
Hatta islam evlilikte denklik şartını getirirek aslında bu tarz uçuk örneklere hoş bakmadığını göstermiş, hatta kadın bu gerekçeyle mahkemeye başvurduğunda boşanma sebebi saymıştır.
Bugün modern hukukta bile 18 yaşından yukarı birisinin kiminle ve kaç yaşındaki ile evleneceği konusu boş bırakılmış bir anlamda topluma bırakılmıştır.
İslam da aslında öyle yapmış; modern hukukun boş bıraktığı alandan farklı olarak denklik şartını da getirmiştir.ihe