- Bu konu 40 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 1 ay 2 hafta önce
tarafından güncellenmiştir.
-
Yazılar
-
HARİCİ NEDİR?
-Baba! Harici nedir? diye sordu oğlum.
Hemen hariciliği anlatmaya çalıştım. Diğer yandan onun böyle ilmi meselelere merakı da hoşuma gitti.
Biraz sonra sorduğu ikinci sorusuyla yıkıldım. 🙁
-İyi ama baba burada harici harddisken bahsediyor 🙂 Buradaki harici kelimesini anlamadım 🙁Bir yandan da için için güldüm. Bu konuları öylesine kafayı takmışım ki günlük hayatta bile hep onları görüyormuşum 🙂 ihe
EŞİME GÖRE BEN
Kitap okumam, kitap, yazı ve makale yazmam ve sohbetler yapmama eşimin yorumu 🙁
Evde boş boş oturup insanlarla çene çalıyorsun 🙂Bugün kafamı dinleyeyim diye Haymana’ya gittim.
Kafamı dinlemekten yoruldum.
Ne çok derdi varmış.
Dır dır dır konuşup durdu,
bi susmadı ki dinleneyim.Bi daha kafayı dinlemeyeceğim artık.
whatsap’ta sadece benim olduğum bir grup kurdum. Kendime mesaj yazıp, kendim okuyup kendim cevaplıyorum. En azından yazdıklarımdan dolayı başım belaya girecek diye düşünmüyorum. 🙂
Sevgili arkadaşlar
Yılbaşı gecesi benim doğum günüm.
Ama ben bu tür fantastik günleri kutlamıyorum.
Doğum günüme sadece bir takvim olayı olarak bakıyorum.
Belki de kendimi sorgulamama vesile oluyor.
Yine de facebook üzerinden kutlama mesajları gönderen arkadaşlara teşekkür ederim.
Her doğum günü vuslata bir adım daha yaklaştığımı bana hatırlatır.
Aslıda doğumla uykuya dalıp rüya görmekteyiz.
Ölüm ile bu rüyadan uyanmaktayız.
Hayatı rabbani olanlara selam olsun.Eskiden bilimum çamur medyası birimize saldırdı mı bu bizim mahalleyi korkutmaz, bilakis kenetlendirir ve hatta saldırıya uğrayan için davasındaki haklılğının nişanı olduğu gibi, onur verici olurdu. Şimdiyse korku ve endişe var, sanırsınız ki bu çamur medyası kimi işaret etse hükümet de onun defterini dürmektedir. Korku, mukedderatı değiştirmez. Bu nedenle şimdilerde linç kampanyasına uğrayan Orhan Baylan Bey’e geçmiş olsun diyor, bu saldırıların ecrini arttırdığını söyleyerek teselli ediyorum. Takdir Allah’ın…
Hocamızı kaybettik
Üniversitede İktisat Tarihi hocamız olan değerli ilim adamı Mehmet GENÇ beyefendiyi kaybettik…
Gerçekten de alanında önemli bir ilim adamıydı. Hocaların hocasıydı ama akademik kariyer yapmayı hep ilmi çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle ertelemişti. Yetiştirdiği talebeleri prof. olurken o aynı üniversitede sadece Mehmet GENÇ olarak ders vermeye ve ilim yapmaya devam etti.
Kendisinden çok yararlandığımız birisiydi. Dersleri çok ilmi ve zevkli geçerdi. Bu nedenle az sayıda öğrenci dersine katılırdı. çok yavaş sesle ders anlattığından konuşmasını anlayabilmek için en ön sırada otururdum…
Birçok ilmi eserler bırakan üstadımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.En buyuk hayırsever benim…
Her ay düzenli olarak trafik vakfına ve devletin vergi birimlerine para ödüyorum…
Inşaallah benim paramla tüyü bitmedik yetimlere yardım ediyorlardır.
Dostumuzun biri hüsnü zanda bulunmuş
Murat Demirkan
4 Ocak 2015 ·
“Tâbiûn’un en büyük âlimlerinden Şa’bî ve Hasan-ı Basrî, kendilerine sorulan dinî soruların hepsine cevap yetiştirmeye çalışan kişilere şöyle demişlerdir:
“Her biriniz öyle meselelerde fetva veriyorsunuz ki size sorulan bu sorulardan biri bile Hz. Ömer’e sorulmuş olsaydı, bu konuda bir hüküm verebilmek için Bedir savaşına katılan ashabı istişareye toplardı!” [Nevevî, Âdabu’l-fetvâ]”
hocamız birkaç ay önce bir mesele hakkındaki çalışmasını paylaşınca takipçisi olanlardan biri söylediklerini hafifser bir edayla yorumda bulunmuştu. Hocamız da o birkaç cümleyi söyleyebilmek için bir kaç gün boyunca kaynakları yeniden taramak zorunda kaldığını anlatmıştı. Tabii bir ömür süren ilim tahsili de cabası.Konuyu tam hatırlamıyorum amaIbrahim Halil Er
Hasan-ı Basrî Hazretlerine atfedilen yukarıdaki rivayeti görünce İbrahim Halil hocanın o cevabı geldi aklıma. Bu vesileyle kendisine de selam ve hürmetlerimi sunarım.
Şüphesiz âlimin uykusu cahilin ibadetinden efdal, âlimin mürekkebi şehidin kanından kutsaldır.
ağabeyin de sık sık buyurduğu gibi;Mustafa Yürekli
Müslüman aileler en zeki çocuklarını mühendis, doktor, pilot, avukat yapmak yerine İslam âlimi olarak yetiştirmedikçe burnumuz pislikten çıkmayacak.Yanımda oturan oğlum başını ders kitaplarından kaldırıp
-Baba niye bu kadar yazıyorsun? diye sordu.
– Oğlum derdimi ancak kaleme anlatabiliyorum.
– Neden?
-Oğlum, yazmasam çıldırırım. Beni ancak kalem anlamakta… diyebildim…Bugün arabayla Ulus’a gidiyordum… Derken telefonum çaldı. Ben de hareket halindeyken konuşmamak için kenara çektim. Bu sırada yolun sonunda polisler barikat kurmuş, kafalarına göre bazı arabaları kenara çekiyorlardı. Benim kenara çekip durmama işkillendiler. Hepsi ayağa kalkıp beni beklediler. Ben de oraya gittiğimde polislerin beni kenara çekeceğini anladım. Nitekim yanaştım, kenara çektiler. Yaklaşık on kişi vardı hepsi arabanın etrafını sardı. Usulen ehliyet, ruhsat, kimlik dediler. verdim. Bu arada birisi arka bagajı aç dedi açtım. Bir başkası arabadan in dedi, indim… Bir başkası gbt sorgulaması yaptı. Bir şey bulamamanın üzüntüsüyle beni bıraktılar…
Yani kurallara uyup kenara çekip konuşmak da böyle kötü sorunlara yol açıyormuş…
Haz 10, 2020 10:31:45pmBirşey okuyorsun ya da yaşıyorsun …
Sonra kıvranıyorsun ve gecen ızdırap oluyor….
Sonra hafakanlar basıyor
Ardından uykusuz bir sabaha açılamayan gözlerle bakıyor, duman bir kafayla mesai yapıyorsun…
Sen ve düşüncelerin.. Yarım kalan duyguların… gerçekleşemeyen fikirlerin… Hayatı idame etme telaşı içinde öğütülüyor..
Ne kadar düşünsen de çarkın dişlileri arasında parçalanıyorsu…
Bu arada bozulan sağlığın da acziyetini bildirirken, hastahane koridorları tükenmişlik pompalıyor..
Anlıyorsun ki bedenin küçük geliyor düşüncelerine…
Kuşatılmış, işgal edilmiş, iğfal edilmiş topraklarda.Camiler Boş, Kiralıyalım 🙂
Bir zamanlar Ankara’da kiralık ev arıyordum.
Arabayla mahalle arasında dolaşıyoruz.
Arabada küçük oğlum da var…
Hangi caminin önünden geçsek hemen
“Baba bak! burası boş, hemen tutalım. Bahçesi de var” diyordu… Çocuk bile farkına varmış camilerin mahzunluğunu…
Demem o ki camileri boş bırakmayalım…
Dolu dolu kullanalım…
Sadece namaz için değil, mahallemizin sosyal mekanları ve çocukların oyun alanı olsun…Bİ BAKIP ÇIKACAKTIM!
Bu facebook sayfamı açtığımdan beri gelen ve gidenin haddi hesabı yok..
Normalde sayfamın arkadaş limiti dolmuş durumda ama hergün bir iki kişi çıkıyor ve yerine başvuruda bulunmuş olan arkadaşları ekliyorum.
Ya arkadaşlar!
çıkacağınız sayfaya niye giriyorsunuz?
Yarın çıkacaksanız niye giriyorsunuz?
Yani yazılarımız kamuoyundan gizli değil, arkadaş olmadan da ne yazdığımızı fikrimiz ve zikrimizin ne olduğunu görebiliyorsunuz..
Beğenmezseniz girmeyin ama girdikten bir kaç gün sonra da çıkmayın…
Sanki bir bakıp çıkacaktım der gibisiniz…
Bir yazımız hoşunuza gidiyor geliyorsunuz, bir yazımız hoşunuza gitmiyor gidiyorsunuz. Yani sizin aradığınız farklı görüş ve yorumlar mı yoksa düşüncenizi seslendiren birisi mi?
Eğer farklı düşünenlere tahammulunüz yoksa kendi mahallenizden çıkmayın..
Benim sayfamda benim görüşümden olanlar da karşı olanlar da bulunmaktadır ve hiç rahatsız olmadığım gibi karşı görüşteki insanların yazıları bana en azından farklı bir bakış açısını sunmuş oluyor.. Hatta bu yazılara bakarak belki karşı görüş ihtiva eden bir yazı yazmama, cevap yazmama da vesile oluyor..
Eskiden yazı yazmak için konu bulamazdım, bu sosyal medya sayesinde yazı yazmaya yetişemiyorum… Yani olayı bir de iyi yönünden bakın… Muhaliflerimiz veya karşıt görüşte olanlar bizim aynı zamanda hızımız ve teşvik edicimiz oluyor…
Yararlanmak isterseniz herkesten ve herşeyden yararlanabilirsiniz vesselam
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.
