- Bu konu 40 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 1 ay 2 hafta önce
tarafından güncellenmiştir.
-
Yazılar
-
Ayın Harfi
Arabistan’da okumaya gittiğim ilk yıllardı
Türk arkadaşlarımızdan birisi bir türlü ayın sesini güzel çıkartamıyordu. Sürekli bunun antramanını yapıyordu.
Yemekhaneden birlikte çıktı.
Kapının dibinde kediler bekleşiyorlardı. Kedinin birisi bize yanaştı ve “Mi’av” dedi.
Fakat miyav derken Mi’av diyordu. Yani tam iyi bir ayın sesini çıkararak miyavlıyordu.
Arkadaşın hepimizi kırıp geçiren yorumu işitildi.
“Arabın kedisine bak ya! Miyav derken benden daha iyi ayın sesini çıkartıyor.”MİLLİ GAZETE İLE YOLLARIMIZ AYRILDI
Yılbaşıdan önce beni Milli Gazeteden arayan bir yetkili, yeni dönemde yazılarımı yayınlayamayacaklarını ve bu nedenle artık yazı göndermemem gerektiğini bildirdi.
Yaklaşık on yıldır her hafta düzenli yazı yazdığım ve bunun karşılığında hiçbir ücret almadığım ve hatta orada yazdığım için çeşitli sıkıntılara da maruz kaldığım Milli Gazete’deki yazılarımız bu telefonla son buldu.
Gazete’nin Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş’ı aramama ve whatsaptan mesaj göndermeme rağmen geri dönüş yapılmadı. On yıl gazetede yazı yazan bir insanı en azından gazetenin yetkililerinin aramasını beklerdim. Bizim insanların en ufak insani nezaketten yoksundurlar. Bu tebliği doğrudan onların yapması daha şık ve etik olacaktı ama maalesef bizim insanlarımızın en temel özelliği kullan at anlayışıydı. Fikre ve yazara bizim mahallerinin bakışı buydu. İnsan bu, gazetede çalışır, yollarını ayırır fakat insani ilişkilerin kopmaması gerekirdi ama bizim mahalle hala köylü…
Fikirsel anlamda ayrı düştüğüm noktalar olsa da Milli Gazete benim için geçmişin bir hatırasıydı ve saygı duyuyordum. Sanırım onların yeni dönemi çok farklı olacak
Ayrılırken bile kırıcı değil dostça ayrılmayı tercih ederdim. Ama gazetecilik ve dava çalışması yerine gündelik siyaseti tercih ettiklerini gördüm.
ibrahim halil erBİR VAMPİR ISIRDI SANKİ
Bir sabah uyandığımda aslında vampirler tarafından kanımın emildiğini,
tüm gençliğimin,
enerjimin ve emeğimin bunlar tarafından sömürüldüğünü gördüm.
Aslında hepimiz vampirler tarafından ısırılıp emiliyoruz.
Ama farkında değiliz.
Hepimizin bir sabah uykudan uyanması gerekiyor.
İbrahim halil erBugün bir partinin genel merkezine uğradım.
Aman Allah’ım! bu nasıl bir kibir?
Kapıdaki korumadan, içerdeki görevliye kadar herkeste bir kibir ve kendini beğenmişlik…
Sanırsınız ki biz onlar sayesinde nefes alıyoruz.
Dayanamadım, beni getiren arkadaşa:
Bu ortama dayanamıyorum hemen çıkacağım, dedim..iheUkrayna’da cuma namazımızı oradaki müslümanlarla birlikte kıldık. Ahıska Türkü olan imamımızın Rusça ve Türkçe vaazını dinledik. Muslumanların çıkardığı Rusça Minare isimli dergiyi ve dua kitabını aldık.
Kas 30, 2018 4:02:21pmBİLMEMENİN FAZİLETİ
Soru sorduklarında
“bilmiyorum”
diye cevap verince bütün cevapları bilmiş oluyorum. Kafam rahatlıyor.
Kimse de vereceğim cevabın ardından “ama falan alim, falan kitap, baban… falan kaynak, şu ayet, şu hadis, şöyle diyordu” diyemiyor.
Hele vereceğim cevaptan sonra “kaynağı söyler misin? Baban olsa böyle mi derdi? yok itiraz ettiğimden değil ama öğrenmek istiyorum veya başkasına söylediğimde elim kuvvetlensin” sorusundan kurtuluyorum.
Kaynak verdiğimde “o kaynak güvenilir mi? falan kaynak şöyle diyor, hem o ravi sika değil, kitap orjinal mi? hangi sayfa? o kelimenin bir de şöyle bir manası var, ayet yok mu?… sorularından da kurtuluyorum…
Bir şekilde tüm soruların cevabını verip sınavı geçtiğimde bir de bakıyorum ki kendi sayfalarında benim cevabı alıp evirip çevirip dövüp bir de bana sayıp duruyorlar…
Bu tartışmaların sonu gelmiyor…
En iyisi hiçbir şey bilmemek…iheSofilerin Baskınına Uğradık
Bu akşam sehit Hakan Unverin getirdigi ırak’tan gelen sofileri misafir ettik. Muhyiddini Arabidan ve Hallaç’tan konuştuk. Hallacın beyitleri okundu. Epey bir tasavvuf sohbeti yapıldı. Muhyiddin’i Arabi’nin sarayda ayağını yere vurarak yaptığı eleştirel konuşmasından bahsettik.Muhyiddin’i Arabi’nin söylediği söz şudur.
دينكم دناركم Dininiz Paranızdır.
قبلتكم نساءكم Kıbleniz Kadınlarınızdır.
معبدكم تحت القدم Taptıklarınız ayağımın altındadır.
الشيخ الاكبر Muhyiddini Arabi
Bu söz sonucunda şehit edilir.
O da Sin Şin’e girdiğinden Muhyiddin’in ne dediği ortaya çıkar diyerek Yavuz Sultan Selim’in Şam’a geleceğine işaret eder.
Söz şöyledir متى يدخم السين الشين يذهر حق المحيدين
15 Temmuz’da Şehid olan değerli dostum Hakan Ünver anısına…
el-Fatiha
Eki 03, 2018 11:54:04pm güncellendiSu Ankara’dan hiç kışı olmayan bir sehre kacmak istiyorum…. Dunden beri nezle griple ugrasmaktan biktim Not: yazi eski
2016 yılında yaptığım bu dua hemen kabul oldu ve bir kaç ay içerisinde Allah beni hiç kışı olmayan Çad’a gönderip imtihan etti. Siz siz olun takdire razı olun.
Not: Keşke iyi bir şey isteseydim. Bu arada bu durum şunu da net olarak göstermiş ki Facebook yazışmalarımız da takip ediliyor. Yazdığımız şeylerde daha dikkatli olmalıyız.
Eki 01, 2018 10:22:00am güncellendiPantolon
Pantolon alamadığı için intihar etti haberi ne kadar doğru acaba? Yani gerçek gerekçe bu mu?
Yoksa bu konu ekseninde okul kılık kıyafetleri gündeme getirip, kılık kıyafet serbestisini sağlamaya yönelik mi?
Amaç, kıyafetleri serbest yapıp okulları iyice Amerikanvari hale getirmek, dekolte kıyafetleri dayatmak olmasın.
Düşünün, kıyafet serbestisi geldiğinde dekolte giyen bir kıza öğretmeni mudahale ettiğinde çocuğun psikolojisi bozuldu veya bundan dolayı intihar etti diye yaygara kopartılabilir ve okullarımız artık eğitim merkezleri olmaktan çıkabilir…
Bence her habere veya duygularımızı harekete geçiren her ajitasyona hemen atlamayalım ve konuyu hem araştıralım ve hem de aklı selim düşünelim.
Hiç kimse sadece pantolon alamadığı için intihar etmez, bunun arkasında daha büyük sorunlar vardır.NOT
Bir dönem işsiz kalmıştım. Okullar başlamıştı ve çocuk okula gidiyordu ama ben hala okul kıyafeti alamıyordum. Çocuk her gün gelip ağlıyordu. Bir hafta sonra ben artık okula gitmeyeceğim, öğretmenler sürekli bana kızıyorlar demişti. Ben o zaman kendimden gerçekten utandım ve acziyetimi gördüm. Çocuğuna okul kıyafeti alamayan bir baba olarak kendimi suçladım. Sonra bir can dostumu aradım. O geldi, kıyafet paralarını verdi ve gidip çocuğa kıyafet aldık. Yani demem o ki, bu konu bir baba için önemli eğer inanç zayıfsa ve başka sorunlar da varsa sonu kötü olabiliyor. Okulların da bu konuda durum tespiti yapmaları daha doğru olabilir. Yani alamayacak durumda olan aileleri tespit edip onlara bunu hayırseverler kanalıyla sağlayabilir veya üst sınıfa geçen öğrencilerin kendilerine olmayan kıyafetlerini okula vermeleri sağlanarak bunu alamayanlara dağıtabilirler. Yani kendimiz de sorunu çözebiliriz. Herşeyi devletten beklemeyelim.Telefonla İrtibat Kurmaya Çalışmak.
Bu sıralar da nedense bana mesaj gönderip ısrarla telefonla görüşmek isteyenler oluyor.
Sevgili arkadaşlarım,
Lütfen telefonla görüşmek için sıkıştırmayın. Zaten burada yazmak benim oldukça zamanımı alıyor, bir de telefonlara bakarsam artık kendi hayatımı sürdüremem.
Ayrıca, sizin için uygun olan bir vaktit benim EŞŞEK SAATİM olabilir.
Yakinen tanıdığım insanlarla bile telefonla görüşmelerimde sıkıntı yaşıyorum, her telefonlarına bakmıyorum. Çünkü telefonlar benim dikkatimi çok dağıtıyor. Yaptığım çalışmalardan koparıyor ve tekrar çalışmaya dönmem saatlerimi alıyor…
Ayrıca sese karşı hassiyetim var. Seslerdeki tınılar, arka plan yorumları, inişler ve çıkışlar, kurulan cümle kurguları beni geriyor, yoruyor. Bu nedenle seslerle çok iletişim içinde olmak istemiyorum. Hatta bizim hanımla yaptığımız tartışmalarda yanlış kurulan bir cümle olduğunda tartışmayı kesip, o cümlenin yanlış olduğunu ve doğrusunun şöyle olduğunu bile çok söylemişimdir. 🙂Anlayış göstereceğinizi umuyorum.
Saygılarımla
Ağu 31, 2018 9:13:25pmAnkara ovacikta kurban derileri cope gidiyor. Belediye veya diyanet neden ilgilenmiyor? Eskiden THK alıyordu ve biz onlarla köşe kapmaca oynuyorduk. Bu yıl milli servetimizin çöpe gitmemesi için THK’yi bile arar olduk ama onlar bile artık gelmiyorlar.
Belki de artık herkes doydu ve böyle zahmetli işlere kimse tevessül etmiyor, ya da el birliği ile tarım ve hayvancılığımızı bitirdiğimiz gibi deri sanayimizi de bitirdik…
An itibayle Ankara’da çöpe gidecek deriler
Ağu 23, 2018 4:21:14pmSoru sorduklarında
“bilmiyorum”
diye cevap verince bütün cevapları bilmiş oluyorum. Kafam rahatlıyor.
Kimse de vereceğim cevabın ardından “ama falan alim, falan kitap, baban… falan kaynak, şöyle diyordu” diyemiyor.
Hele vereceğim cevaptan sonra “kaynağı söyler misin? yok itiraz ettiğimden değil ama öğrenmek istiyorum veya başkasına söylediğimde elim kuvvetlensin” sorusundan kurtuluyorum.
Kaynak verdiğimde “o kaynak güvenilir mi? falan kaynak şöyle diyor, hem o ravi sika değil, kitap orjinal mi? hangi sayfa? o kelimenin bir de şöyle bir manası var, ayet yok mu?… sorularından da kurtuluyorum…
Bu tartışmaların sonu gelmiyor…
En iyisi hiçbir şey bilmemek…DİYARBAKIR GEZİSİ
Diyarbakır Çermik ilçesindeki tarihi haburman körüsü ve etrafındaki çay bahçeleri gerçekten görülmeye değer
DİYARBAKIR’A DENİZ GELMİŞ
Diyarbakır’da tekne turu yaptık. Diyarbakır Eğil ilçesi gölünde tekne turu yapıldığı gibi jet ski’ler çalışmaktaydı.
Bölgede değişim olduğu gibi, deniz de gelmişti.
Haz 16, 2018
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.
