Felsefe

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #2890
    İbrahim Halil ER
    Anahtar yönetici

    Babamın felsefe ile ilgili çok hoşuma giden bir tanımlaması vardı. Babam derdi ki: “Felsefe büyük bir okyanustur. Fakat bu okyanus bildiğimiz okyanuslara benzemez.
    Normal okyanuslarda kıyısında yüzersen boğulmaz, orsasına gelirsen boğulursun.
    Fakat felsefe okyanusunda kıyısında yüzersen boğulur, ortasına gidersen kurtuluşa erersin.
    Felsefe denizinde boğulanların çoğu ortasına ulaşmamış olanlardır.
    Çünkü felsefe denizinin ortasına gelindiğinde din ile birleşilir. ayrı olanlar kıyıda yüzenlerdir derdi.”
    Akıl ile din aslında bir noktaya geldiğinde birleşir veya birleşmelidir…ihe

    #3603
    İbrahim Halil ER
    Anahtar yönetici

    Batı siyasal felsefesi dualisttir. Bunlar birey ve kollektivitedir.
    Aynı yansıma kadın/erkek ayrışması çatışması şeklinde de gelişmiştir. Demek ki kadın erkek çekişmesi/feminizm batının arka planındaki bu düşüncesine dayanır.
    Batının bu dualist yapısı din / devlet ilişkisine ve yönetimine de yansımıştır. Papanın iki kılıç teorisi ya da sezarın hakkı sezar, tanrının hakkı tanrıya doktrini bu dualist bakış açısını tanımlar.
    Böylece ikili yönetim anlayışı formalite edilirken, modern çağlara laiklik olarak gelmiş oldu.
    İslam siyasal düşüncesi de tıpkı akidemizde olduğu gibi tevhidi savunur.
    İ. Halil er

    #3684
    İbrahim Halil ER
    Anahtar yönetici

    Yunan Filizofları maddenin temelini ya da hayatın temelini aramışlardır. Bazıları hava demiş, bazıları, toprak, bazıları su, bazıları ateş demiştir. Demokritus da atom demiştir. Maddenin en temel birimi olan ve parçalanmayan unsuruna ateş demiştir. Yunan filozofları bu konuya arkhe demişlerdir. Tabiki o dönemde bizim anladığımız anlamda bir bilgi değildir bu. Fakat maddenin en temel birimi olan atom fikrinin ve parçalanamayan temel unsurunun belirtilmesi açısından önemlidir.
    Felsefe sadece düşünce değildir. Onun içine bir çok ilim girer. Bugünkü felsefe gibi düşünmemek gerekir. Esyi yunanda birçok bilgi felsefe adı altında yaşanmaktaydı. Bizim kültürümüzde kelam ilmi cevheri kullanmıştır. Ama biz bu cevher kavramını kendimize göre yeniden yorumlamışız.
    M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan Demokritos’u bilimsel anlamda devrimci yapan şey, bu sorunun üstüne gitmesi ve doğru bir yaklaşım sergileyebilmesiydi. Demokritos öncesinde maddenin temel öğesini arayan filozoflar parçalama işlemini sonsuza kadar yapabileceklerini düşünmüşlerdi. Çünkü onların madde anlayışı sürekliydi. Oysa Demokritos’a göre parçalama işleminin son bulacağı bir nihai öğe olmalıydı. Daha küçük parçalara ayrılamayacak olan bir nihai parça. Demokritos bu temel öğeye “bölünemeyen” anlamına gelen “atomos” yani “atom” ismini verdi. Doğadaki bütün madde çeşitleri atomların birleşiminden meydana gelmişti ve atomlarla her nesne yapılabilirdi. Demokritos’u önemli kılan bu kadarla kalmaz ve teorisini sağlamlaştırmaya yönelik başka sorularla da muhatap olur: Peki, atomlar tüm maddeleri oluştururken neredeler? Neyin içinde hareket ederek birleşiyorlar?
    Cabirin görüşüne kaynak olarak ihlas grubunun bir kitabını göstermemiz belki yanlış yorumlanmaya neden olmuştur. Fakat cüz’ün la yetecezze ile ilgili cabirin bu görüşü Fuad Sezgin’in İslam’da Bilim ve teknik kitabında da geçer. (şu anda dışardayım. kitap yanımda olmadığından tam sayfayı veremiyorum.) ihe

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.