LGBT

[İbrahim Halil ER]

Size ilginç bir beyin cimnastiği sorusu, fıkhi açıdan 🙂
Cinsiyet değişimi caiz mi değil mi? Bana sormayın siz biraz arastirin ki, ictihad yapmanin aslinda kolay olmadıgini da gorun.

“Annenin cinsiyeti değişirse, erkek olduktan sonra oğlunun hanımına baba gibi helal olur mu?
Babanın cinsiyeti değişirse, kadın iken her ne kadar annesi değilse de anne gibi olur mu?
Oğlun hanımı cinsiyet değiştirererk erkek olursa, annesinin eski kocasının annesine mahrem olur mu?

BİR KAÇ SORU DAHA EKLEYELİM KONUYLA İLGİLİ OLARAK

Adam cinsiniyetini kadın olarak değiştirse
1. Şeriata göre mirastaki payı nasıl olur?
2. Kız kardeşleriyle aynı odayı paylaşabilir mi?
3. Çocukları varsa çocuklarına karşı rolü ne olur?
4. Karısı kendisinden şer’an boşanmış olur mu?
5. Namazlarını nasıl kılar?
6. Fıkhın kadın mı? yoksa erkek ahkamından mı sorumludur?
7. Cihat farziyeti ona düşer mi?
8. Evlenebilir mi?
9. Nikah akdi nasıl olur?
10. Çocuklarının gözündeki sorumluluğu kadın mı/erkek mi olacak?
11. Cenaza islemleri nasil olur?

Yani eski fakihlerin meseleleri sıfırdan çözerken nasıl da zorlandıklarını ve aslında bize ne kadar büyük bir kolaylık getirdiklerini anlamak için soruyorum. Buyrun cevaplar 🙂

Hadi fakihler güncel bir konuda içtihat yapın. Hep eski içtihatları ve müçtehitleri tartışıyor/eleştiriyoruz. Buyrun tartışmaya 🙂

[İbrahim Halil ER]

LGBT gibi sapkınlıklar çok güçlü kuruluşlarca (Rockefeller LGBT sapkınlığını fonluyor!) fonlandırılıyor ve desetekleniyor. Ülkemizde ise özgürlük adı altında muhafazakar bir iktidar ve onun aile bakanlığı tarafından ölümüne destekleniyor,
İşin ilginç yanı ne iktidarın başındakiler ve ne de bu iktidar adına ülkeyi yönetenler (meclis, milletvekili, idareciler) bunun farkında…
maddelerin arka planındaki manayı görmüyorlar.
onlar kadınları desteklediklerini sanıyorlar…
bu kadar araştırmadan ve soruşturmadan desteklenir mi?

“Messiri’ye göre, Postmodern dönemde artık felsefeye olan ilginin yerini sübyancılık (pedofili) ve hayvanseviciliğe olan ilgi almıştır. En acı ironi ise, insan doğasına bir saldırı olan cinsel anormalliğin, insan hakları adına savunulmasıdır. Halbuki bu; insanın, salt bir tensel zevk kaynağı olarak sömürülmek üzere ete indirgenmesidir. (Haccac Ali, Seküler Aklın Haritası) ihe

İbrahim Halil ER

[İbrahim Halil ER]

MUHANNES (KADINLARA İLGİ DUYMAYAN) SAHABİLER
Yazımızın başlığını görenler haliyle tepki göstereceklerdir ama sonuçta bu durum tıbbi bir arızadan kaynaklanmaktadir.
Biz de gündeme lutiler olduğu için muhannes sahabi var mı yok mu konusunu araştırdık ve kaynaklarda üç muhannes sahabinin ismini gördük.
Hz. Peygam­ber zamanında Medine’de üç muhannes vardı. Bunlar Hît, Hidm ve Mâti idi.
Resulullah, bunlardan Hîti Hâh’a sürdü. Şöyle ki Resulullah, onda gördüğü konuşma yumuşaklığı ve gevşeklikten (kırıtma) dolayı ken­disini arzu sahibi olmayan erkeklerden sanıyordu. Bu yüzden o Resulullah’ın hanımlarının yanma giriyordu.
Hz. Peygamber bir defasında içeri gir­diğinde onun bir Arap cariyeyi vasfederek şöyle dediğini duydu: “Ayağa kalk­tığında ikiye katlanır, oturduğunda ise yayılır. İki uyluğu arasında saklı bir şey var ki tersine çevrilmiş kaba benzer”.
Bunun üzerine Resulullah “Ben bu habisin, bu sözü söyleyebileceğini sanmazdım” veya söylediğini söyledi ve onu Hâh’a sürdü.
Resulullah’ın (sav) vefatından sonra ise Medine’de altı mu­hannes vardı.

Muhanneslik, yumuşaklık ve gevşeklik (kırıtma) demektir, el-Misbâh’ta şu bilgi verilir: Bazıları buna “kadınlara karşı arzu duymaz” ila­vesinde bulunurlar. Hâfiz îbn Hacer şöyle der: “O, davranış ve konuşmasın­da kadına benzeyen kimsedir”.

Sahih-i Buhari’de “Kitabu’n-Nikâh”ta özel bir bölüm vardır.
İbn Ishak el-Meğâzi’de ilgili hadiste geçen muhannesin adının Mâti olduğunu zikreder. Bu ad Mâti olup Mâni ol­duğu da söylenmiştir.
Muhammed b. İbrahim et-Teymî’den şu rivayet nakle­dilir: Tâif Gazvesi’nde, Resulullah’ın yanında teyzesi Fâhite bint Amr b. Âiz’in bir azatlısı vardı, muhannesti. Kendisine Mâti denirdi. Bu, Hz. Pey­gamber’in hanımlarının yanına girer, evinde bulunurdu. Hz. Peygamber onun ne kadınlarla ilgili olarak erkeklerin anladığı şeyleri anladığım ne de bu hususta arzusu bulunduğunu sanmıyordu.
Hz. Peygamber onun Halid b. Velid’e şöyle dediğini duydu: “Ey Halid, Tâif i fethettiğinizde sakın Bâdiye bint Gaylân b. Seleme’yi elden kaçırma; o önden dört, arkadan da sekiz bük­lümdür!”
Resulullah (sav) bunu duyunca, “Ben bu habisi, duyduğu şeyi an­lamıyor sanırdım” dedi ve hanımlarına “onu yanınıza sokmayın” buyurdu. Bunun üzerine o Resulullah’ın evine sokulmadı.

(Kettani, Hz.Peygamber’in Yönetimi, Et-teratibu’l-idariyye, İz Yayıncılık: 3/235-238.)

TENBİH: Bu şahısların muhannes olması onların sahabilik vasfının kaybolmasına neden olmaz.
Ayrıca, bu şahıslar günümüz anlamda lutilik yapan kişiler olmayıp, kadınlara karşı arzu duymayan erkeklerdi.
Peygamberle bir an bile sohbet yapmak, tüm ömrü boyunca ibadet yapmaktan daha efdaldır. İhe

İbrahim Halil ER

[İbrahim Halil ER]

MÜSLÜMAN ERKEKLER LUTİLERE KIZARKEN EVLERİNDE VE GÖNÜLLERİNDE NELER OLUYOR HİÇ DÜŞÜNÜYORLAR MI?
Erkeklerin gözü dışarda evdeki de kadın değil mi?
Kadınların gözü başka erkeklerde, evdeki kocası da erkek değil mi?
Fecebook herkesin zina etmek/tanışmak için kullandığı bir mekan…
Eşler birbirinizi takip edin…. Bu mekanlarda eşinizi boş bırakmayın. Evliler, mutlaka birbirinin facebook ve sosyal medya şifrelerini bilmeli….
Karnınız doydu şimdi de oynaş mı istiyorsunuz?
Allah İşid gibilerini size musallat ederse oynaşı görürsünüz….
Başkasında gözü olanın gözü çıksın….
Kendi hanımı ve kocasından başkasına takılanı Allah ıslah etsin…
Bu fitne/zina hali müslümanlarda yayıldı. Büyük felaketler/belalar/musibetler geldiğinde Allah’ı suçlamayın..

Ek

Bir Ak lgbt’miz eksikti… o da oldu… hızla ak bar, ak meyhane gibi faaliyetleri de bekliyoruz.
Meyhanecilere helal şarabın tarifini de verelim. Mesela nebizi helal şarap olarak sunabilirler
https://t24.com.tr/haber/ak-lgbti-kurucusu-meseli-hem-musluman-hem-escinsel-hem-de-akpli-olunca-insanlar-inanamiyor,301093?fbclid=IwAR1HpxUHp9-BTUHHB4pGQwCB2xdjU0kdC4eD0XCfUpgBQDbNXnVEwWdHh8s

[İbrahim Halil ER]

“Çocuk ve ailesi arasındaki ilişkiyi keseceğiz.
Erkek ile erkek, kadın ile erkek arasındakini de keseceğiz.
Hiç kimse karısı, çocuğu veya arkadaşı ile uzun süre güvenli bir ilişki kuramayacak.
Gelecekte ne aile olacak, ne de arkadaş.
Çocuklar, aynı tavuklardan yumurta alır gibi, doğum anında annelerinden alınacak..” George Orwell,1984

İyi de bu nasıl olacak? Gelen, cevaba kulaklarım inanmadı
— “Kültürel bir devrimle. Ailenin sonunu getirecek, tek eşliliği kötüleyecek, fuhşu, erotizmi, homoseksüelliği, trans ilişkileri yaygınlaştıracak bir devrimle.”

İstanbul Sözleşmesini görmesem benim de kulaklarım buna inanmazdı.

[İbrahim Halil ER]

AK PARTİNİN EN BÜYÜK HATASI – AİLE KANUNLARIDIR-
Ak partinin en büyük hatası 2012 de çıkartılan “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” oldu.
Bir kadın karakola, “kocam bana bağırdı, vurdu, tehdit etti…” gibi bir şikayette bulunduğunda bunun gerçek olduğuna hükmediliyor, kadından herhangi bir delil istenmiyor. Avrupa da bile böyle değilmiş, orada eğitim alan jandarma anlattı, gidip komşulara soruluyormuş, delil araştırıyorlar, evini inceliyorlarmış.

Fakat bizde koca hemen karakola alınıyor, ifadesi alınıyor fakat ne söylediğini hiç bir önemi yok yapmadım etmedim dese de suçlu kabul ediliyor. Sonra geliyor sırasıyla para cezası, hapis cezası. Eğer kadın isterse kocası kendi evine giremiyor, mahallesine yaklaşamıyor, telefonla arayamıyor, hatta çocuğuna ve okuluna dahi yaklaşamıyor. Erkek bu cezalardan birini delecek olursa, evine eşyasını almak için bile gitse hapis cezası alıyor.

Eee kadınların eline böyle fırsat verilir de kullanmazlar mı? Elbette kullanırlar. Kocaya ayar vermek, korkutup isteklerini yaptırmak için iyi bir fırsat. (Sema Maraşlı)

SORU
Kadın karakola gidip kocasını (ayar vermek için dahi olsa) şikayet edecek duruma gelmiş ise o evlilik bitmiş zaten abi. Kanunla ne ilgisi var..

CEVAP
her ailede belli dönemlerde kavga, küskünlük olabiliyor. Şimdilerde ise özellikle kadın derneklerinin kışkırtmasıyla kadınlara kocalarını şikayet edip terbiye etmesi telkin ediliyor. Bir çok kadın kocasına göz dağı vermek veya o kavganın şiddetiyle şikayet ediyor. Sadece izmir’de geçen yıl 10.000 bu tarz şikayet oldu. İşin ilginç yanı bir çok köyde de bu tarz şikayet oluyor. Ama kadınlar sanıyorlarki kocaları uyarılacak. Halbuki ciddi para cezası alınıyor. Sonuçta erkek bu cezayı ödemek için kadının da kendisinin de boğazından kesiyor. Peki kim terbiye ediliyor. Ayrıca kanuna uymayan erkekler hapse atılıyor. Hapse düşen erkeğin çoğu o kadını ve evi terk ediyor. Peki kim karlı. Bak Taha, devlete düşen görev aile hakemleri, terapistlerini çoğaltmak ve sorunları onların aracılığıyla çözmektir. Ben sadece bir hoca olarak ayda buna benzer bir kaç sorun çözüyorum. İnsanlar bize müteşekkir oluyor… Devlet sorun üret değil çözme makamıdır. Ailenin temelini nasıl sağlamlaştırırız diye düşüneceğine aileyi nasıl çözeriz diye dayatmada bulunursa devletin kendisi de yıkılır…

ŞERH
Yasada çok boşluk ve istismar var. Kadına şiddete karşıyız ama sorunu adli, karakol ve para cezasıyla çözemeyiz. Kur’an’ın da emrettiği gibi sorun çıktığında önce hakeme başvurulur. Yani taraflarla konuşacak ve akıl verecek bir mekanizma oluşturulur. Ayrıca tarafların sorunlarını çözecek veya onlara akıl verecek pskilojik merkezler, terapi merkezleri oluturulur. Bunun dışında sosyal danışmanlıklar oluşturulur. Yani aile içi sorunların temeli çok karmaşık olabilir. Bunları çözmek için uğraşmalıyız. Yoksa erkeği hapse atarak para cezası vererek çözemeyiz. Para cezası verilen erkek bu parayı yine karısından ve çocuklarından esirgeyerek vermek zorunda. hapse giren bir erkek çalışmayacağı için aileye kim bakacak. Karısı tarafından hapse atılan yada şikayet edilen bir erkek karısına nasıl döner bir daha. Yani aileyi dağıtmış oluyoruz. Bizim amacımız aileyi dağıtmadan sorunu çözmek, rehberlik etmektir.

HAŞİYE
Bu kanun aile icindeki sorunlarda temelde erkeği suçlu görmektedir. Bu aslinda bu hukukta olmamasi gereken bir on yargidir. Taraflardan birisi pesin olarak suclu görülmez. Ayrica sorunlar hep çift yonlu olur ve cozumu de iki tarafi dinlemekten geçer.

I. Halil ER

[İbrahim Halil ER]

İstanbul Sözleşmesinden önce erkekler mağaralarda yaşıyordu. Ellerinde balta ile çıkıp kadın avlıyorlardı.
Sözleşme kalksa yine erkekler ellerinde balta ile kadınları parçalamak için sokaklarda dolaşacak. Aman sözleşmeye dokunmayın…

[Yazar]

Yazılar