- Bu konu 1 yanıt içerir, 1 izleyen vardır ve en son 10 ay önce İbrahim Halil ER tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
1 Nisan 2024: 20:04 #2098İbrahim Halil ERAnahtar yönetici
Arap Dünyası ile Türkiye arasında 10 asırdan fazla doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Bu kadar bir birine yakın iki toplu, malesef son bir asırdır sanki hiç bir birini tanımayan iki toplum haline geldi. Niçin bu duruma geldiğimiz malumlarıdır. Niçin bu durmöuma geldiğimize dair nedenleri burda ele almayacağım. Ama önemli olan derdiğimizi teşhis edip, buna yönelik teşhis ve tedavi yollarını uygulamaktır.
Ülkemiz, hepimizin bildiği evrilmelerden geçerek yeniden tarihi, kültürel olarak özüne dönme yolunda bir irade ortaya koymuştur. Bu dönüş yoluna girmenin her alanda faturalarını ödüyor ve ödemeye devam edeceğiz. Ancak hayat, mücadeledir. Hedeftir, idealdir.
Arap dünyasına yaklaşımımız hep yüzeysel ve üçüncü GÖZ üzerinden olmuştur. Kimdi bu GÖZ diye baktığımızda, malesef BATI ve sömürge ülkeleri olmuştur. Bu ülkeler her iki tarafa aynı senaryonun farklı rollerini oynatarak bizleri bir birimizden koparmasını başarmış ve bir birimizle iletişim kanallarımızıda zehirlemeyide ihmal etmemiştir. Burada ŞEYTANA kızmamızın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Şeytan görevini yapacak. Biz neler yapmamız gerekir ona bakmamız önemli.
Kültürel ve sosyal olarak bir birlerine yakın ve akraba olan bu iki toplumun yeniden bir birini tanıması ve yakınlaşması bazılarının rüyasısnı kaçırmakta ve onları daha orjinal hile, desise ve arayışlara sevk etmektedir. Ölümün ecele faydası olmadığı aşikardır. Türkiye hiç şüphesiz dün olduğu gibi bu günde İslam Dünyasının doğal lideridir. Bu sorumluluğu inkar etsek bile, Sünnetullah bizi buna doğru sevk ve idare ediyor.
Türk film ve dizilerinin Arap Dünyasında niçin bu kadar sevilip takip edildiğini merak edenler için burada, yapılmış olan bilimsel bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. 2013 yılında Ürdün’ün başkenti Amman’da Yunus Emre Enstitüsü Kültür Merkezi Müdürü olarak görev yaparken,‘’ Türk- Arap Müşterek Değerler Sempozyumu’’ adı altında bir faaliyeti organize ettim. O dönem, en çok maruz kaldığımız ve yukarda saydığımız sorulara cevap niteliğinde bir faaliyetti. Sempozyumun ara başlıklarından bir taneside, Türk Dizilerinin Arap Dünyasında niçin takip edildiğiyle ilgiliydi. 12 Arap ülkesinden bir çalışma gurubu oluşturduk ve anketler düzenledik. Anket sonuçları çok çarpıcı ve bir o kadar da içler acısıydı. Yazıyı çok fazla uzatmama adına, sadece bir veriyi sizinle paylaiacağım. Tüm Arap (22 ülkke) dünyasında, haftalık televizyonlarda toplamda 1700 saat dizi ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacın 23 saati Arap ülkelerinde üretilmekteydi. Geriye kalan 1678 saat ithal ediliyordu. Batının kültür sanayisi için bulunmaz bir Pazar.
Özellike 2007 yılında Türkiye’den ‘’Ihlamurlar Altında (SEMA Prodiksiyon tarafından pazarlandı) ’’ dizisiyle başlayan Türk dizilerinin Arap Dünyasına girişi, aslında batının bizleri bir birimizden koparmanın en yeni esturmanlarından birisi olmuştu. Çokta haksız sayılmazlardı. Çünkü, sözde Türk Dizilerinin konuları hemen hemen hepsi, bir birinin aynısıydı. Ters ilişkiler, bir birini ayartmalar, namus, ırz ve hayadan uzak bu dizileri BATI malesef çok güzel kullandı ve halen kullanmaya devam ediyor. Ancak her dönem olduğu gibi, ehli insaf ve iman sahibi insanlar, tarihine, kültürüne ve asaletine uygun dizilerle bu yozlaşmaya cevap verme yoluna gittiler. Bu cevabın en somut örnekleri, ‘’Payitaht’’ ve ‘’Abdulhamit’’ dizileri olmuştur. Her iki dizinin her bölümü, Arap dünyasında çok büyük bir beğeni kazanmış ve büyük bir hüsn-ü kabül görmüştür.
Yukarda, çok kısaca bahsettiğim ve aslında kültürel olarak neler yapmamız gerekir sorusuna cevap olarak, her iki dizinin yayınlanan ve yayınlanacak olan senaryolarının romanlaştırılması ve tercüme edilerek Arap kültür hayatına kazandırılması büyük bir önem arz etmektedir. Edebiyat türünün en çok okunan türü olan Roman, daha büyük kitlelere ulaşması, ülkemizin imajının doğru anlatılması bakımından önemli bir hizmet olacağı muhakkaktır.
sıddık yıldırım1 Nisan 2024: 20:06 #2099İbrahim Halil ERAnahtar yöneticiIsmail Taskiran
Herkese abilik taslayip copu göstererek elalemin toprakları bir zamanlar bizimdi yine izim olacak/olmalı siyasetini koylu husnu den tut hoca ve öğretmen Ibrahim Halil Er e ve en başlarimiz tüm Türk siyasiler ve cumhuru Reise kadar yaptığımız, benimsediğimiz için araplar ve tüm komşularımız bizden iğrenip soğuyup uzaklaşıyor olabilirler. Cunku bizdeki samimiyet pis araptan hiç ama zerre kadar hiç öteye geçmedi. Dindarindan tut kemalistinde kadar.Ibrahim Halil Er
Ismail Taskiran bey, siz benim yazılarımı takip etmeyip kendi ön yargılarınızı konuşturuyorsunuz. Bu nedenle eğer böyle düşünüyorsanız lütfen takip etmeyin edecekseniz de ön yargılı ve hakaret dilini kullanmayın… Arap düşmanlığını yapamayacak bir insan varsa da benim, dört yıl arapların arasında kalıp onların okulunda okudum ve araplarla da akrabalığım vardır… Ayrıca yazı bir alıntı ve olay tamamen sizin gördüğünüz açıdan yaklaşmıyor…Ibrahim Halil Er
Ismail Taskiran Bence yazıyı da okumamışsınız ki böyle bir yorum yapmışsınız.Ismail Taskiran
Ibrahim Halil Er benimkisi aslında bir misaldi. Gerçek olduğunu da biliyorsunuz. Türkiye deki ırkçılık kolay kolay başka yerde yok. Sizin isminizi dahil etmemeliydim. Öyle olmadiginizda biliyorum. Ama diğer bahsini ettiğim tüm kesimler öyledir. Ve değişmeye de hiç niyetleri yok.Ibrahim Halil Er
Ismail Taskiran doğru biz de onlarla mücadele ediyoruzIsmail Taskiran
Ibrahim Halil Er yani suanki iktidar ve zihniyeti ile mücadelede ediyormusunuz? Zira bu zihniyetin temsiliyetini suanda içinde toplayan akp MHP iktidarıdır.Husmenaga Foto
Yazıda Payitaht ve Abdülhamid dizisi ayrı dizi gibi yazılmış, o aynı dizi, payitaht ve Ertuğrul diyecekti zannederim. Küçük bir ayrıntı ama düzeltmeden duramam -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.