Oluşturulan forum yanıtları
-
Yazılar
-
Eyl 11, 2013 9:44:55pm
İnsanlar, davalarını ne pahasına olursa olsun taşırlar. Ama malesef Türkiye’de ise davamız bizi taşıyor. Bir makam elde ettiğimizde ilk yaptığımız iş ise; davayı inkar etmek veya ondan uzaklaşmak oluyor. Davasını satanlar ve davasını taşıyanlar. Bunları iyi tanıyın….iheUlkemizin kit imkanlarini ilme istidadi olmayan kisilere harcamak yerine talip olanlara harcayalim. Digerlerine de meslek ogretelim.
ÜLKE EKONOMİSİ GÖÇMENLERİN ELİNE GEÇMEDEN
Benim gözlemim tüm zanaat alanları, çiftçilik, çobanlık, ev hizmetçiliği ve ırgatlık gibi alanlar zamanla Afganlı, Özbekli, Iraklı ve Suriyelilerin eline geçeceğidir. Hatta artık yoğun miktarda Afrikalılar da ülkemizde kendilerine yer buluyorlar.
Bir süre sonra kendi evlatlarımız evde işsiz işsiz oturacak ve bu yabancı unsurlar ülke ekonomisine hakim olacak…
Süreç buna doğru gidiyor.
Çünkü bu alanlarda para kazanan yabancılar bir süre sonra kendi işlerini de kuruyorlar.
Devletin acilen önlem alması lazım.Not: Bazı arkadaşlar, İstanbul mafyasının bile yabancıların eline geçtiğini söylediler. Yani bu kadar mı aciz bir toplum olduk 🙂
Ek
Herşeyi devletten bekleme kolaycılığı benim de hoşuma gitmiyor, fakat burada devletin uyguladığı 12 yıllık zorunlu eğitimin faturasını ödüyoruz. Acilen bu konuda daha önceki yazımda belirttiğim şekilde ıslahatların yapılması gerekiyor.YENI DIB. BASKANI HAKKINDA MULAHAZA
Bir hristiyanlık dini uzmanının dib. Başkanı olmasında verilmek istenen mesaj ne olabilir?YORUM
Ali bey dinler tarihi sahasinda dolu birisi. Ozellikle protestanlik kitabi iyi bir arastirma eseri. Ben avrupada reform hareketlerini incelerken kitaba rastladim ve okudum. Bir dinler tarihcisinin bu konulari incelemesi doğal ve hatta ülkemizde bu sahada hala zayifiz. Ulkemizde bir yahudi ve budizim dinleri tarihi uzmanları da olmalı. Hatta budizim ve diger hint dinleri uzerinde ilk çalışmayı biruni yapmış ve bu eseri halen özgünlüğünü korumaktadır. Ama bizim kültürümüzde dinler ve mezhepler tarihi hep birlikte incelenmistir. Biz bu calismalara el milel ve nihel adini vermisiz. Bu konuda sehristani – ibni hazm gibi büyük alimler de yetiştirmiş hristiyan ve yahudiligi inceleyerek onların saldırılarına cevaplar vermişizdir. Yeni başkan inşallah bu konularda ufuk açıcı çalışmalara imza atar. Not Diyalog sapkinligina düşmeden
Ek
Olayın feto ve diğer tartisilan yönlerine girmek istemiyorum. Çünkü bilmiyorum. Suizan yapmak istemiyorum. Mutlaka arastirilmistir. Böyle önemli bir atama da tüm dengeler hesaplanmistir. Bekleyip gorecegiz. Hemen ön yargıda bulunmayalim.
Şerh
Ben boyle bir nitelige sahip birisinin dib baskani olarak seçilmesini doğrusu çok anlamlı görüyorum. Bence içinde ciddi mesajlar barindirmaktadir.
Hasiye
Ehli sunnet mucadelesi yapan arkadaşlara görmez meselesinde de söylemiştim. Ülkemizde diyanet dini bir kurumdan çok siyasi bir kurumdur. Buradan çok şeyler beklemeyin. Siz kendinize alternetif calismalar uretin. Bağımsız kurumlar oluşturun. Dipnot Nedense dinler ve mezhepler tarihi hep ilahiyat icerisinde düşünülmüş, bu konu tarih fakültelerinin ilgi alanına dahil edilmemistir. Bu da yanlis bir yaklasim. Olayavayni zamanda tarihsel perspektiften de bakilmalidir. Derkenar Diyanet de yök gibi ozerk bir yapıya kavusmali, devet memuru değil ilim merkezi olmalı kendi içinde sura meclisi olmalıdır. Illerdeki müftüler ise sadece dini meselelerle ilgilenmeli halkla iç içe olmali fetva vermeli alimlerden olusmalidir. Idari işleri ise diyanet il müdürleri duzenlemelidir.
Hatime
Yeni dib baskani hakkında çok sey konuştuk ama bir sey unuttuk. Onu da söyleyelim. Yeni başkanımızın memlekete hayırlı olmasını diliyor, kendisine başarılar diliyorum. Hayırlı olsun.
Eyl 17, 2018 10:56:25am güncellendiUst dereceli yoneticiler, devlet adamlari neden sık ihanete ugrarlar? Cunku liyakatli insanlari degil Yalaka insanlari tercih ettikleri icin. ihe
Eğitim sistemimizi gerçekten biz mi yönetiyoruz.
Aslında eğitimle ilgili birçok yenilik gibi olan unsurları biz yapmıyoruz. Hatta reform yapıyoruz, millileşiyoruz dediklerimiz bile bizim adımıza uluslararası unsurlar yapıyor olabilir. Bu eksende Spam Eğitim ve danışmanlık şirketi iyi incelenmelidir.Pantolon
Pantolon alamadığı için intihar etti haberi ne kadar doğru acaba? Yani gerçek gerekçe bu mu?
Yoksa bu konu ekseninde okul kılık kıyafetleri gündeme getirip, kılık kıyafet serbestisini sağlamaya yönelik mi?
Amaç, kıyafetleri serbest yapıp okulları iyice Amerikanvari hale getirmek, dekolte kıyafetleri dayatmak olmasın.
Düşünün, kıyafet serbestisi geldiğinde dekolte giyen bir kıza öğretmeni mudahale ettiğinde çocuğun psikolojisi bozuldu veya bundan dolayı intihar etti diye yaygara kopartılabilir ve okullarımız artık eğitim merkezleri olmaktan çıkabilir…
Bence her habere veya duygularımızı harekete geçiren her ajitasyona hemen atlamayalım ve konuyu hem araştıralım ve hem de aklı selim düşünelim.
Hiç kimse sadece pantolon alamadığı için intihar etmez, bunun arkasında daha büyük sorunlar vardır.NOT
Bir dönem işsiz kalmıştım. Okullar başlamıştı ve çocuk okula gidiyordu ama ben hala okul kıyafeti alamıyordum. Çocuk her gün gelip ağlıyordu. Bir hafta sonra ben artık okula gitmeyeceğim, öğretmenler sürekli bana kızıyorlar demişti. Ben o zaman kendimden gerçekten utandım ve acziyetimi gördüm. Çocuğuna okul kıyafeti alamayan bir baba olarak kendimi suçladım. Sonra bir can dostumu aradım. O geldi, kıyafet paralarını verdi ve gidip çocuğa kıyafet aldık. Yani demem o ki, bu konu bir baba için önemli eğer inanç zayıfsa ve başka sorunlar da varsa sonu kötü olabiliyor. Okulların da bu konuda durum tespiti yapmaları daha doğru olabilir. Yani alamayacak durumda olan aileleri tespit edip onlara bunu hayırseverler kanalıyla sağlayabilir veya üst sınıfa geçen öğrencilerin kendilerine olmayan kıyafetlerini okula vermeleri sağlanarak bunu alamayanlara dağıtabilirler. Yani kendimiz de sorunu çözebiliriz. Herşeyi devletten beklemeyelim.İslam siyasi tarihinde etkili bir yönetim modelinin oluşmamasının temel nedeni;
Müslüman alimlerin hilafet ve imamet konularını kelami/akaidi bir zemine taşımaları yüzünden olmuştur.
Bu öylesine bir tabu ve dokunulmazlık oluşturmuştur ki, bir çok düşünürün konuyu konuşmasını engellemiştir.
Günümüzde bile geçmiş mirasın özgür düşünce ile araştırılması, sahabe arasında yaşanan olayların tahlili; cemel, sıffin ve kerbela olayların incelenerek bir kurama dönüşmesi engellenmiştir.
Bu konularda oluşmuş olan dogmanın dışında konuşanlar hemen dışlanmış veya tekfir edilmiştir.
Halbuki tüm bu olaylar siyasidir, dini veya akidevi konular değildir. Ama malesef tarihimiz bizim dinimiz haline gelmiştir. Tabu olmuştur.Bu nedenle boş bırakılan bu alanlar oryantalistlerin rahatça at koşturduğu alan olmuştur. Müslümanların da yumuşak karnı olduğu gibi her zaman bölünmeye ve kavgaya müsait bir zemini olmuştur.
Eyl 25, 2018 9:03:29amAslında düşman güçlü değil, biz bölünmüşüz… Bir birlik olsak Kalksak ve dirilsek tüm mazlumların sesi soluğu oluruz… Tüm tarih şahlanır Ortadoğudaki kuklalar yıkılır Bir kalksak ve dirilsek Diriliş ruhu bize bir üflense Tarih değişir, tarihi biz yapmış oluruz. Yeni Kapı Ruhu değil ihtiyacımız olan İslamın diriliş ruhudur
Eyl 25, 2018 3:14:09pm güncellendiİnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
Yunus SANIR
Değerli bir genç arkadaşımızı trafik kazasında kaybettik.
Daha yeni Hakkari Çukurca Müftüsü olmuştu ve heyecanlıydı. İlim sahibiydi ve ilmi birikim alanında kendisinden çok beklentilerimiz vardı. Yazacağı kitaplar konusunda görüş alışverisinde bulunuyorduk. Özellikle bir akaid kitabı yazmak istiyordu ve bunu konuştuk. Ayrıca radyo programı yapacaktı ve bunun içeriğini tespit ettik. Bunun gibi bir çok ilmi meselelerde görüş alışverişinde bulunduk.
Yüzyüze hiç görüşmedik ama sanalda çok görüştük ve çok ilmi konuşmalar yaptık msn’de.
Yunus Sanır kardeşimin vefatını teessürle öğrendim. Allah gani gani rahmet eylesin. Yakınlarına da sabrı cemil versin.Her ölüm bize hayatın ne kadar boş ve geçici olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Peşinde koştuklarımızın ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz.
Her ölüm yaşayanlar için bir nasihat aslında… Çünkü bize bizim faniliğimizi ve sıranın bir gün bize geleceğini hatırlatmaktadır.İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
Yunus SANIR
Değerli bir genç arkadaşımızı trafik kazasında kaybettik.
Daha yeni Hakkari Çukurca Müftüsü olmuştu ve heyecanlıydı. İlim sahibiydi ve ilmi birikim alanında kendisinden çok beklentilerimiz vardı. Yazacağı kitaplar konusunda görüş alışverisinde bulunuyorduk. Özellikle bir akaid kitabı yazmak istiyordu ve bunu konuştuk. Ayrıca radyo programı yapacaktı ve bunun içeriğini tespit ettik. Bunun gibi bir çok ilmi meselelerde görüş alışverişinde bulunduk.
Yüzyüze hiç görüşmedik ama sanalda çok görüştük ve çok ilmi konuşmalar yaptık msn’de.
Yunus Sanır kardeşimin vefatını teessürle öğrendim. Allah gani gani rahmet eylesin. Yakınlarına da sabrı cemil versin.Her ölüm bize hayatın ne kadar boş ve geçici olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Peşinde koştuklarımızın ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz.
Her ölüm yaşayanlar için bir nasihat aslında… Çünkü bize bizim faniliğimizi ve sıranın bir gün bize geleceğini hatırlatmaktadır.Su Ankara’dan hiç kışı olmayan bir sehre kacmak istiyorum…. Dunden beri nezle griple ugrasmaktan biktim Not: yazi eski
2016 yılında yaptığım bu dua hemen kabul oldu ve bir kaç ay içerisinde Allah beni hiç kışı olmayan Çad’a gönderip imtihan etti. Siz siz olun takdire razı olun.
Not: Keşke iyi bir şey isteseydim. Bu arada bu durum şunu da net olarak göstermiş ki Facebook yazışmalarımız da takip ediliyor. Yazdığımız şeylerde daha dikkatli olmalıyız.
Eki 01, 2018 10:22:00am güncellendi
