l. Bölüm
Derler ki İnsanoğlundan önce dünyaya hayvanoğulları hükmediyordu. O dönemdeki tüm hayvanlar da insanlar gibi akıllı varlıklardı ve konuşuyorlardı. Hatta kendilerine ait medeniyetleri ve devletleri vardı…
Bir gün geldi onların kıyameti koptu…
Zulüm ve ifsatta ileri gittiler
Peygamberlerini öldürdüler
Allah’ı tanımadılar
ve
Bir sabah uyandılar konuşamıyor, sadece bağırıyorlardı…
Bir kaç kuşak sonrasında düşünmeyi de unuttular
Hatta birlikte medeniyet kurdukları diğer hayvanlarla düşman oldular.
Birileri av diğerleri avcı oldu…
Hatta Allah daha da fazla onlara azap verdi ve onların elinden dünya saltanatını alıp adem oğullarına verdi…
Daha da onları düşürdü
Adem oğullarına yiyecek, binek ve hizmetçi kıldı…
Mülk Allah’ındı. Dilediğine verir, dileğinden alırdı..
Şimdi sizlere Ademden önceki ademi (yani yokluğu, adem yokluk demektir) anlatacağız… Başka bir deyişler hayvanların hüküm sürdüğü dönemin dünyasını anlatacağız.
Aslında o dönemi okuduğunuzda günümüze çok benzediğini de görürsünüz.
Acaba bizim sonumuz da mı hayvana dönmek olacak?
Hatta Allah bazı kavimleri maymuna dönüştürdüğünü söylerken böyle bir sondan mı bizi haberdar kılmaktadır?
Bizden yeryüzü halifeliğini alıp, bugün zelil gördüğümüze hükümranlık verecek mi?
Bunları bilmiyoruz… ama hayvanların dünyasından öğreneceğimiz çok dersler var…
HAYVANLAR DÜNYASINDA SEÇİM
Hayvanlar dünyasında da demokrasi vardı ve hayvanlar liderlerini seçerlerdi. Öyle bizim bildiğimiz gibi Aslan tartışmasız kral değildi. Kim kazanırsa o başkan oluyordu.
Partiler vardı
Aslan’ın başında olduğu parti vardı, sembolü kekreyen aslındı ve aslan her sorunda televizyonların karşısına çıkıp kükrüyor, taraftarları onun bu kükremesiyle coşuyordu. Aslında çok bir şey konuşmuyordu, kükremesi yetiyordu. Bu parti geleneksel ve muhafazakar partiydi.
Domuz’un başında olduğu parti ilerici ve çağdaş bir parti olduğunu iddia ediyordu. Domuzun en önemli seçim vaadi eşitlikti. Yani herkesin eşit olduğu, cinsler arasında birliğin olduğu, kimsenin diğerine eş olarak tahakküm edemeyeceği ailesiz serbest ilişkili bir hayattı…
Maymun vardı bir de başkan… Maymun çok disiplinliydi. azimliydi… ama maymunlara haksızlık yapıldığını iddia ediyordu.
Deve’nin başında olduğu parti de vardı… o parti de ağırbaşlı ve dini değerleri öne çıkaran bir partiydi.
Kurd’un başında olan parti ise sürekli hayali düşmanlarla savaşıyordu. Her an ülke başka hayvanlarca istila edilecek diye haykırıyordu. Hayvanlar, onun bu söylemlerinden dolayı sürekli teyakkuzdaydılar…
Bunun dışında Bülbül’ün kurduğu parti vardı ve sembolü güldü. O, barışı ve aşkı vaad ediyordu…
Kartal ise bilimsel görüşleri ve geniş bir perspektifli olmayı vaad ediyordu…
Kurd’un partisinin doğal düşmanları koyunlar olması gerekirken aslında koyunlar Kurt ile birlikte hareket ediyorlardı. Böylece Kur’un şerrinden emin oluyorladı. Gerçi bunun bedeli olarak her gün birini feda ediyorlardı ama zaten o kadar ölüm trafik kazalarından ve çeşitli hastalıklardan da oluyordu. Bu anlaşmaya değerdi…
Kurt ile maymun anlaşamıyordu ama Kurt, dış düşmana karşı aslan ile ittifak yapmayı tercih ediyordu.
Devam edecek…
ihe