Kerbela’da Şehid edilen Hz. Hüseyin’in kanı yerde kalmamış Muhtar b. Sakafa tarafından bu savaşa katılan herkes bir şekilde yakalanıp infaz edilmiştir. Aşağıda bu olaylardan bazıları zikretilmiştir.
Hz. Hüseyin’i öldüren Birliğin Komutanı Şîmr B. Zilcevşenin öldürülmesi
Gece olunca Ebu Amre, süvarileri ile onlara baskın yaptı. Onları ansızın yakaladı. Bineklerine binme ve silahlarını kuşanma fırsatı vermedi.
Şimr b. Zilcevşen, Ebu Amre’nin süvarilerine saldırdı. Çıplak halde iken onlara mızrak attı.
Sonra çadırına girdi, içerden bir kılıç çıkardı, savaşmaya başladı ve şöyle dedi:
“Bir ormanın kahraman bir aslanını uyandırdınız,
Asık yüzlüdür, suratı zaten beli kırıyor,
Bir gün olsun bir düşmandan kaçmadı.
Hep böyledir o, savaşır ve öldürür.
Aralıksız vurur, onlara karşı kılıcını kana doyurur.”
Sonra Şimr, kendini savunmaya devam etti.
Nihayet öldürüldü,
Muhtar’ın: “Allahü Ekber, murdar adam öldürüldü.” deyişini işittiklerinde Şimr’in öldürülmüş olduğunu anladılar.
Allah, ona lanet etsin ve onu kahretsin.
—————————-
Diğer Katillerin Yakalanması
Sonra Kûfe’deki katilleri araştırmaya başladılar. Adamları katilleri bulup getirince o da onlara yaptıkları işkenceye uygun bir ölüm tarzını tatbik ediyor ve öldürülmelerini emrediyordu. Kimini ateşte yakıyor, kiminin elini ayağını kesiyor ve ölüme terk ediyordu. Kimine de ölünceye kadar ok yağdırıyordu. Malik b. Bişr’i huzuruna getirdiklerinde Muhtar, ona şöyle sordu:
– Hüseyin’in bornozunu sen mi başından çıkarmıştın?
– Aslında biz istemeyerek onunla savaşmaya gittik, bizi zorladılar, şimdi sen bize lütfet.
Muhtar adamlarına: “Bunun ellerim ve ayaklarını kesin.” diye emir verdi, onlar da bu emri yerine getirdiler ve Malik’i o haliyle bıraktılar, O da ölünceye kadar orada çırpındı ve nihayet öldü.
Muhtar, Hz. Hüseyin’in katillerinden Abdullah b. Üseyd el-Cühenî’yi ve diğerlerini de en feci şekilde öldürdü.
—————————————-
Hz. Hüseyin’in Başını Koparan Havla B. Yezid El-Esbahf’nin Öldürülmesi
Muhtar, onu yakalatmak için muhafız komutanı Ebu Amre’yi gönderdi. Ebu Amre, gidip evine baskın yaptı, karısı çıktı. Karısına onun nerede olduğunu sordular. O da: “Nerede olduğunu bilmiyorum.” dedi. Ama kocasının gizlenmekte olduğu yeri eliyle gösterdi. Kadın, Hz. Hüseyin’in başını koparıp eve getirdiği günden beri kocası Havla b. Yezid’e öfke duyuyordu. Bu sebeple onu kınıyordu. Kadının adı, Abuk binti Malik b. Nehar b. Akreb el-Hadremî idi. Ebu Amre ve askerleri içeri girdiler. Havla b. Yezid’in, içeride başının üzerine bir zenbil koymuş olduğunu ve öylece gizlendiğini gördüler. Yakalayıp Muhtar’m yanma götüdüler. Muhtar da onun, evine yakın bir yerde öldürülmesini ve sonra da cesedinin yakılmasını emretti.
Muhtar, Hüseyin’in öldürüldüğü gün Hz. Ali’nin oğlu Abbas’ın eşyalarını yağmalayan Hakim b. Fudayl es-Senbesî’yi yakalamak için adam gönderdi, ancak Hakim yakalanınca ailesi kaçıp Adiy b. Hatim’e sığındı. Adiy b. Hatim de kalkıp Muhtar’m yanına geldi ve Hakim’in öldürülmemesi için ricada bulundu. Hakim’i yakalayanlar, kendilerinden önce Adiy b. Hatim’in Muhtar’ın yanına giderek ricada bulunmasından ve Hakim’i affettirmesinden korktukları için Adiy b. Hatim’in Muhtar’m yanına varmasından önce onu yolda öldürdüler.
Adiy, Muhtar’ın yanına gitti, ricada bulundu. Muhtar da onun ricasını kabul etti, ancak adamları Hakim b. Fudayl’ı öldürdükten sonra Muhtar’m yanına döndüler. Adiy b. Hatim durumu öğrenince onlara kızdı. Ağır sözler sarfetti, öfkeli halde kalkıp gitti. Boş yere Muhtar’ın minneti altına girdi.
Muhtar, Abdullah b. Müslim b. Ukayl’ın katili Yezid b. Verka’yı yakalatmak için de adam gönderdi. Gönderilen adamlar, Yezid b. Ver-ka’nın evini çembere aldılar. Dışarı çıkan Yezid, evini kuşatanlarla savaşmaya başladı. Onu ok ve taş yağmuruna tuttular. Nihayet düştü. Sonra onu can çekişmekte iken yaktılar.
Muhtar, Hüseyin’i öldürdüğünü iddia eden Sinan b. Enes’i yakalatmak için de adamlarını gönderdi. Görevlendirilen adamları gidip evine baktıklarında Sinan’ın Basra’ya veya Cezire’ye kaçmış olduğunu gördüler, evini yaktılar.
Muhammed b. Eş’as b. Kays da Mus’ab b. Zübeyr’in yanına kaçanlardandı. Muhtar, onun evinin de yıkılmasını ve evinin taşları ile ayrı yerde Ziyad tarafından yıkılan Hicr b. Adiy için bir ev yapılmasını emretti.
——————————-
Hüseyin’i Öldürenlerin Emiri Ömer B. Sa’d B. Ebi Vakkas’ın Öldürülmesi
Muhtar, Kûfe’ye gittiğinde Ömer b. Sa’d b. Ebi Vakkas, Hz. Ali’ye yakınlığından dolayı Muhtar’ın dostu olan Abdullah b. Ca’de b. Hubey-re’nin yanına gidip ondan eman diledi. O da Muhtarım yanına gitti ve Ömer b. Sa’d için eman aldı. Eman mektubunun içeriği şuydu: itaat ettiği, eşyasının yanında durduğu ve şehir dışına çıkmadığı, ayrıca abdestini bozmadığı sürece onun canı güvendedir.”
Başka bir rivayette anlatıldığına göre de Ömer b. Sa’d, Abdullah b. Ca’de’yi Muhtar’a göndererek ona bu soruyu sordurmuş, Muhtar da ona “Otur” diyerek meclisinde oturtmuştu. Oturunca da Muhtar, muhafız komutanına “Git ve onun başını bana getir.” diye emir vermiş, komutan da gidip Ömer b. Sa’d’ı öldürerek başını koparıp Muhtar’a getirmişti.
Başka bir rivayette anlatıldığına göre Muhtar, bir gece şöyle demişti: “Yarın ayakları büyük, gözleri çukurda olan gür kaşlı bir kimseyi öldüreceğim ki, onun öldürülmesine mü’minler ve gözde melekler de sevineceklerdir.”
Ebu Mihnef, Ebu Cafer el-Bakır’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Muhtar, Ömer b. Sa’d’ın helaya girmemesini ve orada abdestini bozmamasını şart koşarak eman vermişti.
Sonra Ömer b. Sa’d, yine huzursuz oldu. Abdestini bozmak için helaya girmesine müsaade edilmediğinden dolayı bir mahalleden başka bir mahalleye gidiyordu, sonra da evine dönüyordu. Muhtar, onun bir yerden başka bir yere intikal ettiğini duyunca şöyle demişti:
“Hayır, vallahi onun boynunda bir zincir vardır. Onu gerisin geri döndürecektir. Uçsa bile Hüseyin’in kanı onu yakalayacak ve ayağından tutacaktır.” Böyle dedikten sonra Muhtar, onun peşine Ebu Amre’yi gönderdi. Ömer b. Sa’d, ondan kaçmak isterken ayağı cübbesine takıldı, yere düştü. Ebu Anbere de kılıçla vurdu ve onu öldürdü.
Başını koparıp kaftanının altında gizleyerek getirdi ve Muhtar’ın önüne bıraktı. Muhtar da yanında oturmakta olan Ömer b. Sa’d’ın oğlu Hafsa’ya: “Şu başı tanıyor musun?” diye sorunca Hafs; “İnnâ lillâh ve inna ileyhi râcîûn. Evet, bu başı tanıyorum, bunun sahibi öldükten sonra benim için artık yaşamakta hayır yoktur.” demiş, sonra Muhtar emir vererek onun da boynunu vurdurmuş ve başını babasının başının yanma koyarak şöyle demişti:
“Şu baş, Hüseyin’in başına, şu baş ta Hüseyin’in oğlu Aliyyü’l-Ekber’in başına karşılıktır. Başka da yoktur. Allah’a yemin ederim ki eğer Hüseyin’in başına karşılık Kureyşlilerin dörtte üçünü dahi öldürseydim, onların tamamı Hüseyin’in bir parmak ucuna dahi bedel olamazlardı.”
Ubeydullah b. Ziyad’da yakalanıp öldürüldü.
Böylece, Hz. Hüseyin’in ölüm işine karışmış olan asker ve komutanların hepsi bir şekilde yakalanıp öldürülmüş oldu.
İbrahim Halil Er
Fatih Karaarslan
Muhtar işini iyi yapmış. Muhtar ın akıbeti ne olmuş acaba?
Ibrahim Halil Er
Fatih Karaarslan o da olduruldu
Fatih Karaarslan
Ibrahim Halil Er hocam Muhtar da Ehli beyt i kullanarak iktidar davası güttü. Kaç yaşında adamdı . Hırs yaş tanımıyor
Ibrahim Halil Er
Fatih Karaarslan o da ayri bir yazi konusu
Veli Özer
Elhamdulillah Allah ondan razı olsun
Cafer Dağcı
Muhtar kimin nesi onun eline sağlık canlı canlı etlerini cımbızla koparmalıydı.
Mustafa Zeyrek
Cafer Dağcı Bende bu Muhtarı merak ettim. Kim ki o.
Tabi Hz Hüseyin ( R A ) efendimiz ve ailesine yapılan zulum amennada. Bu muhtarın yaptığıda ayni zulum değilmi. Cahiliye adeti.
Bu arada Emevi hükümdarı yedi zaliminin hükmü yokmuydu acaba.
Ibrahim Halil Er
Mustafa Zeyrek hukumdar yezid zaten daha once eceliyle ustelik genc yasta oldu.
Ugruna peygamber ailesini yok ettigi saltanatin sefasini ancak 2 yil surdurebildi.
Cafer Dağcı
Mustafa Zeyrek muhakeme etmeden infaz çok kolay demekki o devirlerde!?
büyük yara açıldı vesselam İslam aleminde
Sinan Kılıç
Hz. Hüseyin i şehit edenlerin bir de başına kötü şeyler gelmiş
Birisi derenin kana kana su içmesine rağmen susuzluğu geçmemiş su içerek şişmiş ölmüş
Birini bu tür olaylari dinlerken demiş ki ” ben de o ordudaydim bana neden bir şey olmadı. ” demiş ve o sırada ateşten bir kıvılcım sıçramış ve adamın sakalından yanmaya başlamış
Ferdi Aytekin
Demek atesle yakma olayı ışıdin diri diri, muhtardan gelme bir dayanaklamiymis hocam ? Cogunda kisas var tamam kısaslarinda, el ayak diri diri kesilmeyi anladimda, ateste hakmis ozaman demek. Veya onlarda hz huseyin taraftarlarini diri diri ateste yakarak öldurmuşmü ki , bu ates kistasınida uygulamislar kendilerince.
Birde asil merak ettigim konu , hukumdar adil degilse bizde intikam alabiliyormuyuz boyle sevdiklerimizin kaybinda kisas yapma hakkimiz doguyormu ? Bu olayda ben onu anladım, yani akraba olmasina bile gerek yok bir sevdigimizin intikamini alabilirmiyiz haksiz yere ölduruldüğunde ?