
وَقَالَ الْمَلِكُ إِنِّي أَرَى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ يَا أَيُّهَا الْمَلأُ أَفْتُونِي فِي رُؤْيَايَ إِن كُنتُمْ لِلرُّؤْيَا تَعْبُرُونَ
Bir gün melik (hükümdar) dedi ki: “Ben rüyamda yedi cılız ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Siz rüya tabir edebiliyorsanız benim bu rüyamın tabirini bana bildirin.” (Yusuf Suresi 43)
Bu ayette benim dikkatimi çeken unsur, Mısır yöneticisine Firavun değil Melik denilmesidir. Halbuki Mısır yöneticilerine Firavun ünvanı verilmektedir. Bu durum Hz. Yusuf dönemindeki Mısır yöneticilerinin kökeninin farklı olduğunu göstermektedir. Üstelik bu yöneticiler, Hz. Yusuf’un tevhit inancını anlatmasına da karışmamakta ve kendilerini ilah görmemektedirler.
Ayet üzerinde yaptığımız kısa bir tarihsel araştırma bu dönemdeki Mısırlı yöneticilerin M.Ö 1670-1570 yılları arasında Mısır’ı istila eden Hiksoslar olduğunu göstermektedir. Hiksoslar asya kökenli bir kavim olup yaklaşık 100 yıl Mısır’ı idare etmişlerdir. Hz. Yusuf’un dönemi de bu Hiksosların egemenliği dönemine rastlamaktadır. İlginç olan nokta Mısır yöneticileri Filistin’deki insanlara da gıda yardımı yapmaları bölgeyle bir bağının olduğunu göstermektedir.
KUR’AN’IN MUCİZELİĞİ
Hz. Musa dönemini anlatırken Mısırlı idarecilere Firavun unvanıyla hitap etmesi, Hz. Yusuf dönemindeki yöneticilere Melik demesi Kur’an’ın ilahi bir kelam olduğunu gösteren bir ayrıntıdır. Çünkü o dönemde Mısır tarihiyle ilgili böyle bir ayrıntıyı kimse bilmiyordu. Bu bilgiler 19. Yüzyılda Mısır Hiyeroglif yazılarının çözülmesiyle ortaya çıkmıştır.
Firanvun ve Melik ayrımını Kur’an net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Aslında Yusuf Suresi Kur’an’ın da belirttiği gibi en güzel kıssa ve çok büyük bilgiler barındırmaktadır.
Yeri geldikçe sizlerle bu sureyi paylaşacağım. Benim çok duygulanarak okuduğum bir sure…
İbrahim Halil ER