Soru: İçtihat kapısının açılması mezhepsizliğe yol açmaz mı?
Cevap: Öyle bir şey olmaz. Çünkü mezhepler mukallit için vardır. Müçtehidin başkasının içtihadına tabi olması ona caiz değildir. Mezhepsizlik tehlikesi cehaletten kaynaklanmaktadır. Yukarda da belirttim. Tartışılmış ve sonuca bağlanmış konuları sanki yeni bulmuşuz ve daha önce kimse bu konuyu tartışmamış gibi tartışmak sadece cehalettir. Bugün bir hukuki konuda bile karar verilirken daha önceki yargı içtihatlarına bakılır. Eğer sorunu çözerse eski içtihada göre mahkeme karar verir. Eğer sorunu çözmezse veya mahkeme yeni bir görüş ortaya koyacaksa bütün eski görüşleri yazar kendisine göre çürütür ve ardından kendi görüşlerini ortaya koyar. Müslümanların tartışılmış ve sonuca bağlanmış konularda eskilerin görüşlerini öğrenmeleri eğer karşı çıkıyorlarsa neden karşı çıktıklarını delilleriyle birlikte ortaya koymaları ve ardından kendi delillerini de söyleyerek kendi sonuçlarını ortaya koymaları gerekir. Yoksa bana göre şöyle, ya da öyle olmaz lafı ilmi değil, cahili bir laftır.
Bugün Müslümanların bir devlet yönetimi için gerekli ekonomik doktrinler ortaya koyması gerekir. Arkadaşlar zekâtla ilgili sorular soruyor. Bunları çözümleyecek bir ekonomik kuram ortaya koymamız gerekir. Sosyolojik, felsefik, psikolojik, siyaset, uluslararası ilişkiler kuramları geliştirmemiz gerekir. Bütün bunları yaparken referanslarımız kitap, sünnet, icma, eski âlimlerimizin çalışmaları ve tarihimiz olmalıdır.
Bizim içtihattan kastımız, günümüze özgü yeni konular konusudur.
Güncel konularla ilgili Müslümanlar çözüm üretmelidir. Onları da yukarda anlattım. Eski konularda, ameli konularda ve çözülmüş meselelerde taklit etmemiz bize büyük bir zaman kazandırmaktadır. Yoksa her konuyu, hadisi ve ayeti tek tek araştırmaya ömür yetmez. Binlerce yıllık birikim var ve bu birikimi yok saymak tarihten kopmaya ve köksüzlüğe götürür. Saldırıların amacı bizi geçmişimizden ve köklerimizden koparıp istedikleri şekilde manipüle etmektir.
İbrahim Halil ER