“İsrail’in Suriye’ye yönelik dış politika yaklaşımının asli 4 unsuru haricinde, Suriye’deki Dürzilerin durumu ve bundan kaynaklı İsrail’de ikamet eden Dürzilerin hükümete olan baskısı da dikkate değerdir. İsrail ordusunun beşeri sermayelerinden biri olan Dürzi nüfus, özellikle 2015 ve sonrasında Cebel el-Dürzi ve civarında yaşayan Dürzilerin hayati risk altında olması sebebiyle üst düzey hükümet yetkilileri ile yoğun görüşme trafiği sürdürmüştür.
Bu noktada Dürzilere insani koridor açılması İsrail iç siyasetinin gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. İsrail’in ABD’den Dürzilere yönelik yardım talebi ve İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin Dürzilere yardım yapmaya ve tehlikeyi bertaraf etmeye hazır olduğuna dair açıklaması bu bağlamda değerlendirilebilir.
“Etno- dini çeşitlilik açısından Ortadoğu’nun en homojen ülkelerinden biri sayılabilecek İsrail’in Yahudi nüfusu dışında en dikkati çeken dini topluluğu büyük oranda Dürzilerden oluşuyor. Ülkedeki sayıları yaklaşık 140 bin kadar olan Dürzi cemaati İsrail nüfusunun yalnızca %2’sine karşılık gelseler de hükümet için önemli bir konuma sahipler. 1948’de İsrail Filistin topraklarını ele geçirmeye başladığında Müslümanlar köyleri birer birer terk ederken, Dürziler anlaşma ve bir süre sonra da ittifak yoluna giderek yerlerinde kalma şansını elde ettiler.
Ezici çoğunluğu Galile bölgesinde yaşamaya başlayan Dürziler süreç içerisinde İsrail’in idaresine geçen köylere küçük koloniler halinde dağılmayı sürdürdüler. 1956 da İsrail hükümetiyle “kan anlaşması” imzalayarak bir anlamda bağlılıklarını güçlendiren Dürziler, bir yıl sonra İsrail’in tanıdığı ilk dini cemaat olarak hukuki haklarını kazanmaya başladılar. Bu tarihle birlikte İsrail Savunma güçleri (IDF) içerisinde de yer almaya başlayan ve zamanla ordunun üst düzey komuta kademelerinde görevlendirilen Dürzi askerler, bugün İsrailli askerlerden daha fazla sayıda orduya hizmet ediyorlar.
Bununla birlikte her ne kadar devlete sadakatleri ön planda olsa da kendilerini önce Dürzi, sonra İsrailli, en son Arap olarak tanımlıyorlar. Etnisitenin son sırada gelmesi bir noktada İsrailli Dürzilerin Filistinlilerle aralarındaki mesafeyi de ortaya koymuş oluyor.
İsrailli Dürziler yalnızca askeri hizmetle ön planda değiller. Kamusal hayatta ve siyasette de önemli Dürzi isimler İsrail gündeminde yer alıyor. Likud partili mücella Vehbi ile Ariel Şaron hükümetinin eski devlet bakanlarından Salih Tarif Dürzi asıllı olup Knesset üyeleri içinde yer alırken, İsrail evimiz partisinden Hamid Amr ile yine Likud’lu Eyüp Kara önemli Dürzi siyasetçiler olarak biliniyor.
İsrail’e ait 22 yerleşim yerinde bulunan Dürzilerin, stratejik açıdan önem arz eden kısmı şüphesiz Golan tepelerinde meskun bulunan akrabaları ve dindaşları. Sayıları yaklaşık 27 bin olan Golanlı Dürziler, 23 bin yahudiyle birlikte bölgede yaşamlarını sürdürüyorlar. Zaman zaman Rejimle muhaliflerin arasında süregiden çatışmaların ortasında kalsalar da İsrail’deki Dürzilerin aksine Yahudilerden gelecek herhangi bir korumaya karşı temkinli yaklaşmayı tercih ediyorlar. Dürzilerin önemli bir kesimi Golan tepelerinin bir gün yeniden Suriyelilerin olacağına dair inançları, İsrailli kardeşlerinin kendilerine yönelik hassasiyetlerini takdir etseler de birleşmeyi kabul etmelerinin önüne geçiyor.
Bununla birlikte İsrail’in muhtemel Suriye saldırısında Golanlı Dürzileri bahane edeceği ve bu uğurda da Dürzi askerleri rahatlıkla bir araç olarak kullanabileceğine dair görüşler ağırlık kazanıyor. Bu nedenle de 1967 Arap-İsrail savaşında işgal ettiği Golan tepelerinde yaşayan Dürzileri göz ardı etmek istemeyen İsrail hükümeti, her fırsatta Dürzilerle aralarındaki “kardeşliği” ön plana çıkarırken, Golanlı Dürzilerin İsrail vatandaşlığı taleplerine sıcak baktıklarını ifade eden açıklamalarda bulunuyor.”
İbrahim Halil ER