Ziya Hurşit:
Hürriyetsiz bir memlekette yaşamaktansa namusuyla ölmek daha hayırlıdır. Gidiyorum işte.. Hadi Allah’a ısmarladık…
Ziya Hurşit Bey (1892, Hemşin – 14 Temmuz 1926, İzmir), Türk siyasetçi.
Almanya’da eğitim görmesinin ardından, Trabzon delegesi olarak Erzurum Kongresi’ne katıldı. Kurtuluş Savaşı’nda da mücadele eden Ziya Hurşit Bey; Türkiye Büyük Millet Meclisinin I. döneminde İkinci Grup’ta, Lazistan milletvekili olarak yer aldı. Bir dönem Yozgat İstiklâl Mahkemesi üyeliği yaptı. Meclisin II. döneminde milletvekilliğine aday gösterilmedi.
14 Haziran 1926 tarihinde, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’de yapılması planlanan suikastın tetikçileri arasında yer aldı. Planın gün yüzüne çıkmasının ardından tutuklandı ve İzmir’e gelen İstiklâl Mahkemesi tarafından yargılandı. İdam cezasına çarptırılan Ziya Hurşit Bey’in cezası, 14 Temmuz günü İzmir’de infaz edildi.
Laz İsmail:
Vay anasını idam sehpası bu ha.. Ben de başka bir şey sanıyordum. Gayret bizden kuvvet sizden canımı çok acıtmayın. İpimi boğazıma iyi geçirin.
İsmail Hakkı Canbulat (1880, İstanbul – 13 Temmuz 1926, İzmir)
Çerkes Sürgünü’nde Anadolu’ya göç etmiş Çerkes Hatko (Batı Çerkesçesi: Хьаткъо) ailesindendir. Harp Okulu’nu bitirdikten sonra, Manastır ve Selanik’te görev yaptı. Meşrutiyetin ilanını sağlamak için Makedonya’da yapılan çalışmalarda büyük rol oynadı. Meşrutiyetin ilanı üzerine İstanbul’la gelerek Harp Okulu’nda tarih öğretmenliği yaptı. 1909 yılında askerlikten ayrıldı ve Büyükada Kaymakamlığı’na atandı.
1912 yılında İzmit milletvekili olarak mebuslar meclisine girdi. Balkan Savaşı’na gönüllü yedek subay olarak katıldı. Savaştan sonra Millî Emniyet ve birkaç ay sonra da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandı. İstanbul valisi ve İstanbul şehremini oldu. Stokholm Elçiliği’ne atandı. 30 Temmuz 1918 tarihinde Dahiliye Nazırlığına getirildi. 30 Eylül’de bu görevden ayrıldı. Mütareke devrinin başında İttihat ve Terakki Fırkası’nın kendini feshi kararı almasından sonra Teceddüt Fırkası (Yenilenme Partisi) kurucuları arasında bulundu. Damat Ferit Paşa hükûmeti tarafından tutuklandı ve İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Sürgünden döndükten sonra 1923 yılında TBMM İstanbul II. dönem İstanbul milletvekili oldu. Rauf Bey’le birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucusu ve yöneticileri arasında yer aldı.
1926’daki İzmir Suikastı’nın ardından tutuklandı. İzmir’de Atatürk’e düzenlenen suikastla ilgisi olduğu iddiasıyla İzmir’de İstiklal Mahkemesi kararıyla 1926’da asılarak idam edildi.
Trabzon Mebusu Hafız Mehmet Bey (Ermeni tehcirine karşı çıkan isim): Zulüm ile yapılan bina payidar olmaz..
Hafız Mehmed Bey (1874, Sürmene – 13 Temmuz 1926, İzmir), TBMM 1. Dönem’de Trabzon mebusluğu yapmış ve II. İcra Vekilleri Heyeti’nde 8 Şubat 1921-19 Mayıs 1921 tarihleri arasında vekaleten (Celalettin Arif Bey’in yerine) Adliye Vekilliği yapmış siyaset adamıdır. Öncesinde Meclis-i Mebûsan II. ve III. Dönem Trabzon mebusluğunu da yürütmüştür. Sürmene eşrafından, Memiş Ağa’nın torunu ve Hacı Yakubzâde Ahmed Ağa’nın oğludur.
Rüştü Paşa: Savaş meydanlarında ölüme bin defa göğüs geldim. Ölümün böylesi kahrediyor insanı. Ne olur beni kurşuna dizin ve bilin ki masumum..
İzmir Suikastı olayı ile ilgili olarak İzmir’de kurulan İstiklâl Mahkemesi tarafından 13 Temmuz 1926’da idam edilen 13 kişiden biridir. Cezası ertesi gün İzmir Hükûmet Konağı önünde infaz edilmiştir.
Saruhan Bey’i Abidin Bey’in son isteği intihar etmekti: Söyleyecek şeylerin hepsini söyledim ama anlatamadım. Şimdi ne istiyorsanız yapın.
Abidin Bey (1890, Manisa – 13 Temmuz 1926, İzmir), Türk siyasetçi.
İstanbul Hukuk Mektebi mezunudur. İzmir Müdafaa-yı Hukuk Kongresi Manisa Temsilciliği, Vatan Cemiyeti Umûmî Kâtipliği, İzmir İktisat Kongresi Manisa Temsilciliği, TBMM II. Dönem Saruhan (Manisa) Milletvekilliği yapmıştır. Evlidir.
Ankara İstiklal Mahkemesi’nce İzmir’de yapılan duruşması sonucu; Atatürk’e suikast girişiminden suçlu bulunarak idamına karar verilmiş ve 13 Temmuz 1926 günü hüküm yerine getirilmiştir.
İstanbul Mebusu İsmail Canbolat’ın ağzından ise sadece ‘Hay hay’ sözleri döküldü.
İsmail Hakkı Canbulat (1880, İstanbul – 13 Temmuz 1926, İzmir)
Çerkes Sürgünü’nde Anadolu’ya göç etmiş Çerkes Hatko (Batı Çerkesçesi: Хьаткъо) ailesindendir. Harp Okulu’nu bitirdikten sonra, Manastır ve Selanik’te görev yaptı. Meşrutiyetin ilanını sağlamak için Makedonya’da yapılan çalışmalarda büyük rol oynadı. Meşrutiyetin ilanı üzerine İstanbul’la gelerek Harp Okulu’nda tarih öğretmenliği yaptı. 1909 yılında askerlikten ayrıldı ve Büyükada Kaymakamlığı’na atandı.
1912 yılında İzmit milletvekili olarak mebuslar meclisine girdi. Balkan Savaşı’na gönüllü yedek subay olarak katıldı. Savaştan sonra Millî Emniyet ve birkaç ay sonra da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandı. İstanbul valisi ve İstanbul şehremini oldu. Stokholm Elçiliği’ne atandı. 30 Temmuz 1918 tarihinde Dahiliye Nazırlığına getirildi. 30 Eylül’de bu görevden ayrıldı. Mütareke devrinin başında İttihat ve Terakki Fırkası’nın kendini feshi kararı almasından sonra Teceddüt Fırkası (Yenilenme Partisi) kurucuları arasında bulundu. Damat Ferit Paşa hükûmeti tarafından tutuklandı ve İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Sürgünden döndükten sonra 1923 yılında TBMM İstanbul II. dönem İstanbul milletvekili oldu. Rauf Bey’le birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucusu ve yöneticileri arasında yer aldı.
1926’daki İzmir Suikastı’nın ardından tutuklandı. İzmir’de Atatürk’e düzenlenen suikastla ilgisi olduğu iddiasıyla İzmir’de İstiklal Mahkemesi kararıyla 1926’da asılarak idam edildi.
Emekli veteriner Albay Rasim Bey ise: Yolcu yolunda gerek, haklı haksız gidiyoruz işte.. Ne diyeyim mukadderat. Memleket selamet bulsun..
Sivas Mebusu Halis Turgut: Çocuklarıma söyleyin katiyen siyasetle uğraşmasınlar. Okusunlar çalışsınlar fikir adamı olsunlar. Yaşasın mefkurem, payidar olsun Türklük.
Halis Turgut Bey ya da Mehmet Halis [Tarıkahya] (1886, Sivas – 13 Temmuz 1926, İzmir)
Mülkiye mezunudur. Sivas Vilayeti Maiyet Memurluğu, Sivas Vilayeti Matbaa Müdürlüğü, Sivas Belediye Başkan Yardımcılığı, Şarkışla-Tercan hattı Menzil Müfettişliği Teşkilât-ı Mahsusa Kıta Kumandanlığı, Nahçıvan Mutasarrıf Vekilliği, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Sivas Şubesi Kuruculuğu ve Sivas Merkez Heyeti Başkanlığı, Sivas Genel Meclis Üyeliği, Ziraat Odası Başkanlığı, Çiftçilik, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Kurucu Üyeliği, TBMM II. Dönem Sivas Milletvekilliği yapmıştır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
İstiklâl Mahkemesi’nce İzmir’de yapılan duruşması sonucu; Mustafa Kemal Paşa’ya suikast girişiminden suçlu bulunarak idamına karar verilmiş ve 13 Temmuz 1926 günü hüküm yerine getirilmiştir.
Eskişehir vekili Miralay Arif Bey: Çekil kenara İmam Efendi. Ben bilirim işimi. Ayaklarıyla kendisi itti tabureyi.
Mehmet Arif Bey (1883, Adana – 13 Temmuz 1926, İzmir)
Karakeçili aşiretinden Yusuf Ziya Bey’in oğludur. 10 Ocak 1902 tarihinde Harp Okulu’nu, 11 Ocak 1905 tarihinde de Harp Akademisi’ni bitirdi. 1909-1911 yılları arasında Almanya’da mesleki eğitim ve öğrenim gördü. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’na katıldı. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın kurmay ikinci başkanı olarak Bandırma Vapuru’yla Samsun’a çıkan 19 kişi arasında yer aldı. Nisan 1920 tarihinde 11. Tümen komutanı oldu. Pozantı Kuşatması ve Düzce Ayaklanması’nın bastırılmasında görev aldı. 10 Ocak 1921 tarihinde Miralay rütbesine terfi etti. Birinci ve İkinci İnönü Muharebesi’ne katıldı. Temmuz 1921 tarihinde 3. Grup Komutanı olarak Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde görev aldı. Ancak Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde cephe emrini sebepsiz yere geciktirmek ve bu geciken emrin cephenin yarılmasına sebep olması gibi mühim hataları nedeniyle İsmet Paşa tarafından görevinden alınarak Başkomutanlık Genel Sekreterliği görevine getirildi. 14 Ocak 1922 tarihinde 3. Kolordu Komutanlığı’na atandı. 29 Haziran 1922 tarihinde bazı sebeplerden hakkında kanunî kovuşturma yapılmak üzere Ankara’ya getirildi ve açığa alındı. Savaştan sonra Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi.
1923 yılında Eskişehir milletvekili olarak 2. TBMM’ye katıldı. 1926 yılında İzmir Suikastı davasında suçlu bulunarak İzmir’de idam edildi.
EK
İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan sanıklardan 14 kişinin idam cezası infaz edildi. Suikast girişiminden sonra bir ay gibi kısa bir süre içinde yıldırım hızıyla yargılanma tamamlanmış ve idam cezaları infaz edilmiş oluyordu. Ziya Hurşit Laz İsmail, Gürcü Yusuf ve Çopur Hilmi suikast yapmayı planladıkları yerde idam edildiler. Diğer 11 sanığın idamı için ise hükümet Kışlası önü seçildi. (Habertürk)
İzmir Suikastı Nedir? Ne Değildir?
Suikastı, Mustafa Kemal’e kin besleyen eski vekil Ziya Hurşit planlamıştı. Saldırı, Kemeraltı’nda yapılacak, Mustafa Kemal’in aracı daralan yola girdiğinde yavaşlayacak, buradaki bir tuhafiye dükkanında pusu kuran Ziya Hurşit ve arkadaşları ateş edip bomba atacaktı. Saldırganlar çıkan kargaşadan yararlanıp Giritli Şevki’nin motoruyla Sakız Adası’na kaçacaktı. İhbarı, Giritli Şevki yapmıştı ve verdiği bilgiler sonrası Ziya Hurşit, Sarı Efe Edip ile Çopur Hilmi, Laz İsmail ve Gürcü Yusuf yakalandı. Kaldıkları otel odasında tabanca ve bombalar bulundu. (sözcü gazetesi)
Tabi ki Türkiye’nin gerçek tarihi yasaklar ve Kemalist jakobenlik nedeniyle hala yazılamamıştır. Bir milletin gerçek tarihinin yazılabilmesi için yalanlar üzerinde inşa edilmiş olan olaylardan nemalananların devreden çıkması gerekir. Ülkemiz, tarih ve düşünce alanındaki baskı ve yasaklar nedeniyle araştırmacıların elini kolunu bağlamıştır. Tarih araştırmacısı bu konuları yazarken mayınlı bir alanda yürümektedir ve mayınlara basmamaya dikkat edecek şekilde yazmaktadır. Dolayısıyla bu dönemin gerçek tarihini satır aralarında okumak gerekir. İzmir Suikasti bana göre potansiyel muhalif hareketi tasfiye etmek ve özellikle İttihatçıları bitirmek amacıyla yapılmıştır.
“İzmir Suikastı, erken Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarının en çok tartışılan, gerçekte ne olduğuna dair çok farklı görüşlerin ortaya konulduğu meselelerden biridir. Zira bunu mutlak ve elim bir suikast teşebbüsü olarak görenler olduğu gibi, sayıca az fakat giderek artan şekilde bir komplo veya tasfiye girişimi olarak değerlendirenler de bulunmaktadır. Birinci iddia hayli zaman tek tarihsel gerçek olarak kabul edilmiştir. 1913-1918 İttihat ve Terakki iktidarının meşhur Maarif Nazırı ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının aktif azalarından biri olan Ahmet Şükrü Bey, söz konusu suikast teşebbüsünün önde gelen rükünlerinden biri olarak görülmüştür. Suikast davası kader birliği ettiği İttihatçı ve muhalif arkadaşlarıyla akıbetlerini belirlemiş ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e müdevver İttihatçı hareketin sonunu getirdiği gibi Cumhuriyet Döneminin ilk teşkilatlı muhalefet hareketinin mensuplarını siyasi hayatlarını tamamen veya kısmen bitirmiştir.” (Ersin Müezzinoğlu, 2015/38, The Journal of Academic Social Science Studies)
İbrahim Halil ER