Şafi mezhebinde kadına dokunduğunda abdest bozuluyor. Burada şafilerin delili maide 6. ayetidir. Ayet şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz boydan boya yıkanın. Eğer hasta yahut yolculukta olursanız veya sizden biri tuvalet ihtiyacını görmüş ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin.”
Burada tartışma ayette geçen “lms” kelimesinden kaynaklanıyor. Şafiler bu kelimeyi dokunmak,temas etmek şeklinde manalandırarak kadına sadece cinsel ilişki değil, her türlü dokunmayı abdesti bozmaya delil saymışlardır.
Hanefiler ise bu kelimeyi cinsel ilişki anlamına geldiği şeklinde tefsir etmiş ve bu durum da haliyle abdestin bozulması sadece cinsel ilişki kuralına bağlanmıştır.
Yani o zaman kadına hanefilere göre el değdiğinde abdest bozulmazken (çünkü cinsel ilişki şartı var) şafilere göre her türlü temas abdesti bozar şeklinde kararlaştırılmıştır.
Yani aslında iki mezhep de delilini kur’andan alıyor, fakat ayette geçen kapalı kelimeyi dil bilgisi kurallarına göre yorumlamasından, manalandırılmasından dolayı bir ihtilaf yaşanıyor. Aslında iki bakış açısı da Arap dili açısından doğru. Birisi kelimeyi asli manasına göre alırken, diğeri mecaz olarak yorumlayıp ona göre kural geliştiriyor. Bazıları böyle muğlak ifadelerin olmasının ne derece doğru olacağını ve nasıl manalandıracaklarını sorabilirler. İşte burada usul ilmi devreye girer. Geliştirilen usul ilmiyle bir içtihad ve yorum zemini oluşturulur. Yoksa ayetleri alıp kendi hevamıza veya cehaletimize göre yorumlarsak çok yanlış yola girebiliriz.
Bugün kanunları bile avukatlar, savcılar ve hakimler farklı farklı yorumluyabiliyor, hatta bir konuda verilen bir kararı başka bir mahkeme bozabiliyor. Yani Türkçe yazılmış ve kul yapımı olan kanunları bile farklı farklı yorumlarken, Kur’an ve sünnetlerde bir konuda farklı farklı içtihatların bulunması normaldir. Yani mezhepler aslında kitap ve sünnetten çıkartılan farklı yorumlardır. Bunu sorun edinen veya yok sayan ya da bunu islam dışı kabul edinenler İslam’ın aynı zamanda bir devlet nizamı olduğunu unutuyorlar herhalde. Yorumların farklı farklı olması doğal olduğu gibi günümüz meselelerine yönelik de alimler kitap ve sünnetten hüküm çıkartabilir, çözümler sunabilirler. Yani bu kapı hep açıktır. Yok saymak yerine onlardan yararlanmak gerekir.
Çünkü Kur’an ve sünnet sadece ahvalı şahsiyeyi kapsamaz. Devlet yönetimini, ekonomiyi, aile ilişkilerini yani her türlü hukuki konuları da kapsar.
Yani konu tahmin ettiğinizden de karışık ve her iki taraf da ayeti kendi anladığı şekilde yorumlamış oluyor.
Bu ayet aynı zamanda biz kur’ana bakarız kimseye ihtiyacımız yok diyenlere ne büyük bir yanılgı içinde olduklarını da göstermesi açısından ilginçtir.
Arap alimler bile bir ayete birbirine zıt farklı anlamlar verirken bizler ne yaparız… Bizler mealcilerin mezhebine tabi olmuş oluyoruz aslında.
Not: Aynı mantık kadınlar için de geçerlidir. Yani şafi bir kadın erkeğe dokunduğunda abdesti bozulur iken hanefiye göre bozulmaz. Yani hüküm iki cinsi kapsar…. İ. Halil Er