Soru: Hocam köpek öldürme ile ilgili hadisleri nasıl anlamalıyız?
Bazı kişilerin sık sık gündeme getirdiği olaylardan birisi de bazı hadislerde geçen kara köpeklerin öldürülmesi rivayetidir. Câbir b. Abdullah, Resûlullah (S.A.V.)’in, köpeklerin öldürülmesini emrettiğini söyler. (Biz de köpekleri öldürdük) hatta çölden gelen bir kadının köpeğini bile öldürmüştük. Daha sonra köpeklerin öldürülmesini yasakladı ve “Hâlis (düz) siyah olanını, iki noktalı olanını öldürünüz. Çünkü o, şeytandır” buyurdu demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1572)
Hadiste de görüldüğü gibi aslında tüm köpeklerin öldürülmesi şeklinde bir emir değil belli özelliğe sahip köpeklerin öldürülmesidir. Çünkü bu dönemde Medine’de bir hastalık yayılmıştır ve bu hastalığın kaynağı özellikleri belirtilen bu köpek cinsidir. Belki de kuduz tehlikesi bulunmaktadır. “Resûlullah (S.A.V.) köpeklerin öldürülmesini emretti. Daha sonra, ‘Halkın (bütün) köpeklerle bir sıkıntıları yok’ buyurdu ve av köpeği ile çoban köpeğine izin verdi” demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, I,1573) “Beş tane hayvan “fasık”dır ki, Mekke’nin harem bölgesinde de öldürülebilir. Bunlar; fare, akrep, karga, çaylak ve yırtıcı köpektir.” (bir rivayette: kişi ihramda da olsa bunları öldürebilir.) (Buhârî, Bedu’l-halk, 16; Müslim, Hac, 9: 66-72).
Hadiste öldürülmesi emredilen köpekler için el-kelbul akur ifadesi kullanılmıştır. Bu da vahşi, yırtıcı köpek demektir. Yani köpeklerden ehlileşmemiş, yırtıcı olanların öldürülmesi emredilmiş olup tüm köpekler için geçerli değildir. Ayrıca Resulullah (S.A.V.) yırtıcı köpek tabiri ile aslan, kaplan ve kurt gibi hayvanları da kast etmiştir. Çünkü Arap kültüründe köpek denildiğinde bu hayvanlar da dâhil ediliyordu.
Âlimler daha sonra bu hadisten yola çıkarak tüm vahşi, yırtıcı hayvanların öldürülebileceğine dair cevaz vermişlerdir. Şimdi biz burada cevaz verilmiştir dediğimizde İslami tabirlere yabancı olan yanlış anlayabilir. Cevaz verilmesi demek, bu hayvanların öldürülmesi durumunda öldüren kişi için günah yoktur demektir. Fakat İslam keyfi olarak hayvan öldürülmesini tasvip etmez. Buradaki gaye kişinin kendisini korumak amacıyla öldürebileceğidir, yoksa zevk için de olsa vahşi hayvanları öldürmesi doğru değildir. Nitekim İmam Nevevî, bu hadisi açıklarken, şu görüşlere yer verir: Cumhura/âlimlerin büyük çoğunluğuna göre, hadiste geçen “el-kelb el-akur” (yırtıcı köpek) kelimesi, bütün yırtıcı hayvanlar için geçerlidir. Çünkü köpeğin vasfı olarak geçen “el-akur” kelimesi, yırtıcı anlamına gelir. Buna göre, hadiste geçen “yırtıcı köpek” tabiri, aslan, kaplan, kurt gibi genellikle yırtıcı hayvanlardan sayılanların hepsi için geçerlidir. (bk. Nevevî, Şerhu Müslim, ilgili hadisin şerhi)
Burada yanlış anlaşılmasın: Yani elimize silah alıp tüm vahşi, yırtıcı hayvanları öldürmemiz emredilmiyor, sadece o tür hayvanların insanlar için tehlike oluşturması durumunda öldürebileceğimiz şeklinde cevaz verilmiş oluyor. Çünkü can taşıyan her varlık, saygıyı hak eder. Kimsenin bu hakkı elinden alması gibi durumu olamaz. İbn-i Abdilberr’e göre, zararlı olmadıkça hiçbir köpek öldürülmez. “Çünkü der Aleyhissalâtu vesselâm canlıları silaha hedef yapmayı nehyetmiştir.”
Yani bu hadislere bakarak Resûlullah (S.A.V.)’in köpek düşmanı olduğu gibi sonuca ulaşamayız. Bu hadislerdeki mananın farklı olduğunu görmemiz gerekir. Köpeğe yardım ettiği için cennete giren bir kötü kadın hadisi de bize buradaki maksadın vahşilik ve insana zarar verme olduğunu göstermektedir. “Kötü yolda olan bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkarıp onunla onu suladı. Bu yüzden bağışlandı.” (Müslim, Tevbe, 155).
Mekke seferine çıktığında yolda yavrularıyla birlikte olan bir köpek gördüğünde, köpeğin ezilmemesi için bütün ordusunun yönünü değiştirmiş, köpeği rahatsız etmemiştir. Yani köpeğe yönelik olan bu hadisin anlamını, maksadını düşünerek konuşmak gerekir.
Aslında köpek öldürme ile ilgili tüm hadisleri topladığımızda olayın bir süreç olduğunu görürüz. Peygamberimiz vahşi köpeklerin öldürülmesini söylediğinde bazı sahabelerin olayı genel anlayıp tüm köpekleri öldürmüş, hatta çölden gelen bir kadının köpeğini de öldürmüş fakat Resûlullah (S.A.V.) onların olayı yanlış anladığını görerek ikinci bir emri ile durumu izah edip, vahşi köpekler şeklinde sınırladığını görüyoruz. Ayrıca, Resûlullah (S.A.V.)’nin köpeklerle ilgili böyle bir emri vermiş olması ve sonra tahsis etmesi bize o dönemde Medine’de köpeklerle alakalı bir durumun (hastalık veya kuduz) olabileceğini göstermiş olabilir. Ama ateistler, hadisin işlerine gelen kısmını alarak bir saldırı gerçekleştirmeye çalışmışlardır.