Nefis terbiyesi zor ama bir o kadar da güzel bir yolculuktur. Bu yolun çocuğu, bu yoldaki riyazet ve mücahade ile menzile varır.
Şimdi tasavvuf ilmindeki klasik nefis terbiyesinin basamaklarını sıralayalım:
1. Nefsi Emmare: Bu, her keste bulunan en sıradan nefistir. Bu dönemde insan ve beden ülkesi tamamen nefsin tahakkümü altındadır. Daima başkasını suçlar. Dünyevi işlerden başka bir şey düşünmeyen nefistir. Nefis ise sürekli insanı kötülüklere yöneltir.
وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلاَّ مَا رَحِمَ رَبِّيَ إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَّحِيمٌ (Yusuf 53)
“Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi.
Aslında nefsi emmare hayvani nefistir. Burada takılıp kalan nefsin sonu cehennemdir.
2. Nefsi Levvame: Kendi kendisini sürekli kınayan nefistir. Yani hatalarının farkında olan şuuru açılmış nefistir. Hata yapar ama hatasını görür ve bundan hem kendisini kınar ve hem de pişmanlık duyar. Bunlar, her hatadan sonra “Nasıl olsa Allah affeder” demeyip nefislerini hesaba çeker, tevbe istiğfar yaparlar. İnsan artık gözü dışarda değil kendi içindedir. İçsel bir yolculuğa çıkmıştır artık.
إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ وَأَصْلَحُواْ وَاعْتَصَمُواْ بِاللّهِ وَأَخْلَصُواْ دِينَهُمْ لِلّهِ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا (nisa 146)
“Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü’minlerle beraberdirler. Allah, mü’minlere büyük bir mükâfat verecektir.”
وَلَٓا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ (kıyamet 2)
“Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim”
Levvameye gelmemiş olan nefs, cehennemi hak eder.
3. Nefsi Mulhime
Nefs ile yapılan mücadele ve ibadetler sonucu kalbin üzerindeki perdelerden birisi kalkar. Bunun sonucunda insana ilhamlar gelir. Bu ilhamlar iyi ve kötü ilhamlar yani rahmani ve şeytani ilhamlar olmak üzere ikiye ayrılır. Yani bu ilhamlar sürecinde rahmani ve şeytani ilhamlar birbirine karışır. Bu dönemde biraz da pişmiştir. İlham alan bir dönemdir.
Bu dönemde kişi Rabbinden ilham alsa da Şeytanın iğfaline de açık hale gelmiştir. Burada bir yol göstericiye ihtiyaç vardır. Hangisinin rahmani ve hangisinin şeytani olduğunu göstermelidir. Bu aşamada Şeytan doğrudan kişiye tesir etmese, ailesine ve çevresine yönelir. Buradan kişiyi Allah’tan koparacak telkinler gelmeye başlar.
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا (Şems
Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki
Takva, Allah’ın ilhamıdır. Fucur ise Şeytanın ilhamıdır. Şeytanın ilhamına karşılık Allah’ın takva ilhamı sayesinde insan bu aşamada güvenle yoluna devam eder. Mesela, ezan okunduğunda Allah ilhamıyla insanı namaza davet ederken, şeytan binbir bahane ile bunu sürekli ertelemeye çalışır. Bu nedenle namaz kılanlar, kıldıkları namazla gururlanmasınlar. Bilakis, onları huzuruna kabul ettiği için Yaradana şükretsinler.
Bu aşamada nefs artık ıslah olmuş, beden ülkesinin iktidarı nefisten alınıp ruha verilmiştir.
Belirtileri: İlim, kemal, tevazu, cömertlik, hoşgörü, sabır ve kanaatkardır.
4. Nefsi Mutmainne
Tefsin artık içindeki dalgalanmaları yendiği ve tatmin olduğu dönemdir. Denizden salim kıyılara ulaşmıştır. Hırs adı verilen en büyük düşmanını alt etmiş, eskiden hiçbir şey kendisini tatmin etmezken şimdi herşey ile mutlu olmayı öğrenmiştir.
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
(Ra’d 28) Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah’ın zikri ile yatışır.
Bu aşamadaki nefs, artık hiçbir şüphe içerisine girmeyen ve tam bir iman ile inanan kişidir.
5. Nefsi Raziye
Mutmain olmuş bir nefsin bu aşamadan sonra uğrayacağı bir durak daha vardır. O da Radiye durağıdır. Ayetin belirttiği gibi
ا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,
ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.
Fecr 27-28
Mutmainneden sonra alınan hitap ile radiye makamına erişilir. Burada da durulmaz ve merdiyye makamına ulaşılır.
Bu aşamada kişi her türlü bela ve musitebete karşı sabırlı olmuştur. Kişinin bu aşamadaki tüm amelleri sadece Allah rızası içindir. Bu aşamada kişi hayır ve şerrin ayrımına da iyice varmıştır. Ama yolculuk devam eder…
Bu nefis aşamasında “Seyri Fillah” aşamasıdır. Makamı sırrın sırrıdır.
6. Nefsi Merdiyye
ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.
Fecr 28
Tatmin olmuş ve her şeyinde Allah rızasını gözeten kuldan da artık Allah razı olmuştur ve merdiyye dediğimiz makama ulaşmış olur.
Bu aşamaya gelen nefs, şükür içerisinde olur. Ayıpları örter. Güzel zanda bulunur. Şefkat ve merhamet sahibidir. Görünüşte insanlarla beraberdir (halk), ama gerçekte Allah ile beraberdir. Yani “Sofi kain ve baindir.”
Bu nefsin yeri hafadır. Seyri Anillah makamıdır.
7. Nefsi Kamile (Safiye)
Bu aşamada nefs artık saflaşmış, süzülmüştür.
Bu aşamada artık hakikatlar görünür. Dünyaya perdesiz bakar.
قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا
Şems 9
Nefsini arındırıp temizleyen gerçekten kurtuluşa ermiştir.
İbrahim Halil ER