bende bir sinir hastalığı var.
sinirlendiğim zaman gözüm hiç bir şeyi görmüyor. elimde ne varsa bırakıp kendimi yiyorum. Kuran okumayı hızlandırmak için bilgisayardan sureyi sesli açıp Kuran’ın yüzüne takip ediyorum. böyle çalışırken bile tıkandığımda. çok fena sinirlerim boşalıyor. kendime bir türlü mani olamıyorum. ben bu sıkıntıdan nasıl kurtulabilirim. bu sinir illeti hayatımın her anını sekteye uğratıyorCEVAP
Öfke bir manevi hastalıktır. Bu hastalığın kaynağı aslında başka noktalarda gizlidir. Öfkeyi kontrol altına almak istiyorsanız öncelikle onun kaynağını kurutmalı, öfkeyi besleyen damarları kesmelisiniz. Tasavvufa göre öfkenin kaynakları da şunladır.
1. kibir,
2. gurur
3. büyüklük taslamak
4. aldatmak
5. para/servet arzusu
6. başkalarını küçük görmek
7. saldırganlık
8. pervasızlık
9. tartışmak
10. kavga aramak
11. yetersizlik duygusu
12. aşağılık kompleksi
13. zulm etmek
14. haset/kıskançlık
15. kin/alay/nefret
16. kendini beğenmişlik
Öfkenin kaynaklandığı unsurlar bunlardan bir kaçı olabilir.
Şimdi bunlara karşı nasıl mücadele edeceğiz.
Öncelikle irademizi eğitmeliyiz. İçimizdeki güzel hasletleri büyütmeli, güçlendirmeliyiz. İçimizdeki iyi hasletleri güçlendirir ve büyütürsek, öfkeyi kontrol eden unsurlar zayıflar, o hasletler onları yok etmeye başlar.
O hasletler de şunlardır:
1. Af etmek. Af, öfkenin en büyük ilacıdır.
2. Sabır, öfke anlık bir olaydır. Sabredince geçer.
3. Soğukkanlılık. Öfke, sıcak bir yansımadır.
4. Sebat, iyilikte ve hakta ısrarlı olmak
5. Acıma/merhamet, bütün duygularımızı yönlendiren en büyük unsurdur. Bir çok duyguyu harekete geçirir.
6. Cömertlik, bu silah haset/kıskançlık hastalığına karşı kişiye güç verir.
7. Tevazu sahibi olma. Tevazu, kibir-gurur-kendini beğenmişlik duygularının ilacıdır.
8. Başkalarını küçük görmeme. Bu da nefsin en büyük düşmanıdır. Çünkü nefis kendisini herkesten üstün görmeye meraklıdır.
Not: Öfke şeytandandır. Bu nedenle öfkelendiğiniz zaman abdest alınız.
Bütün bu duygularla bir anda baş edemezsiniz. Bunun için size kısa ve kestirme bir yol önereceğim.
Öfkenizin kaynağını tesbit edip onun zıddı olan duyguyu besleyin. Mesela öfkenizin kaynağı kin / intikam ise bunun karşıtı olan af etmeyi sürekli yapın. Yani ne zaman anlık öfkelenseniz kendinize bunu yok etmem gerekiyor o zaman af etmeliyim sözünü telkin edin.
Hz. Peygamber, kendisine bir tavsiyede bulunmasını isteyen kişiye: “Kızma!” buyurmuştur. Bu nassın zahiri ile yetinilirse, kızmaya yol açan âmillerin bulunması halinde dahi kişinin kızmaktan sakınması gerektiği sonucuna varılır. Oysa bu, İnsanın gücü dahilinde değildir. Çünkü “kızma” insanın kendi iradesi dışında kalan tabiî bir durumdur. Öyleyse bu nassda asıl maksat, insanın, kızgınlık halinde kendisine karşı direnip intikama yönelmekten ve kızgınlık halinin kendisine yaptırmak istediği davranışlardan sakınmasıdır. Zira insan, kızgınlık halinde nefsine karşı direnirse kızgınlığın ortaya çıkaracağı kötü sonuçları bertaraf etmiş olur. Hatta nefsine karşı verdiği bu mücadele sayesinde belki gazabı sükûnete dönüşür ve hiç kızmamış gibi oluverir. Kur’ân-ı Kerîm’de de bu noktaya işaret eden âyetler vardır: “(Büyük mükâfaata erişecek olan o mü’minler) büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar. Kızdıkları zaman onlar affederler. -eş-Şûrâ 42/37
‘(O takva sahipleri) öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Âl-ü Imrân 3/134
Ayrıca namaz kılma, oruç tutma, Kur’an okuma, bazı evratları yapma ve dua etme gibi manevi silahları da mutlaka kullanmalısınız.
Aslında nefis mücadelesinde iyi duyguları beslemek de bir yöntemdir. Sürekli nefsin kötülükleriyle uğraşmak yerine iyi hasletleri güçlendirmek gerekir. İnşallah bu yöntemin detaylarını ileride paylaşırım.
EK
Öfkeyi sadece bir dışa vurum olarak görürseniz doğru. Ama öfke sadece bir dışavurum değildir. Bazen kişi dışa yansıtmadan kendisini yok eder. Burada öfkenin kaynağı olan kibir, gurur, kendini beğenme, komplek, haset vb… duyguları da bu işin içine katıyoruz. Batıda bu duygular çok güçlü.
BEN BİR MODERN PSİKOLOG İLE BİR TASAVVUFÇUYU BURADA KARŞILAŞTIRMAK İSTİYORUM. Adler’e göre, bireydeki aşağılık duygusu, yetersizlik duygusuyla birleşirse, aşağılık kompleksi oluşur. Birey aşağılık kompleksiyle, gerçeklerden kaçar. Bir müddet sonra bu kompleksin doyumu için üstünlük duygusu oluşur.
Gazâlî’ye göre, kişi kendisini başkalarından üstün ve iyi olarak bilir. Böylece bireyde bir sevinç ve neşe duygusu oluşur. Bu duyguya kibir denilir. Birey, insanları kendisinden çok aşağı görmeye başlar.
Biz de burada öfkeyi kontrol altına alma ve tedavi yöntemlerini tasavvufun terbiye yöntemiyle anlatıyorduk. Tasavvufta insanların dürtü ve tepkileri yok sayılmaz. Ama tasavvuf bütün olumsuz duyguların yerini olumlu duygularla doldurabileceğimizi anlatır. Modern psikoloji ise yeri geldiğinde sorunu kabul etmeyi tavsiye eder.
öfkenin bir başka yönüne değinelim.
1. Öfkenin bilinçaltı kökenli olduğu
2. Öfkenin çocukluk dönemi yaşantısıyla ilişkili olduğu
3. Öfkenin de tüm davranışlarımız gibi sonradan elde edilen öğrenilmiş bir iletişim dili olduğunu.