Allah, insan oğluna özgür irade vermiştir. Özgür irade sayesinde insan hem halife olur ve hem de sorumluluk sahibi olur. Çünkü özgür iradesi olmayan bir mahlukun yaptıklarından sorumlu olması söz konusu olamaz.
Allah, insana verdiği özgür iradesi ona iyi ile kötü arasında, emir ile nehiy arasında seçme hakkını vermiş oluyor ki bu hakkı bir çok mahlukata vermemiştir. Bu da insana verilen hilafet görevinin büyüklüğüyle alakalıdır.
Allah’ın insana verdiği özgür irade olayı daha ilk zamanda göstermiştir.
“Ve (sonra,) ‘Ey Âdem,’ dedik: ‘Sen ve eşin cennete yerleşin ve orada dilediğinizden bol bol, yiyin; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız’”(Bakara, 2/35).
Fakat ilk imtahanda da insan bu özgür iradesini, emir/nehiy; iyi/kötü olayında yanlış bir tercihte bulunmuştur. Hayat yolunda da sürekli yanlış tercihlerinin kurbanı olmaktadır.
Dikkat edilirse ayette Allah yasak koyarken buna uyma ve uymama konusunda özgür iradeyi serbest bırakmıştır. Burada Allah bir mürebbi durumda olup, kuralları hatırlatmıştır.
Cennette onlara sonsuz nimetler verecek ama çok küçük bazı kurallar ve disiplinlere uymalarını isteyecektir.
Peki bu kurala uymazlarsa ne olur?
Her kural, peşinden uyulmadığı zaman bir yaptırım getirir.
Yani eğer uymazlarsa “zalimlerden olurlar.”
Buradaki zalimlerden olma aslında pek ağır bir itham. Bir peygamber, üstelik insanoğlu’nun atası için ağır bir itham ve bir peygambere zalimlerden olma yakışır mı?
İşte burada kavram ve kelime bilgisi devreye girer. Yani zalim kelimesi günümüzde kullandığımız anlamın ötesinde bir anlamı vardır. Burada Peygambere zalim olacağı ithamından ziyade, emirlerine uymadığı için nefsine zulm etme anlamı verilmelidir. Yani nefsine zulmettiği için zalim olmuştur. Yani “bu ağaca yaklaşırsanız kendi nefsinize zulmetmiş olursunuz” anlamı verilmelidir. Kendi nefislerine zulmet ise, cennetin rahatlığı ve nimetlerini kaybetme anlamını taşır.
Sonuçta imtihanın olması için, öğrencilerin özgür olmaları gerekir. Bunun yolu da özgür iradeden geçer. İnsanoğlu bu hakkını/tercihini yanlış yaptı. Ama aslında dünyaya gelmeleri için de bu yanlışlığın yapılması gerekir. Fakat bu yanlışlık bazılarının iddia ettiği gibi ilahi irade tarafından cebren sürüklenen bir olgu değil, insanın tercihidir. İnsan cahil ve nankördür denilmektedir Kur’anın bazı ayetlerinde… ihe
İbrahim Halil ER