9 Kasım 1912 yılında Balkan Savaşı sonunda Yunan kuvvetleri şehri kuşattılar. Yunan kuvvetleri çetelerden oluşuyordu ve Selanik’te de 25.000 askerin olduğu bir Osmanlı Garnizonu vardı. Asker ne yapar? Vatanı düşman işgaline karşı korur. Ama bu garnizonun komutanı Tahsin Paşa tek bir mermi atmadan Şehri Yunanlılara teslim etti. Sonra da oğlu Yunan vatandaşı oldu. Yunanlılar, bu kolay başarıdan şaşkına döndüler. Tüm askeri kılıçtan geçirdiler. Halkı vaftiz etmeye çalıştılar. Osmanlı Askerlerden toplanan silahlar şehrin girişine dağ gibi dikilmişti. Halk şaşkındı Kendilerini koruyacağını düşündükleri ordu çapulculara teslim olmuştu. Selanik’i biz ihanetle verdik…
İHANETLERİ OKUYUN Kİ UYANIK OLUN, BİR DAHA KANDIRILMAYIN… “Balkan Savaşı sırasında yeteri kadar eğitimli olmayan paşaların Osmanlı Devletinin toprak kaybetmesine ve parçalanmasına neden olduğu bilinmektedir. Yanya Komutanı Esat Paşa, İşkodra Komutanı Rıza Paşa ve Edirne Komutanı Şükrü Paşa vatan topraklarını kahramanca savunurken Selanik Komutanı Tahsin Paşa (Kara Tahsin Paşa olarak anılır.Yunanlılar onu milli kahraman da ilan etmiştir-aht-) hiçbir savunma yapmadan Selanik’i Yunan askerlerine teslim etmiştir. Tahsin Paşa, Harp Akademisi eğitimi almadığı için stratejik seviyede düşünememiş ve Selanik’i teslim etmek suretiyle Balkan cephesinin çökmesine neden olmuştur. “Kaynak: Kara Tahsin Paşa – Ahmet TAKAN Utanç Fotosu: Teslim olan Osmanlı ordusunun silahları
EK HASAN TAHSİN PAŞA KİMDİR?
Hasan Tahsin Paşa (1845–1918), Birinci Balkan Savaşı’nda görev almış Osmanlı subayı. Messaria’da (şimdiki Molista) doğmuş bir Arnavut’tu.[1][2] Yanya’da Yunan lisesinde okudu, akıcı şekilde Yunanca biliyordu. 1870 yılında Katrin’de jandarmalığa başladı, daha sonra astsubay olarak Osmanlı Ordusu’na katıldı. Kısa süre sonra subay oldu, 1881 yılında Yanya Jandarma Komutanı oldu. 1908-1910 yılları arasında Yemen valisi olarak görev yaptı.
Birinci Balkan Savaşı başladığı sırada Selanik’teki 8. Geçici Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Prens Konstantin komutasındaki Yunan kuvvetleri, güneyden Selanik şehrine ilerlemeye başladı. Sarantaporon ve Yenice Muharebeleri’nde Yunan kuvvetlerini durdurmaya çalıştıysa da yenildi. Kuzeydoğu’dan da 7. Bulgar Tümeni’nin Selanik’e yaklaşması üzerine Yunan komutanlarıyla şehrin teslim için görüşmelere başladı.
8 Kasım [E.U. 26 Ekim] 1912’de Selanik’i ve 26,000 Osmanlı askerini Yunan ordusuna teslim etti. Bu sebepten Divan-Harb tarafından vatan haini olarak gıyabında yargılandı ve idam edilmesine karar verildi. Yunanlar tarafından serbest bırakılmasından sonra, önce Fransa’ya, sonra İsviçre’ye sürgüne gitti. 1918 yılında Lozan’da öldü ve oraya gömüldü. 1937 yılında mezarı Selanik’e taşındı. Savaş esnasında emir subaylığını yapan oğlu Kenan Messare (1889-1965) Yunan vatandaşı oldu ve özellikle Balkan Savaşları’nı resmettiği tablolarıyla tanındı. Diğer oğlu Qemal Mesarea Arnavutluk’a taşındı, daha sonra Arnavutluk’un Yunanistan büyükelçisi olarak görev yaptı.
MEZARI
Hürriyet’in Yunanistan Temsilcisi Yorgo Kırbari Şöyle diyor: Selanik’teki son Osmanlı güçlerinin komutanı Hasan Tahsin Paşa’nın mezarı gayet özenle korunmuş. Yunan Kara Kuvvetleri’ne ait bir müzede bir Osmanlı paşasının mezarının bulunması, sevildiğine bir işaret. Selanik’ten 25 kilometre mesafede eski adı ‘Topsin’ yeni adı Gefira’da (Köprü) Osmanlı döneminin büyük çiftlik ağası Modiano’nun köşkü var.
Bugün Balkan Savaşları Müzesi. Selanik’in 1912’de Yunan ordularına teslimiyle ilgili müzakereler bu köşkte yapıldı. Bir yanda Yunan Kralı Yeorgios’un oğlu veliaht ve başkomutan Konstantin, diğer yanda Selanik’teki Osmanlı güçlerinin komutanı Hasan Tahsin Paşa’nın temsilcisi Şefik Paşa. Odaların birinde pazarlık canlandırılmış. Müzede, 1912-1913’teki Balkan Savaşları’nda Osmanlı, Sırp, Yunan ve Bulgar ordularının silahları ve üniformaları da sergileniyor. Binanın bahçesinde daire üzerinde mermer bir taşın bulunduğu bir de mezar dikkatimi çekti. Üzerinde ‘Hasan Tahsin Paşa (1845-1918) ve Kenan Mesare (1899-1965) yazıyor. Yunanistan’da bir tek Tepedelenli Ali Paşa’nın sevildiğini bilirdim. Yunan Kara Kuvvetleri’ne ait bir müzenin bahçesinde bir Osmanlı paşasının mezarının bulunması, Hasan Tahsin Paşa’nın da sevildiğine işaret.
Paşa 73 yaşında Lozan’da öldü. Kemikleri 1937’de Selanik dışındaki Trinadia mevkiindeki Arnavut mezarlığına nakledildi. Mezarlık 1983’te istimlak edilince kemikler 23 yıl bir kutuda muhafaza edildi. 2006’da ise aynı zamanda yaveri olan ressam oğlu Kenan Mesare’nin kemikleriyle beraber müzenin bahçesine gömüldü. Araştırmacı-gazeteci Alekos Orologas, “O Selanik’in gerçek kurtarıcısı ve hayırseveri” diyor paşa için.
Hasan Tahsin Paşa’nın buralarda sevilmesinin iki nedeni var: Birincisi, 26 Ekim 1912’de Selanik’in kayıtsız şartsız Yunan ordularına teslim protokolünü imzalaması. Kimilerine göre direnmesi için İstanbul’dan verilen talimata uymadı. Kimilerine göre dönemin büyük güçlerinin Selanik’teki konsoloslarının etkisi altında kaldı. Kimilerine göre gaflet içindeydi. Kimilerine göre hain. Selanik’in 550 yıllık Osmanlı egemenliğinden sonra Yunanistan’a geçmesinde imzası bulunan paşanın, şehirdeki Osmanlıların hayatta kalabilmeleri için bu kararı aldığını söyleyenler de var. Araştırmacı-yazar Vasilis Nikoltsos’a göre, Hasan Tahsin Paşa çok sevdiği Selanik’te kan dökülmesini istemiyordu. Bu nedenle de protokolü imzaladıktan sonra, “Selanik kaybedildi ancak kurtuldu” dedi.
İbrahim Halil ER