Yeni Zellanda katilinin silahının üzerinde Şipka Geçidi ismi yazılıydı. Şipka Geçidi olayı tarihimizde bir çok tarihçinin bile bilmediği çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır. Bizim bilmediğimiz ve hatta unuttuğumuz, unutturulduğumuz ve unutmaya terk edildiğimiz bu olayı dünyanın öbür ucundaki katil biliyordu ve bu ne demek oluyordu?
Bu tür stratejik soruları istihbaratçılar araştırsın, biz Şıpka Geçidi olayının ne olduğunu kısaca anlatalım:
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın Plevne Savunması hattında gerçekleşen önemli stratejik savaşlarımızdan birisidir. Şıpka Geçidi, Bulgaristan’ın tam ortasında Balkan dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
General Jozef Vladimiroviç Gurko komutasındaki Rus ordusu, Balkanları aşmak için Şıpka Geçidini aşması gerekiyordu fakat burada 4000 kişilik bir Osmanlı Ordusu beklenmedik şekilde direniş gösterdi. Uzun mücadelelere rağmen Osmanlı Ordusunu yerinden kıpırdatamayan Ruslar, bir sabah uyandıklarında Osmanlı Ordusunun mevzilerini terk edip geri çekildiğini hayretle görerek geçitleri ele geçirdiler.
Osmanlı Ordusunun neden geri çekildiği ve geri çekilme emrini kimin verdiği anlaşılmadı. Böylece çok stratejik bir mevki düşmana teslim edildi. Bu mevkinin düşmesi Edirne yolunu açmış oluyordu. Eğer Osmanlı Kurmayları bilmeden geri çekilmişlerse 500 yıl yönettikleri Balkanları tanımadıklarını ve bölgenin topografyasını bilmediklerini göstermektedir.
Şıpka Geçidi’nin düşman eline geçtiği haberi alınınca hemen alel acele Süleyman Hüsnü Bey komutasında bir ordu gönderildi. Her ne kadar Şıpka Geçidi stratejik olarak önemli olsa da bu sırada Plevne’de kuşatılmış olan Osman Paşa’ya yardıma gitmek daha önemliydi. Çünkü Osman Paşa’nın kurtarılması bölgedeki askeri kurtaracağı gibi o askerle Şıpka tekrar alınabilirdi. Fakat Süleyman Hüsnü Paşa (Kendisi aynı zamanda iyi bir yazardır. Dönemin harp okulu kitaplarını yazmıştır.) Şıpka Geçidini almayı tercih etti ve 30 bin askerini boşu boşuna 4 ay burada oyaladı ve bu süre zarfında Osman Paşa yenilerek teslim oldu. Bu durum onu da saldırıya açık hale getirdi.
Osman Paşa’yı yenen Rus ordusu tamamen serbest kaldığından 60 bin kişilik orduyla Süleyman Hüsnü Paşa’yı da yenip Sofya’ya girerler. Tüm Osmanlı Ordusu yenilmiş ve İstanbul yolu açılmıştır.
Osmanlı – Rus savaşındaki yenilginin müsebbibi olarak görülen Süleyman Hüsnü Paşa divan-ı harpte yargılanıp idama mahkum edildi. Fakat ll. Abdulhamid onu Bağdat’a sürgüne gönderdi ve orada vefat etti. Kaderin cilvesine bakın ki Mithat Paşa’nın ekibinden olan Paşamız Kanuni Esasi hazırlanırken Sultan ll. Abulhamid’den sürgün cezalarının kaldırılmasını talep etmiş ve bu talebi red edilmişti. Eğer Sultan onun talebini kabul etmiş olsaydı kendisi sürgün edilemediği için belki de idam edilecekti….
İbrahim Halil ER