Günümüzde de tasavvufta bir imam-ı rabbani gibi bir müçtehide/Müceddide ihtiyaç vardır.
o, kendi zamanındaki tasavvuf telakisini nasıl düzeltip sünnileştirdiyse bugünde böylesine ihtiyaç vardır. çünkü bu hurafeler tasavvufu mecrasından çıkarmaktadır.
Sahih ve Sünni dergahlar da maalesef tasavvuf karşıtlarının eline hüccet vermemek için onlarla savaşmamakta, bu durum tasavvufu mecrasından uzaklaştırmaktadır.
Avamın nazarında şeyh, bir mürşit olmaktan çıkmış süper güçleri olan bir guru’ya dönüşmüştür. Bunu ortadan kaldırmalıyız.
Resulullah, halkın içindeydi ve sıradan bir halk gibi yaşıyordu. Neden günümüz şeyhleri halktan kopmuş durumda ve mistik bir sırla perdelenmişlerdir. Bunu kırmalıyız. irşada çıkmalıyız.
Babam, Diyarbakır ve Antep’te her yıl mürit ve talebeleriyle birlikte köylere irşada çıkardı. Bu irşad en az bir ay sürerdi. Aynı geleneği Şeyh Seyda el-Cezeri’den tevarüs etmişti.
12 eylül darbesinden sonra şartların zorlaşması üzerine irşat faaliyetini dünyaya çevirdi ve tüm dünyayı yaklaşık 25 yıl süren bir yolculuk yaptı. yani dünyanın çeşitli yerlerine irşada gitti.
Bizim gerçek anlamda tebliğcilere ihtiyacımız var…
Bugün doğu ve güneydoğu gerçek anlamda elden çıkıyor… Neden tebliğciler çalışmıyor…
Ölmekten mi korkuyorlar? Halbuki ölüm şehadet değil mi? Oraları neden PKK’ya teslim ettik…
Devleti eleştirirken biraz da kendimize yöneltelim eleştiri oklarını…
İbrahim Halil ER