Orta Asya ülkeleri ile Türkiye’nin ilişkileri her ne kadar iyi gözükse de aslında bu iki kardeş toplum için istenen seviyede değildir. İki ülke arasında Özal döneminde başlayan gelişim ivmesi maalesef sonraki dönemlerde geliştirilememiştir. Bu durumun özel nedenleri olsa da sonuç olarak aynı kültüre sahip toplum açısından üzücüdür.
Biz bu yazımızda ilişkilerin kötü olmasının nedenlerini irdelemek yerine nasıl geliştirebiliriz? İki toplum arasında hangi alanlarda işbirliği sağlayabilir sorularının cevabını aradık ve bazı öneriler oluşturduk.
Öncelikle Orta Asya Türk Devletlerinin ekonomik anlamda güçlendirilmesi, ekonomik olanakların araştırılması ve işbirliği sağlanması gerekir. Toplumlar arasındaki ekonomik işbirliklerinin gelişmesi onları siyasal ve kültürel olarak yakınlaştıracaktır. Türkiye ve Orta Asya Devletleri arasında geliştirilmesi gereken ekonomik işbirliklerini kısaca şöyle özetleyebiliriz.
1. Uluslararası Türk Dünyası kalkınma bankasının kurulması. Bu banka sayesinde para akışı güvenli bir şekilde hareket etmiş olacağı gibi bölgede yapılacak tüm yatırımlara da finans desteği sağlanacaktır. Bu bankaya bölge devletleri sermaye katkısı sağlayacak ve iş adamlarına destek verecektir.
2. Türk Dünyası İş Konseyi adıyla iş adamlarından, sanayicilerden ve ekonomistlerde oluşan bir konsey kurulmalıdır. Bu konsey sayesinde bölgede yatırım yapılacak alanlar ve ihtiyaçlar tespit edilir, bir nevi ar-ge desteği sağlanır. Bölgede iş yapacak olan tacirlere de bir nevi ticari ateşe gibi lojistik hizmet sağlar. Bu sayede iş yapmak isteyen müteşebbisteler korkmadan bölgede hareket edebilirler. Karşılaşacakları hukuki sorunlar, siyasi baskılar ve çeşitli sıkıntılar için konseyin yardımını alabilirler. Konsey, belli çıkar çevrelerinin hizmetine girmemesi için bütün üye ülkelerinden oluşan bağımsız denetçilerce sürekli denetim altında olacaktır.
3. Türk Dünyası ortak sanayisi kurulabilir. Özellikle bölgedeki ulaşım ve hammadde göz önüne alınarak tamamen yerli imkanlarla bir sanayi kurulabilir. Bu sanayinin ihtiyaç duyduğu her sanayi kolunu bir ülke üstlenebilir. Günümüzde Avrupa devletleri bile ortak uçak yaparken, biz kendimiz neden ihtiyaç duyduğumuz bazı alanlarda ortak bir sanayi oluşturmuyoruz? Örneğin günümüzde doğalgazdan gübre üretilen yeni bir teknoloji Abd tarafından geliştirildi ve Çin bunu kopyaladı. Bölge ülkeleri doğalgaz rezervi bakımında gelişmiştir bu teknoloji alınabilir. Bölgedeki yeraltı kaynaklarından mamül sanayii ürünleri üretilebilir.
4. Serbest ticaret bölgesi kurularak, iş adamlarının ve tüccarların rahatça mal alıp satacakları bir alt yapı kurulabilir. Böylece klasik gümrük ve siyasi engellerle boğuşmamış olur, bu durum ülkeler arasındaki mal mübadelesini hızlandırır. Ayrıca bu ülkeler, ihtiyaç duydukları ürünleri ve mamulleri öncelikli olarak birbirlerinden almayı tercih ederek birbirlerinin ekonomilerinin güçlenmesini sağlamalıdırlar.
5. Tarım işbirliği konseyi kurulmalı, bölge ülkeleri arasında tarım alanında stratejik paylaşımlar yapılmalı, bölgede tarıma uygun araziler hızla tarıma kazandırılmalı ve bölge ülkeleri arasında tarım ürünleri uygun fiyata satılmalıdır. Tarım alanında teknoloji paylaşımı sağlanmalı, tohum üretilmeli, hayvancılık geliştirilmelidir.
Yukarıdaki önerilerimiz ekonomik açıdan olanıdır. Fakat bölge ile kültürel ve tarihi münasebetlerimiz göz önüne alındığında kültür ve sanat alanında da bugünkü ilişkilerimizin seviyesinin oldukça düşük olduğunu görmekteyiz. Türkiye ile Orta Asya Türki Cumhuriyetleri arasında kültür ve sanat alanındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve toplumların yeniden birbirlerini tanımaları gerekir. Bunun için bazı önerilerimiz olacaktır. Bunlar;
a) Türkiye ile Orta Asya Devletleri arasında her yıl düzenlenecek olan kültür-sanat festivali ile birbirlerini daha yakından tanımış olacaklardır. Bu festivaller tüm Türki Cumhuriyetlerin başkentlerinde düzenlenmelidir. Festival bünyesinde sinema, tiyatro, müzik, kitap, ve ticari fuarlar olmalıdır.
b) Türkiye’de Orta Asya, Rus ve Kafkas araştırma enstitüleri kurulmalıdır. Bu enstitüler, hem eş değerdeki kurumlarla işbirliği yapmalı ve hem de bu konularda araştırma yapacak olanlara da sponsor olmalı, hatta gerekirse doktora öğrencileri göndermeli ve araştırma yaptırmalıdır. Bölge ülkelerinin dilleri ve lehçeleri öğrenilmeli, bu konuda filololojik araştırmalar yapmalı, tarihçiler de tarih alanında çalışmalıdırlar. Ülkemizde Rus tarihi, Kırgız, Kazak, Özbek ve Azeri tarihi uzmanları oluşturulmalı, ayrıca bu dillerin de uzmanları yetiştirilmelidir.
c) Bölge ile ilgili kitaplar yazılmalı, yazarlara destekte olunmalıdır. Orta Asya’da yazılmış olan eserler Türkiye Türkçesine çevrilmeli ve uygun fiyata satılmalıdır.
d) Üniversiteler arasında işbirliği geliştirilmeli, kardeş şehirler kurulduğu gibi kardeş üniversiteler de kurulmalıdır. Her üniversite Orta Asya devletlerindeki bir üniversite ile kardeş üniversite yapılmalı, bilgi paylaşımı ve karşılıklı ziyaretler olmalıdır. Üniversiteler seçilirken Türkiye’nin büyük üniversiteleri değil de daha küçük üniversitelerin seçilmesi onların daha çok ilgilenmelerini de sağlamış olur.
e) Orta Asya’da Türk okulları açılmalı, Türkiye’de de aynı şekilde okullar açılmalıdır. Ayrıca, bazı okullarımızda nasıl ki Fransızca ve Almanca ağırlıklı eğitim veriliyorsa Rusça ağırlıklı eğitim de verilmelidir. Böylece bölgeyi bilen gençler yetişmiş olacaktır.
f) Türk Dünyası arasında alfabe ve dil birliği sağlanmalı ve bunun için ilgili kurumlar arasında bir koordinasyon kurulmalı ve bu sorunu takip eden bir kurum oluşturulmalıdır.
g) Tüm Türk dünyasının takip edip okuyabileceği haftalık bir gazete çıkarılmalıdır. Tıpkı Gasprallı’nın Tercüman gazetesi gibi Orta Asya Türk Dünyası arasında bir kültürel köprü görevi görmeli, orada yayınlanan eserler ve makalelerden seçkiler yapılmalıdır.
h) Bir Türk Dünyası ödülleri düzenlenmelidir. Burada edebiyat, sanat, sinema, bilim ve siyaset alanında ödüller verilmeli, sık sık ülkeler arası yarışmalar düzenlenmelidir.
I) Ankara’da bir Türk Dünyası Kültür Merkezi ve Kütüphanesi açılmalı, ülkeler arasında kültürel geziler düzenlenmeli, bu konuda kampanyalar oluşturulmalıdır.
i) Ortak bir televizyon kurulmalı, çeşitli yarışmalar ve kültürel programlar düzenlenmelidir. Türkiye’nin de bir an önce Orta Asya’ya yönelik TRT Arap gibi Rusça yayın yapacak TRT Rus kanalını kurmalıdır. Bölgede Anadolu Ajansı aktif olarak bulunmalı, Türk dünyasındaki haberleri arada aracı olmadan vermelidir.
Orta Asya Türk Devletleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesini sağlayacak son ayağımız da siyasidir. Siyasi alanda oluşturulması gerekenleri de şu şekilde sıralayabiliriz.
l- Türk Dünyası Birliği adıyla bir Avrupa Birliği veya bir Arap Birliği gibi siyasi bir teşekkül kurulmalıdır. Bu teşekkül sayesinde ortak tavır alınabilir, siyasi ilişkiler geliştirilir.
ll- Türkiye ile Türki Cumhuriyetler arasında vizeler kaldırılmalıdır. Karşılıklı ziyaretler teşvik edilmeli, karşılıklı olarak iş adamları, sanatçılar, akademisyenler ve öğrencilerden oluşan ziyaretçi heyetlerinin ziyaret yapmaları sağlanmalıdır.
Yukarda Türkiye ile Türki Cumhuriyetler arasındaki ilişlerin geliştirilmeli ile ilgili tekliflerimizi kısaca zikrettik. Tabi ki bu teklifler geliştirilebilir ve başka tekliflerle genişletilebilir. Ama bizim bir an önce karşılıklı ilişkilerimizi geliştirmemiz ve birlikte bir güce dönüşmemiz gerekmektedir.
İbrahim Halil ER