Artık klasik anlamda ordularla ülkeleri işgal etmenin modası geçmiştir.
Bazı arkadaşlar soruyor:
Neden Müslüman dünyası bu kadar kargaşa içinde, Müslümanlar neden ortak düşmana karşı mücadele edemiyorlar? diye…
Cevabı oldukça basit
Batılı ülkeler bugünkü İslam coğrafyasını yaklaşık iki yüzyıllık bir planla bu noktaya getirdiler.
Önce genç ve zeki beyinleri eğitim amacıyla ülkelerine götürdüler. Bunları eğittiler. Ardından bunları kendi ülkelerindeki en kritik noktalara getirdiler.
Bu gençler;
Ordu komutanı oldular.
Devlet Başkanı oldular
Siyasetçi oldular
Milletvekili oldular.
İşadamı oldular
Yazar, aydın, üniversite hocası ve rektörü oldular
Gazeteci oldular
Özgürlük savaşçısı oldular.
Din adamı, cemaat lideri, tarikat şeyhi oldular…
Bankacı oldular…
Derken bulundukları makamda batılı devletlerin uşağı oldular, onların çıkarlarının hizmetkarı oldular.
Batılı devletler tek bir mermi atmadan tüm islam dünyasına egemen oldular. Her ülkede onların çıkarlarına hizmet eden çok güçlü ve nüfuzlu insanlar oluştu.
Es kaza sistem dışı, yani onların kontrolünde olmayan birileri yönetime geldiğinden bu güçleri harekete geçirip onları alaşağı indirdiler. Mısır’da Orduyu, Türkiye’de cemaati harekete geçirdiler.
Diğer ülkelerde ise terör gruplarını, özgürlük savaşçısı veya demokrasi talepkarlarını harete geçirip kargaşa çıkardılar.
Kargaşa büyüdüğünde ve kontrolden çıktığında kurtarıcı olarak ortaya çıkacak ve istediklerini yönetime getirebileceklerdir.
İslam dünyası ya bağımsız olacak veya tekrar bir yüzyıl daha sömürgeciliğe razı olacaktır.
İbrahim Halil ER