Maalesef üniversitelerimizin hali içler acısı. Hiç kimsenin de bu durumu düzeltmek için bir çaba gösterdiği yok. Çalıştığım üniversite de yakından müşahede edebilme imkanını buldum. Üniversitelerimiz, ilim irfan yuvası haline gelmekten çıkmış, örgütlerin eleman devşirdiği, kız ve erkeklerin birbirlerini ayarladıkları, ailelerin de sadece bir meslek olarak gördükleri yer olmuştur.
Devletin her köy ve mezraya bir üniversite yapma macerası acı bir son ile noktalanmıştır. Çünkü üniversiteler bir üst lise değil, ilim – irfan yuvaları olmalıydı. Üniversiteler iki tip insan yetiştirme üzerine kurgulanmalıydı. Bunlar devletin ihtiyaç duyduğu teknik eleman/bürokrat ile medeniyetimizi sıçratacak olan ilim adamlarının yetiştiği mekan olmalıydı.
Maalesef, liseleri zorunlu hale getirme hatasının bir benzeri burada da işlendi. Herkesi üniversiteli yapma hayali eğitimin kalitesini düşürdü. Daha doğrusu kimsenin eğitim ile iştigal etme diye bir derdi bulunmamaktadır.
Ben, kızlarını hiç tanımadıkları bir şehre tek başına gönderen anne ve babaları hiç anlamıyorum. Ergenliğin zirvesinde olan bu genç kızları uzak diyarlara göndermek demek onların başka insanlarla serbest ilişki kurmasını ve daha vahimi de örgütlerin devşirdiği insan olmasına yol açmaktadır.
Bugün üniversitelerde örgütler çok ciddi bir şekilde çalışmakta ve önemli miktarda eleman devşirmektedirler. Kızları yardım ve arkadaşlık vaadiyle yanlarına çeken örgütler, genç erkekleri de bu kızlar aracılığıyla avlamaktadırlar.
Kızlar, çok çabuk ikna oldukları gibi gayri meşru bir duruma düştüklerinde kendilerini bu durumdan kurtarmak için şantaja da açık hale gelmekte ve böylece artık kullanılmaya hazır bir robot olmaktadırlar.
Devletin acilen ülkenin her mezrasına açtığı bu üniversiteleri kapatması ve bunun yerine sayısı onu geçmeyen üniversite şehirleri kurması gerekir. Bu üniversite şehirleri her türlü konfor, modernlik, ilim ve güvenliğe sahip olmalıdır. İnsanlar, evlatlarını gönül rahatlığıyla buraya gönderebilmelidir.
Bugün, teröre bulaşanların çoğu Ak parti iktidarı döneminde çocuktu. Demek ki uygulanan bu çarpık ve gayri İslami eğitim sistemi sayesinde terörist yetiştirilmiş olundu. Bu durum iyice irdelenmeli ve çözüm üretilmelidir.
Devletin yök ve ösym ile işbirliği kurup öğrencileri markaja almalı, okullardaki örgütlerin oluşturduğu kulüp ve dernekler tespit edilmelidir.
Üniversiteler, bir iş kapısı hüviyetinden çıkartılıp ilim merkezleri haline getirilmeden üniversitelerin önündeki yığılma ve burada da yetiştirilen teröristlerden kurtulamayız.
Bunun yolu da liselerin birer teknik okula dönüştürülmesi, buradan mezun olanların iş imkanına kavuşması gerekir.
Yani üniversitelerde bulunan iki yıllık teknik okullar, meslek okullar ve meslek yüksek okullar üniversitelerden alınıp liselere devredilmeli, çocuk klasik liselerde bir üniversite kazanmak için dirsek çürüteceğine doğrudan yetenek, istidat ve ortaöğretimdeki puanına göre buralara yönlendirilmelidir. Böylece üniversitenin aileden uzak serbest ortamına kapılmamış olur.
Bugün üniversitelerimiz devlet düşmanı ve terörist üretme merkezi haline gelmişse hiçbirimiz güvende değiliz. Yarın bu insanlar terörist doktor, uçak mühendisi, fizik mühendisi, öğretmen ve avukat olarak aramıza girdiğinde yapacakları tahribat daha fazla olacaktır.
Devletin bir an önce bir üst akıl oluşturup eğitimi mercek altına alması gerekir.
İbrahim Halil ER