İnsanların yaradılış amacı emredilen ibadetleri yerine getirmektir.
İbadetleri yapmadaki amaç ise
Yakin yani kesin bir imanı, bilgiyi, inancı elde etmektir.
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
“Sende yakin (gerçek, kesin bir iman) oluşuncaya kadar Rabbine ibadet et” Hicir 99
Not: Genelde mealler bu ayeti bu şekilde manalandırmazalar. Onlar yakini ölüm olarak manalandırırlar ve “sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” diye çevirirler.
Bu manada Allah (cc) şöyle buyurur:
“Ey inananlar, İman edin” (Nisa 136) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ
Ayeti inananları gerçek imana, yani yakin imana davet etmektedir.
İman etmemiz gereken unsurların neler olduğu ve hangi konulara gerçek anlamda iman etmemiz gerektiği ve hangilerini yaparsak yakine ulaşacağımızı da ayetin devamı belirtmektedir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِيَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِاللّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً بَعِيدًا
“Ey iman edenler, iman edin! (iman edilecek olan şeyler nelerdir?) Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.”
YAni ey şeklen inananlar!
emredilen bu ibadet vazifelerini yerine getirerek gerçekten iman edin.
Anlamına ulaşabiliriz.
EK
Konu ile ilgili yorumlarda yapılan tartışmalar nedeniyle meseleyi biraz daha açmam gerektiğini gördüm. Öncelikle biz sadece ibadet etmeyiz, bir bilinç düzeyine ulaşmak için ibadet ederiz. Hatta yaptığımız ibadetlerin düzgün olması ile ilgili ayetler bile vardır. Mesala kıldığımız namaz bizi sağlam bir insan, mutmain bir insana dönüştürmüyorsa gerçekte kılmamışız demektir. Tuttuğumuz oruç bize bazı değerler kazandırmamışsa, bazı bilgileri tecrübei olarak öğretmemişse biz sadece aç kalmış veya en azından oruç emrini yerine getirdiğimiz için emre itaatsizlik cezası almayız ama almamız gereken, öğrenmemiz gereken bilgiyi de öğrenmemiş olduk. Hac ibadeti ile sadece tavaf, şeytan taşlama ve Arafatta vakfe durmayı anlamışsak emri yerine getirdiğimiz için sorumluluktan kurtulsak da Yaratıcının bizi burada içtimaya toplamasının nedenini kavramımış ve hacdan elde etmemiz gereken dersi, bilgiyi almamış oluruz. Bu şekilde diğer tüm ibadetlere bakabiliriz. Zekat ile fakirlik sorununu algılamaya başlarız, toplum olarak birbirimizi kollamayı öğreniriz gibi..
İbrahim Halil ER