YASAK MEYVEYİ İLK YİYEN HZ. HAVVA MIYDI?
Genelde yasak meyvayı hz. Havva’nın yediği ve hz. Adem’e yedirdiği bilinir. Bu nedenle Yahudiler ve Hristiyanlar kadını aşağılarlar. Hatta kadınlara verilen adet döngüsünün bu olaydan dolayı bir ceza olduğunu iddia ederler.
Tabi ki bu bilgi Tevratik bir bilgi olup Kur’an’da bu şeklide bir suçlama yoktur. (Hatta adem’in eşinin adi da geçmez)
Allah: “Ey Âdem! Sen de eşinle beraber cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden canınızın çektiği her çeşit nimetten yiyin, için. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!” buyurdu. (Araf 19)
Bu ayette Allah her ikisini de cennette kalma kuralı konusunda uyarır ve hatta onları kimin aldatacağını bile söyler.. Bunun üzerine şöyle buyurduk: “Ey Âdem! Şüphesiz bu İblîs, senin ve eşin için çok tehlikeli bir düşmandır. Dikkat edin de, sizi cennetten çıkarmasın! Yoksa ihtiyaçlar içinde koşturur durur, sıkıntı çeker, perişan olursun.” (Taha 117) bu ayette de neler olacağı konusunda uyardığını görüyoruz. İblisin onları kandıracağına ve bunun sonucunda cennet atılacaklarını beyan eder…
Peki iblis nasıl kandırır? hepimizin aslında özlemini duyduğu ölümsüzlükle… “Derken şeytan ona vesvese verip: “Ey Âdem! Ne dersin, sana ölümsüzlük ağacını ve asla yok olmayacak bir saltanatın yolunu göstereyim mi?” dedi. “(Taha 120) İşte İblis Adem’e bu şekilde yaklaşır ve onu kandırır. Dikkat edin, Tevrattakinin aksine Havva’ya değil Adem’e yaklaşmaktadır. Bazı kişiler de burada itiraz ediyor ve madem iblis cennetten atıldı nasıl olur da gizlice cennete girip hz. Adem ve Havva’yı kandırabiliyor, Allah’ı nasıl kandırabildi? diye soruyor… Burada onun görmediği nokta, cennetten atılması demek artık cennette yaşama imkanına sahip olmaması demekti. Yoksa cennete girememesi değildi. Sonuçta o ruhani bir varlıkta ve cennete girebiliyordu. Allah istese onun girişini de yasaklayabilirdi ama o olay daha gerçekleşmeden Şeytanın onları kandıracağını biliyordu ve uyarmıştı. Amaç neydi peki? Belki de insanın olgunlaşması istenmişti, belki de dünyadaki düşmanının hilesinin apaçık bir şekilde yaşayarak kemal ermelerini murad etmişti.
“Böylece Âdem ve Havva o yasak ağaçtan yediler. Bunun üzerine ayıp yerleri kendilerine açılıp belli oluverdi de oraları hemen cennet yapraklarıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi ve şaşırıp kaldı. “(Taha 121) Tabi ki yasakları çiğnemenin bir sonucu vardır. İşaret edilen ağacın meyvesinin yenilmesi ile üstlerideki cennet libasları yok olur çırılçıplak ortada kalırlar ve utanıp cennet ağaçlarının yapraklarıyla avret yerlerini örtmeye çalışırlar.. onlar artık mucrimdi..
Bunun üzerine cezayı hak ettiler ve cennetten atıldılar. “Allah, “Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır” buyurdu” “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan diriltilip çıkarılacaksınız” dedi.” (Araf 24-25)
Görüldüğü gibi suç müşterekti ve ikisi de birlikte atıldı. Zaten önceden onları bu konuda uyarmıştı. Tabi ki uyarmış olması bunun gerçekleşecebileceği anlamına da geliyordu. Zaten yasak ve itaatsizlik bu sonucu gerçekleştirmek için yapılmıştı. Çünkü amaç onları dünyaya yerleştirmekti… “Bir zamanlar Rabb’in meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. (Melekler): “Allahım Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz” dediler. (Rabb’in): “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” dedi.” (Bakara 30) bu ayette de görüldüğü gibi hedef insanları yeryüzünün halifesi kılmaktı. Peki neden doğrudan yeryüzüne yerleştirmeyip cennette bir süre konuk edildiler? Bilinmez bunun hikmeti… belki de eğitimin bir evresiydi bu…
Hz. Adem cenneten atılınca şeytan gibi isyan etmeyip suçunu kabul edip tövbe etti. “Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle Allah’a yalvardı, tevbe etti, Allah da tevbesini kabul buyurdu. Doğrusu O, tevbeleri çok kabul eden, nihâyetsiz merhamet sahibi olandır.” (Bakara 37)… dikkat edin Adem’de emre isyan etti şeytan da… fakat şeytan kibirlenip suçluluğunu kabul etmedi, adem ise tevazu gösterip suçunu kabul edip tövbe etti ve kazandı..
Peki hz. Adem’in duası neydi? رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
“Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!” (A’râf, 7/23)
Hz. Adem bu duasında suçun müşterek olduğunu göstererek ve eşini de suçlamayarak tövbe etmiştir..
Yani bu ayetleri takip ettiğimizde yasak meyvanın hz. Havva tarafından hz. Adem’e yedirildiği şeytanın hz. Havva’yı kandırıp onun da hz. Adem’i ikna ettiğini ve dolayısıyla cenneten atılmamıza hz. havva vesile olduğunu görmüyoruz. Bunlar tevratik yani Yuhudi yorumları… Ayetlerde şeytanın doğrudan hz. Adem’i markaja aldığını anlıyoruz… Yine de Allahu alem deriz… biz bize verilen bilgi kadar biliriz…
İbrahim Halil ER
YASAK MEYVE ACABA NEFİS MİYDİ?
Hz. Adem ile Havva’nın yediği yasak meyvenin mahiyetinin ne olduğu konusunda müfessirler çok tartışmışlardır. İmamı Maturudi bunu bilgi olarak yorumlarken, bazı alimler ilim, ebedilik (Şeytan’ın hz. Adem ile Havva’yı kandırması da zaten bu sözledir. Ayette de vurgu yapılır.) cinsellik (Hristiyan anlayışı böyle), biz belki de yasak meyve insanı dünya hayatında idame edecek, dünya hayatını sürdürmesini sağlayacak olan nefis unsuru olduğunu düşünmekteyiz.
Buna da “Onlar o ağacın meyvesini tadar tatmaz, edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal buldukları cennet yapraklarıyla edep yerlerini örtmeye başladılar.”(Araf, 7/22). “Ey Âdem’in evlatları! Bakın, size edep yerlerinizi örteceğiniz giysi, süsleneceğiniz elbise indirdik. Fakat unutmayınız ki, en güzel elbise takva elbisesidir”(Araf 26) ayetlerindeki meyveden yenilmesinden sonra yaşanan değişimden çıkarmaktayız. Çünkü ilk kez birbirlerinin cinsel organlarını görmeye ve bir anlamda farklılıklarını anlamaya başlarlar.
Böylece nefis sahibi olmayan melek hüviyetinden nefis sahibi olan insan hüviyetine geçmiş olurlar. Bu da insanın evrimi için olması gereken bir unsurdu. Çünkü dünya hayatının idamesi için nefsin bazı dürtülerine (kontorllü olmalı) ihtiyaç vardı. Zaten hiç bir şey boşuna yaratılmamıştır… Not: Bütün bunlar sesli düşüncelerimiz. Katkıda bulunabilirsiniz. Bu sıralar bu konular nedense soruluyor bize. ihe