Ülkemizin lise eğitimi gerçekten çökmüş durumdadır. Bunu bilmek için uzman olmaya gerek yok. Lise öğretmenleri, hatta lisede çocuğu olan velilerle konuşmanız yeterlidir.
Lise eğitiminin çöküşünün nedenleri çoktur ben burada bir kaç tanesini zikredip pratik bazı çözümler sunacağım.
1. Lise müfredatının yoğun olması. Haftada 26 ayrı ders ve 26 ayrı hocadan eğitim almak insanı ancak şaşkın ördeğe çevirir. Yıllarca bunun yanlışlığını anlattık ve nihayet Bakanımız bu ders sayılarının azaltılacağını söyledi. Emin olun Orada gerekli olan ders sayısı 7 veya 8’i geçmez.
Benim önerim, ıvır zıvır dersleri kaldırıp o derslerdeki konuların ana dersler içerisinde bir ünite olarak işlenmesini sağlamaktır.
Böylece öğrenci farklı derslerle, kitaplarıyla, sınavlarıyla boğuşmayıp tek derse yoğunlaşacaktır.
2. Ders sayısının azaltılması ile öğrenci ana derse ve onun öğretmenine daha fazla zaman ayıracak ve dersin öğrentmenini dah yakından tanımış olacaktır.
Dersin öğretmeni de bir sınıfa daha çok zaman ayırdığından öğrencilerini daha yakından tanımış olacaktır. Düşünebiliyor musunuz? haftada iki saat bir sınıfa ders vermeye gidiyorsunuz… yıl sonuna kadar öğrencilerin isimlerini bile ezberleyemezsiniz. Çünkü yüzlerce öğrenci ile ilgilenmiş olacaksınız…
İsimlerini bile bilmediğiniz öğrencilerin başarısını nasıl takip edece, onlara nasıl faydalı olabileceksiniz?
3. Müfredatlarımız ve ders kitaplarımız çok yoğun. Konu ve içerik çok fazla…
Ders kitaplarımızın hafifletilmesi ve müfredatların içeriklerin azaltılması gerekir.
Hatta kitaplarımız kalın kalın olmak yerine özet olmalı, kitaplarda konular detaylı açıklanmak yerine özeti verilmelidir. Kitaplar özetten sonra yönlendirme yapmalı, konuyla ilgili bir kitap makale listesi sunmalı öğretmen duruma göre bunları okutmalıdır.
Ders kitapları herşeyin hazır bulunduğu kitap değil, bir program sunmalıdır. Herşeyi öğretmen anlatmalıdır. Yardımcı materyaller ve araştırmalara yönlendirilmelidir.
4. DÖRT YIL BOŞA HEBA EDİLMİŞ YILLARDIR
Gerçekten de dört yıl boyunca ergenlik dönemine yeni girmiş gençleri okul hapishanesine doldurmak onları köreltmek demektir.
Eğitimin amacı gençleri oyalamak değil, hızlı bir şekilde hayata hazırlamaktır.
İleride işlerine yarayacak bilgileri bir çırpıda vermek yerine, bilgi ihtiyaç duyulduğunda öğretildiği yer olmalıdır.
İhtiyaç duyulmayan bilgi öğrenilmez.
Eğitim usul öğretmelidir. Her ders ile ilgili temel bilgiler ve kavramlar öğretilmeli, mantık sunulmalı ve öğrenciye o ilim ile ilgili nasıl bir davranış ve kavrayış sağlayacağını göstermelidir. Buna usul ilmi denir.
Yoksa bizim şimdiki eğitimimizde olduğu kalın kalın kitapları verip bunu ezberlemelerini istemek eğitim değildir.
Gençlere analiz yapma, çözümleme mantığı işlenmelidir.
Bu nedenle eğitim sürecini iki yıla indirip hemen üniversiteli yapmalıyız.
Liseleri de üniversiteye gitmeyi düşünen gençlere göre organize etmeli, alanlar oluşturmalı ve zorunlu olmaktan çıkarmalıyız.
MESLEK LİSELERİ DE
İki artı iki 2+2 şeklinde olmalıdır. İki yıl teorik, iki yıl pratik eğitim şeklinde olmalı burayı bitiren gence lise ve yüksek okul diploması verilmelidir. Yani çift diploma verilmelidir.
5. Liseler iki yıla düşürüldüğü için gencin iki yıl kazancı olacaktır. Bunu da üniversitelere bir yıl yabancı dil hazırlık koyarak tüm üniversite öğrencilerimize iyi bir yabancı dil öğretmeliyiz.
Fakülte bittiğinde bir yıl da master programı zorunlu olarak eklenmeli ve böylece her üniversite mezunu ekstradan bir yabancı dil ve bir yükseklisans programı sunulmalıdır.
Sorun çok
Ama çözümleri de basit
Sadece siyasi iradenin bunu bir dava olarak görüp üzerine düşünmesi gerekir.
İbrahim Halil ER