![](https://ibrahimhaliler.com.tr/wp-content/uploads/2024/05/selcuklu.jpg)
Selçuklu Taht Kavgalarında Kadınların İktidar Mücadelesi
Melikşah öldürüldüğünde (1055-1092), arkada birkaç erkek evlat bırakmıştı. Bunlardan 4 tanesi meşhurdur.
1. Berkyaruk: Henüz 11 veya 12 yaşında
2. Muhammed Tapar: Berkyaruk’tan 6 ay küçük
3. Sencer: 8 yaşında
4. Mahmud: 4 yaşında
Mahmud’un annesi, zekası, dehası ve Melikşah üzerindeki nüfuzuyla meşhur Terken Hatun’du. Terken Hatun, küçük yaştaki oğlu Mahmud’la birlikte Bağdat’da oturuyordu. Zeki olması, kendi nimetiyle yetişen devlet adamlarının çokluğu ve Abbasi halifeliğinin merkezinde oturuyor oluşu ona taht mücadelesinde avantaj sağlıyordu. Fakat tek sorun vardı, oğlu en küçük varisti.
Fakat o kadınca ihtirasıyla bu küçüklüğü dinlemedi. Kocası Melikşah’ın vefat haberini gizledi. Devlet adamlarına bol paralı ve gizli mektup göndererek küçük oğluna biat etmelerini istedi. Onun nimetiyle yetişen devlet adamları daveti hemen kabul ettiler. Terken Hatun Abbasi Halifesi Muktedi’ye de haber göndererek oğlunun sultanlığını onaylamasını istedi. Halife küçük olduğu gerekçesiyle önce kabul etmese de baskı üzerine kabul edip “Nasıruddin” ünvanı verdi.
İMAM-I GAZALİ BİLE BU KOMEDİYİ ENGELLEYEMEDİ
İktidar merkezinde bunlar yaşanırken, dini merkezlerde ise olay endişe ile izleniyordu. Müslümanların başına bir çocuk hatta bebek getiriliyordu. Bu dönemde Müslümanların büyük alimi İmam-ı Gazali’de yaşıyordu. O, yapılan dalaverelere tepki gösterip; “şeriata göre bu yaştaki bir çocuk hükümdar olamaz” diyerek fetvayı verdi. Ama kim dinler ki koca imamı, Hüccetullah olması da kimsenin umurunda değildi…
Bu durum Terken hatun’un planlarını bozamazdı. Hemen konumu kitabına uydurmaya başladı. Oğluna vezir Tacülmülük’ü vasi tayin etti ve Halife’nin torunu Cafer’den destek aldı. Onların desteğiyle 1092 yılında Bağdat camilerinde yeni bebek sultan adına hutbe okunmaya başlandı. Dinin siyasete alet edilmesi hep olmuştur. Ardından Mekke ve Medine’de de hutbe Mahmud adına okundu.
KADINLARIN KAPIŞMASI
Terken hatun, oğlunu sultan yapsa da rakipleri vardı ve onlar hayatta olduğu sürece oğlunun konumu hep tartışmalı olacaktı. Önündeki en büyük rakip Melikşah’ın büyük oğlu Berkyaruk’tu. Çünkü büyük varken küçüğün sultan olması pek hoş karşılanmazdı.
Melikşah öldüğünde Selçuklu hanedanına mensup eşi ve Berkyaruk’un annesi Zübeyde Hatun İsfahan’da bulunuyordu. Melikşah da işini biliyordu. Her şehre bir hatun yerleştirmişti.
Terken hatun Berkyaruk’tan kurtulmak için emir Gurboğa’yı Berkyaruk’u yakalaması için İsfahan’a gönderdi. Gürbuğa, İsfahan’a gelerek Berkyaruk’u tevkif etti. Bunun üzerine Berkyaruk’un annesi de kendi müttefiklerini yardıma çağırdı. Berkyaruk’un en büyük müttefiği de ünlü vezir Nizamulmulk’ün oğulları ve onları destekleyen geniş kitleydi. Onların desteği ile Berkyaruk, hapisten kaçırılıp Rey şehrine götürülerek burada Sultan ilan edildi. Berkyaruk sultan ilan edildiğinde henüz 13 yaşındaydı ve hatta mücevherlerle süslü tacını küçük başında taşıması kolay olmamıştı.
İKİ KADIN SAVAŞIYOR
Mahmud Bağdat’ta Selçuklu sultanı ilan edilmiş, Berkyaruk da Rey’de… Bunun üzerine iki sultanın Selçuklu tahtı için savaşması gerekiyordu.
Gerçi sultanlar daha çocuktu ve olayın farkında değildiler. Önemli değil, anneleri ne güne duruyordu. Terken Hatun oğlu Mahmud için, Zübeyde Hatun da Berkyaruk için askerlerini hazırladı. Berkyaruk’un destekçileri Nizamülmük’ün adamları ve ailesiydi. Ayrıca Melikşah’ın önemli komutanı Gümüştekin’de onu destekliyordu. Mahmud’u da vezir Tacülmülük ve Selçuklu devlet adamları destekliyordu.
İki ordu arasında hakimiyet savaşı yapıldı. Mahmud’un ordusu savaşı kaybederek İsfahan’a çekildi. Berkyaruk, kardeşi Mahmud’u takip ederek İsfahan’ı kuşattı. (Tabi ki iki çocuğun böyle bir şeyin anlamından bile haberi yoktu. Birisi 4 yaşında diğer 13 yaşındaydı. Komutanlar ve çıkar çevreleri onların şahsında kendi çıkarlarının kavgasını yapıyorlardı. Ayrıca, anneleri de iktidar savaşı veriyordu. Bu dönemde bir Selçuklu komutanı olaya bakarak şöyle söyleyecektir “erkekler savaşır, kadınlar savaş çıkartır.”) Fakat Terken Hatun, 500 bin dinar vererek kuşatmayı kaldırdı. Berkyaruk’un ordusu Hemedan’a döndü.
Bu arada Nizamülmülk’ün adamları da Tacülmülk’ü öldürerek efendilerinin intikamını almış oldular. Çünkü Nizamülmülk’ün suikastında Tacülmülk’ün parmağı vardı. Onun yerine vezir olmak için devreden çıkarmıştı. Berkyaruk, Nizamulmulk’ün oğlu İzzüddevle’yi vezirliğe getirdi.
Terken Hatun Terk Etmiyor
Her ne kadar savaşı kaybeden Terken Hatun (pardon Mahmud) olsa da o, pes etmiyordu. Melkişah’ın amcazadesi ve Berkyaruk’un dayısı Gence Meliki İsmail’e haber göndererek ittifak teklifinde bulundu. Bunun karşılığında bir kadının sunabileceği en büyük kozu yani kendisiyle evleneceğini vaad etti, ancak İsmail’de yenildi (1094). Bunun üzerine Berkyaruk, Bağdat’ta sultan ilan edildi.
Ama aslında sorunlar yeni başlıyordu. Melikşah’ın kardeşi Suriye Selçuklu Sultanı Tutuş, yeğenine karşı isyan etti. Yapılan savaşı Berkyaruk kaybedince İsfahan’a kaçtı. Burada bulunan kardeşi Mahmud’un (Daha önce Berkyaruk burda, Mahmud Bağdat’taydı. Şimdi yerler değişmişti.) adamlarında Emir Üner, ayaklarına kadar gelen fırsatı kaçırmak istemedi ve Berkyaruk’u tutukladı. Ardından bir daha sultanlık iddiasında bulunmaması için gözüne mil çekmeye karar verdi.
Fakat kader ağlarını örmüştü 🙂 Bu sırada Mahmud suçiçeği oldu ve bir hafta sonra da vefat etti. Onun vefat etmesi ile Berkyaruk kurtuldu ama Terken sultanı da artık etrafındakiler terk ettiler. Çünkü elinde oynayacağı başka bir oyuncak kalmamıştı. İşin ilginç yanı Mahmud’dan sonra Berkyaruk’da çiçek hastalığına tutuldu. Bunlar zaten çocuktu, fakat o hastalığı atlattı. Artık, Berkyaruk’un gücü arttı ve kendisine katılan yeni emirlerle amcası Tutuş’u yendi. Bundan sonra Berkyaruk’un dönemi başlayacak.
NİZAMULMÜLK’ÜN ÖLDÜRÜLMESİNDE DE TERKEN HATUNUN PARMAĞI VARDI
Nizamülmülk’ün öldürülmesinde Melikşah’ın ve eşinin parmağı olduğu ile ilgili rivayeti buldum. Dönemin Vakainuvis’i Ebul Ferec Adurrahman ibnül Cevzi’nin El-Muntezem fi tarihil umem kitabında özetle şöyle der: Söylendiğine göre vezirin öldürülmesi, Sultanın onayı ve Tacülmülk ebul Ganim’in girişimleri sonucunda olmuştur.
Nizamülmülk’ün öldürülmesi ile sultan’ın ölümü arasında 35 gün geçmiştir. Bu da bir ibret olmuştur. Halk ise aralarından Sultanın, vezirin öldürülmesine rıza gösterdiğini konuşup durmuşlardır. Bütün bunları da Tacülmüşk ve sultanın eşi birlikte yapmışlardır. Çünkü Hatun, Melikşah’tan “oğlu Mehmad”u kendisinden sonra sultanlığa getirmesini vasiyet etmesini istemiş fakat Nizamülmük bu hususta sultanın fikrini engellemişti. İşte bu nedenle onlar, sultandan isteklerini engellemesi dolayısıyla Nizamulmülk’ten çekinmişlerdir.
MELİKŞAH’IN ÖLÜMÜNDE TERKEN HATUN PARMAĞI
İbrahim Kafesoğlu konuyla ilgili şöyle der: “O sırada Bağdat’a gitmiş olan Sultan Melikşah, şehzade Berkyaruk yerine kendi oğlu Mahmud’u veliahd yapmak isteyen muhteris Terken Hatun ile Melikşah’a kırgın bulunan halife el-Muktedi bi’llah’n işbirliği neticesinde zehirlenerek öldürüldü (20 Kasım 1092).
Ne kadınmış! Koca devleti yıkacak…
Ama aslında sorunlar yeni başlıyordu. Melikşah’ın kardeşi Suriye Selçuklu Sultanı Tutuş, yeğenine karşı isyan etti. Yapılan savaşı Berkyaruk kaybedince İsfahan’a kaçtı. Burada bulunan kardeşi Mahmud’un (Daha önce Berkyaruk burda, Mahmud Bağdat’taydı. Şimdi yerler değişmişti.) adamlarında Emir Üner, ayaklarına kadar gelen fırsatı kaçırmak istemedi ve Berkyaruk’u tutukladı. Ardından bir daha sultanlık iddiasında bulunmaması için gözüne mil çekmeye karar verdi. Fakat kader ağlarını örmüştü 🙂 Bu sırada Mahmud suçiçeği oldu ve bir hafta sonra da vefat etti. Onun vefat etmesi ile Berkyaruk kurtuldu ama Terken sultanı da artık etrafındakiler terk ettiler. Çünkü elinde oynayacağı başka bir oyuncak kalmamıştı. İşin ilginç yanı Mahmud’dan sonra Berkyaruk’da çiçek hastalığına tutuldu. Bunlar zaten çocuktu, fakat o hastalığı atlattı. Artık, Berkyaruk’un gücü arttı ve kendisine katılan yeni emirlerle amcası Tutuş’u (Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ı öldürmesini sağlayan kişidir.) yenip öldürdü ve kendisine karşı Horasan’da isyan eden diğer amcası Arslan Argun’u da öldürdü. Bundan sonra Berkyaruk’un dönemi başlayacak.
Kardeşi Sencar’ı Horasan Sultanı yapan Berkyaruk’un karşısına bu sefer diğer kardeşi Muhammed Tapar çıktı. Muhammed Tapar’ı harekete geçiren Nizamulmulk’ün oğlu Müeyyidülmülk’tü. Çünkü onu vezirlikten azletmiş o da Muhmmed Tapar’ın safına geçmişti. Müeyyidülmülk, çok nüfuzlu ve güçlü bir şahıstı. Bu arada Anuştekin bağımsızlığını ilan ederek Harzemşahlar devletini kurdu.
Müeyyidülmülk, Abbasi halifesi üzerine baskı kurup Berkyaruk yerine Muhammed Tapar’ı sultan ilan ettirdi. Tapar ile Berkyaruk arasındaki savaş tam beş yıl sürdü ve Berkyaruk’un zaferiyle sonuçlandı. Müslümanlar devletçilik oynadıkları sırada Haçlılar İslam dünyasına girip Kudüs’ü aldılar.
Her ne kadar Horasan Sultanı kardeşi Sencar’ın sesi çıkmıyor olsa da Muhammed Tapar ile anneleri birdi ve devreye yine kadın eli girdi. İki kardeş, Berkyaruk’a karşı Cürcan’da buluşup ittifak yaptılar. Bu ittifaka Artuklular da destek oldular. Tapar, Bağdat’a saldırarak burayı aldı. Halife de “Kral öldü yaşasın yeni kral diyerek yeni Sultan adına hutbe okutmaya başladı.” Fakat daha sonra iki kardeş yeniden savaştı ve bu savaş öncekilerden çok daha korkunç oldu. Bunun üzerine devlet adamları ve alimler araya girdiler. İki kardeşi barıştırıp ülkeyi böldüler. Fakat asıl sultan Berkyaruk oluyordu ve Bağdat’a geliyor, hutbe onun adına okunuyordu (1102). Ama barış uzun sürmeyecek…
İki kardeş arasındaki yeni savaş da 5 yıldan fazla sürdü. Fakat savaşla iki taraf da birbirine üstünlük sağlayamayınca yeniden barış yapıldı. Aslında iki kardeşin böyle kapışmasını sağlayanların başında büyük komutanlar ve bölge emirleriydi. Çünkü merkezdeki hükümdar zayıfladıkça onların gücü artıyor, konumları güçleniyordu. Fakat barış antlaşmasından iki yıl sonra Berkyaruk hastalanarak vefat etti (1104). Yerine oğlu Melikşah’ı Sultan ilan etti.
Fakat çocuk olduğundan tahtını koruyamadı ve indirilip gözlerine mil çekildi. Halbuki babası oğlunu sultan yapacağına kardeşi Tapar’a devr etseydi belki de oğlunun hayatını da karartmazdı ama bu iktidar körlüğü…
Bu arada Sultan Muhammed Tapar ile Sultan Sencar arasında herhangi bir saltanat mücadelesi yapılmamasının nedenin ikisinin de annesinin aynı olmasından kaynaklandığını söylemiş miydim?
İbrahim Halil ER