Aslında akıl ile ilgili tartışma, yani aklı kendimize rehber alıp almamayla ilgili tartışma İslam düşüncesinin ilk dönemlerine kadar ulaşır.
Felsefe, kelam, akaid ve usulu fıkıht’ta bu konular tartışılmıştır.
Tartışmanın ana ekseni şu soruya dayanır:
İyi- kötü, güzel- çirkin, doğru- yanlış gibi kavramları biz aklımızla mı?
yoksa şari’nin (yani Allah’ın) gönderdiği vahiyle (yani nakille) mi? biliyoruz.
Bazı alimler, aklımızla bunları idrak ettiğimizi söylerken, bazıları da nakil sayesinde bunu bildiğimizi söylemişlerdir.
İki tarafın da kendine göre ciddi delilleri vardır. Mesela nakli esas alan birisi faizin yasaklanmasını delil gösterebilir. Onlara göre akıl faizi doğru kabul ederken nakil sayesinde bunun çirkin olduğunu anlamış oluyoruz. Aynı şey zina için, içki için de geçerlidir.
İmam-ı Gazili burada var olan tartışmayı sistemleştirdiği gibi, akla sınırlama getirmiştir. Akıl, bizim rehberimiz fakat tek başına yeterli değil. Her şeyi bilemez. Onun Rehbere ihtiyacı vardır. Ona doğru ve yanlışı öğretecek bir rehbere ihtiyaç vardır, o da dindir,Şari’dir.
i.h.er
Tüm ifadeler:
Ayla Dilek, Talip Unluer ve 19 diğer kişi