Bir tüccar şöyle anlatir…
“Ankara’ya ordumuza kamyon, kamyonet satmak üzere Georges Mahe adında yaşlı bir Fransız gelmişti. Onunla tanıştım, dost olduk. Kendisi vaktiyle Çin Hindinde valilik etmiş.
Bir gün bu zatla konuşurken “Avrupa’ya öğrenci göndermek” meselesi açıldı.
O şöyle dedi: “Avrupa’ya öğrenci göndermek doğru değildir. Göndereceğiniz öğrenciler, orayı gördükten sonra içlerinden “memlekete dönmek” istemezler. Döndükleri vakit, “bilmedikleri yurtlarına” alışamazlar; memleketlerine yararlı hizmetler göremezler. Onun için bundan vazgeçmelisiniz.
Siz, Üniversitenize Avrupa’nın en ünlü bilginlerinden profesörler getirtiniz. Onlara vereceğiniz para ne kadar çok olursa olsun, yine yarısı memlekette kalır; oysaki öğrenciler için vereceğiniz paralar “Avrupa’ya dökülür”; siz zarar görürsünüz. Böylece ünlü profesörler, kendilerine “Türkiye’ye gitti de bir şey yapamadı” denmemesi için burada herhalde başarılı olmaya çalışırlar.
Avrupa’ya hiç öğrenci göndermeyiniz, demiyorum. Göndereceğiniz gençler, üniversitenizi bitirdikten, kazandıkları ihtisasa göre memleket hizmetinde değerli işler gördükten sonra “bilgilerini artırmak”, Batı memleketlerinin bilgideki, teknikteki ilerlemelerinden, “usullerinden yararlanmak” için Avrupa’ya gönderilir. Bunlar, “memleketlerini bildiklerinden”, “sevdiklerinden”, hizmetinde bulunduklarından döndükleri vakit “daha iyi hizmet etmeye” muvaffak olurlar”.
Bu sözler o günden beri zihnimden çıkmamıştır”
Kazım Nami Duru, Hatıralar, s. 107.
İbrahim Halil ER
Recep Dortbudak
Çok doğru bir tesbit
Nevrez Kartal
İki yönetiminde doğru yanı var hocam.
Okumak mühimdir ama görmek başka şey.
Emine Erdek
Kesinlikle çok doğru biz 94 2001 yılları arasında Almanya Hollanda Avusturya da görev icabı bulunmustuk o zaman çocuklar ilkokul okuyordu bir dönem Almanya da okudular gördüm ki oradaki hocalar böyle akıllı zeki istikbal vadeden öğrencileri öyle kapıp sahipleniyor ki çocuklarım üzerinde bu kopusu farkedince ben hemen 5 çocuğumu alıp Türkiye ye döndüm eşim ne yapıyorsun dedi benim gavura kaptiracak büyüyünce karşıma hristiyan olarak dikilecek çocuğum yok dedim çocuklar herbiri yüksek lisans bitinceye kadar yurtdışına gitmelerine (okumak için )asla izin vermedim bunda ne kadar isabetli karar verdiğimi çocuklardan öğrendim çocuklar anne sen bizi o zaman Almanya dan getirmeseydin biz asla Türkiye ye dönmezdik cunki ordaki öğretmenler okul idaresi vs bizi öyle sahiplendiki az kaldı kendimizi Alman sanacaktik diyorlar bu gerçeği orda kalan Türk ailelerinde gördüm onların çocukları orayı o kadar benimsemiş ki kendileri Alman biz yabanciymisiz muamelesi yapıyorlar bunu da bizzat gozlemlemem benim için çok iyi oldu şunu çok iyi anladım ki batı her zaman kendi işine yarayacak gençlik için adeta kurulmuş bir tuzak gibi bizim istikbal vadeden çocuklarımızı kapmak için bekliyor ailelere büyük görev düşüyor çocuk doğurmak değil dogurduguna sahip çıkmak kaptırmamak çok önemli bizim zeki çalışkan çocuklarımız bizim vatan milletimiz için hizmet etmeli bu yüzden vatan sevgisi imandandır gerçeğini yaşayan daha iyi anlıyor başına gelmeyen kıymet bilmiyor malesef. ..
İbrahim Cücük
Gerçekten isabetli
Halil İbrahim Kabak
Eee her tahsile giden Erbakan olarak dönemez tabii ki…
Erdinç Eratilla
Mükemmel. Osmanlı’yı yıkanlar Avrupa’ya tahsile gönderilip oradan ilim ile dönecek iken onlara benzemek için ihtilal yapmak fikirleri ile dönen gönüllü batı uşakları olmuştur.